ALP ''BİZİ BÖLEMEYECEKLER''

Asayiş 22.12.2016 - 10:04, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

ALP ''BİZİ BÖLEMEYECEKLER''

Ak Parti İlçe Başkanı İdris Alp haftalık toplantı öncesi basına Türkiye gündemini değerlendirdi. Başkan Alp”Bizi Bölmek parçalamk için uğraşıyorlar. Biz millet olarak her olaydan sonra daha da çok kenetleniyoruz İşte bu yüzden ne kadar çabalarsalar da bizi birbirimize düşüremeyecekler. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, TAK'ı, Tuku, tüm elemanlarını üstümüze salsa da; FETÖsü, Daeş'i, DHKPC'si, hepsi bir araya gelse de, Doğu'dan ve Batı'dan tüm destekçileri varlarını yoklarını onlara desteğe harcasa da milletimizi bölemeyecekler. İç savaş çıkaramayacak, yeni bir darbeye girişseler de başaramayacaklar. Devleti millete, askeri hükümete, Türkü Kürde, Kürdü Türk’e düşman edemeyecekler. Bayrağımızı indirip vatanımızı parçalayamayacaklar”dedi.

Başkan Alp “Türkiye'de kutuplaşma meselesi sürekli gündemde tutuluyor ve zaman zaman siyaset üzerinden zaman zaman Kürt meselesi ve mezhepçilik üzerinden Türk toplumunda derin uçurumlar olduğu algısı yürütülüyor. Toplumda dillendirildiği gibi derin bir kutuplaşma oluşmamasına rağmen kimlikten ziyade siyasiler tarafından bir kutuplaşma algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Türk toplumunda siyasilerin dillendirdiği gibi belirgin bir kutuplaşma yoktur. Daha ziyade yaşam tarzı ve korkulan üzerinden siyaset yapma tarzı mevcuttur. Kutuplaşma toplumun değil belli çevrelerin tuttuğu bir konudur. Türkiye'de kutuplaşma meselesinin sürekli gündemde tutulduğuna dikkat çekildi. AK Parti birliktelik ruhunu öne çıkardığı müddetçe muhalefet Partilerinin kutuplaşma üzerinden yaptığı siyaset de karşılıksız kalacaktır. Mevcut durumda toplumda milliyetçiliğin dindarlığa göre daha etkin olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar bir arada tutan değerler din aile vatandaşlık gibi ortak değerlerdir. Etnik kimlik mezhep gibi ayrıştırıcı unsurların bireyleri bu ülkede bağlayan değerler arasında belirgin bir bağlayıcılığı olmadığı görülmektedir.  SEFERBERLİK  Başkan Alp “Terörün hesap edemediği aslında anlayamadığı ve hissedemediği şeyler. Onlarda olmayıp bizde olanlar en güçlü yanımız; sezgimiz, bağlarımız ve vatan sevdamız. Yalan dolanlarıyla aklımızı bulandırsalar da, türlü tezgahlarıyla bizi birbirimizden uzaklaştırsalar da, her saldırdıklarında son darbeyi vurduklarını sanıp bizi koparacaklarını sansalar da, aksi oluyor ve birbirimize sarılıyoruz. Ayılıyor ve kendimize geliyor ve daha da fazla kenetleniyoruz.  İşte bu yüzden ne kadar çabalarsalar da bizi birbirimize düşüremeyecekler. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, TAK'ı, Tuku, tüm elemanlarını üstümüze salsa da; FETÖsü, Daeş'i, DHKPC'si, hepsi bir araya gelse de, Doğu'dan ve Batı'dan tüm destekçileri varlarını yoklarını onlara desteğe harcasa da milletimizi bölemeyecekler. İç savaş çıkaramayacak, yeni bir darbeye girişseler de başaramayacaklar. Devleti millete, askeri hükümete, Türkü Kürde, Kürdü Türk’e düşman edemeyecekler. Bayrağımızı indirip vatanımızı parçalayamayacaklar. Ne yaparsalar yapsınlar, biz buradayız, burada kalacağız.  Ezanlarımızı susturmayı, camilerimizi kapatmayı, sokaklarımızı, caddelerimizi boşaltmayı, bu ülkeye diz çöktürmeyi başaramayacaklar. Tüm terör tehditleriyle, toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, patlayıcılarıyla gelseler de bu halkı teslim alamayacaklar. Ekonomik saldırılarıyla, derecelendirme kuruluşlarıyla, dolarlarıyla, Eurolarıyla, medyadaki tetikçileriyie de gelseler bizi pes ettiremeyecekler. Bizi davamızdan, sevdamızdan, vatanımızdan vazgeçirmeyecekler.  Biz kararlıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan ettiği milli seferberlik halinde teröre karşı safları sıklaştıracağız. Farklılıklarımızla birbirimizi sevip en çok birbirimize tutunacağız; aramıza sokmaya çalıştıkları ayrılıkçılara birlikte dur diyeceğiz. Bu ülkede savaş yokmuş gibi yaşamaya devam edip, her an savaş çıkabilirmiş gibi hazırlıklı ve teyakkuzda olacağız. Bir yandan günlük yaşamımızı bizden çalmalarına izin vermeyerek hayatı devam ettirip öte yandan direncimizi sağlamlaştıracak, gücümüzü artıracağız. Çünkü başka Türkiye yok, bizim gidecek başka yerimiz yok; burayı gözümün gibi, canımız pahasına savunacağız.    YENİ BİR DARBENIN ZEMİNİ OLUŞTURULUYOR OLABİLİR AMAN DİKKAT!  Önce Beşiktaş'ta sonra da Kayseri'de kan kustu terör bir kez daha. Alçakça bir saldırı bu...  Şehitlerimize Allah'tan rahmet ailelerine sabır milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın da bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını niyaz ediyorum. Rabbimden.  Şu anlaşıldı: Yalnızca terör örgütlerini konuşarak terör sorunuyla baş edemeyiz. Kuklalardan ziyade kullanan kuklacıları Terörle dünyaya çeki düzen vermeye kalkışan özelliklede Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışan terörün ağababalarını konuşmak zorundayız. Teröre alışmayacağız bu çok iyi bilinsin. Ülkeyi kaosun iç savaşın eşiğine sürüklemek ve yeni bir darbenin zeminini oluşturmak istiyorlar. Türkiye'de iç barışın güvenin ve kardeşlik ortamının bozulmaması için azami gayret göstermemiz toplumun kenetlenmesi gerekiyor. Terörle kararlı bir şekilde mücadele devam edilmesi kaçınılmaz. Hem dik durmamız hem de teyakkuzu elden bırakmamız gerekiyor. İran'ın yaptıkları kabul edilemez. Adım adım güneyimize yerleşip Akdeniz'e koridor açmasına mazlumları gözünün yaşına bakmadan katletmesine mezhep savaşını kışkırtmasına ve Pers imparatorluğu hayallerine göz yumulamaz. Ama Türkiye'ye tuzak kuruluyor olabileceği ihtimali de asla göz ardı edilemez.  YENİ BİR DARBE YA DA İÇ SAVAŞ! ŞİMDİ DE BUNUN PEŞİNDELER  Ne yeni bir darbe, ne bir iç savaş. Ama böyle hedef ile hareket ettiklerini bilmek zorundayız. Bilirsek, farkında olursak karanlık bir odaya kapanmış olan adamın gözünün içine fener tutup paniklemesini sağlamış oluruz. Bugün ‘’Türkiye iç savaşa mı sürükleniyor?’’ diye soranlar, 15 Temmuz’dan 4 ay önce, 2 ay önce ‘’Türkiye’de bir dahaki darbe ne zaman?’’, ‘’Güçlenen generaller Erdoğan’a karşı harekete geçebilir’’ başlığı ve kurgusu taşıyan makaleler kaleme almışlardı. ‘’Türkiye’de darbe ne zaman?’’ diye sorarken aslında Türkiye’de bir an evvel bir darbe olsun demek istiyorlardı. Şimdi de aynı meşum adamlar, yine soru kipi ile kamufle ederek ‘Türkiye’de iç savaş çıksın’ temennisinde bulunuyorlar. Buna, kendini devlet yerine koyma eylemi de diyebiliriz. İç savaş dediğimiz şey, devlet otoritesinin kaybolduğu, vatandaşın devletten ümidi keserek kendi başına hak aramaya yöneldiği durumlarda kendini gösterir.  Yani bu işin birinci şartı, devlet/kamu otoritesinin ortadan kalkmasıdır. Kayseri'deki alçak saldırı sonrası, bazı kentlerde HDP binalarına yönelik saldırılar oldu. İnsanlar, terör nedeniyle duydukları öfkeyi buralardan çıkarmaya yöneldiler. Allah'tan İçişleri Bakanlığı doğru zamanda doğru bir hamle yaparak, bu tür eylemlere prim verilmeyeceğini açıklamış/göstermiş oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe saldırısı sonrası muhtarlar toplantısında, "Milli seferberlik ilan ediyorum" demişti. Güvenlik güçleri yetkilerini çekinmeden kullanacak, vatandaş da terör örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili gördüklerini, bildiklerini güvenlik güçlerine aktaracaktı.Ancak art niyetli bazı çevreler seferberlik çağrısını topluma başka türlü göstermeye çalıştı. Ki, Erdoğan, bu art niyetli çabaları fark ettiği için olsa gerek, seferberlik çağrısı yaparken birinci amacının 'milli dayanışma içinde hareket etmek' olduğunu vurgulama ihtiyacı hti. PKK’nın en fazla ihtiyaç duyduğu zaman 300 kişiyi toplayamadığı Diyarbakır’da teröre karşı 5 bin kişinin yürümesi böyle bir ortamda ilaç gibi geldi  KAYSERİ ve İSTANBULDAKİ TERÖR OLAYLARINI KINIYORUZ  Beşiktaş'taki alçakça saldırının üzerinden 1 hafta geçmişti ki, hain terör bu kez Kayseri'de yüzünü gösterdi. Önce polisimiz, sonra askerlerimizi şehit eden kahpeler yine yüreğimizi yaktı. İstanbul ve Kayseri'deki meydana gelen saldırılar Türk milletini derinden üzdü. Milletimizin geleceğine yön verecek adımların atıldığı bu günlerde, böyle hain ve sinsice saldırıların meydana gelmesi oldukça manidardır. 15 Temmuz darbe girişimi ile amaçlarına ulaşamayanlar, Türkiye ekonomisi üzerindeki planlarının da tutmayacağını anlayınca terör silahına bir kez daha sarılmışlardır. 15 Temmuz darbe girişimini önleyen asil Türk milletinin bu tür terör saldırılarının da üstesinden gelecektir. Milletimizin başı sağ olsun. Terör saldırısında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi uygulaması için yeni adımların atıldığı bugünlerde milletimizin sağduyulu olması ve geleceğine sahip çıkması büyük önem arz etmektedir. Gün her zamankinden daha fazla birlik ve beraberlik içinde olma günüdür. Asil milletimiz terör eylemlerinden medet uman yurtiçi ve yurtdışındaki odak\arın kirli emellerine ulaşmalarını engelleyecek güçtedir.  RUS BÜYÜKELÇİSİNE SUİKAST  Sadece son 10 gün içinde;  Amerikalı neo-con yazar Michael Rubin ve ABD Ankara eski büyükelçisi Eric Edelman’ın ‘’Türkiye'de iç savaş çıkacak’’ söylemleri  Ardından Beşiktaş ve Kayseri terör saldırıları - Sosyal medyadan provokasyonlar, HDP parti binalarına saldırılar - Ve şimdi de Rusya Büyükelçisinin vurulması. Ülkece süratle bir yerlere çekiliyoruz ama bunu kimsenin başaramayacağını bilmesini istiyoruz. Son dönemlerde Rusya ile ilişkilerimizin düzeldiği Suriye ve Halep konusunda anlaşmaya vardığımız zamanda böyle bir saldırının olması manidar. Rusya’nın böyle bir oyuna gelmeyeceği aşikardı ve nitekim de öyle oldu. Türkiye ile aynı söylemlerde birleşen Putin, bu saldırının Türkiye ile Rusya arasında iyi ilişkilere zarar vermeyeceğini dile getirdi. 
Ak Parti İlçe Başkanı İdris Alp haftalık toplantı öncesi basına Türkiye gündemini değerlendirdi. Başkan Alp”Bizi Bölmek parçalamk için uğraşıyorlar. Biz millet olarak her olaydan sonra daha da çok kenetleniyoruz İşte bu yüzden ne kadar çabalarsalar da bizi birbirimize düşüremeyecekler. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, TAK'ı, Tuku, tüm elemanlarını üstümüze salsa da; FETÖsü, Daeş'i, DHKPC'si, hepsi bir araya gelse de, Doğu'dan ve Batı'dan tüm destekçileri varlarını yoklarını onlara desteğe harcasa da milletimizi bölemeyecekler. İç savaş çıkaramayacak, yeni bir darbeye girişseler de başaramayacaklar. Devleti millete, askeri hükümete, Türkü Kürde, Kürdü Türk’e düşman edemeyecekler. Bayrağımızı indirip vatanımızı parçalayamayacaklar”dedi.

Başkan Alp “Türkiye'de kutuplaşma meselesi sürekli gündemde tutuluyor ve zaman zaman siyaset üzerinden zaman zaman Kürt meselesi ve mezhepçilik üzerinden Türk toplumunda derin uçurumlar olduğu algısı yürütülüyor. Toplumda dillendirildiği gibi derin bir kutuplaşma oluşmamasına rağmen kimlikten ziyade siyasiler tarafından bir kutuplaşma algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Türk toplumunda siyasilerin dillendirdiği gibi belirgin bir kutuplaşma yoktur. Daha ziyade yaşam tarzı ve korkulan üzerinden siyaset yapma tarzı mevcuttur. Kutuplaşma toplumun değil belli çevrelerin tuttuğu bir konudur. Türkiye'de kutuplaşma meselesinin sürekli gündemde tutulduğuna dikkat çekildi. AK Parti birliktelik ruhunu öne çıkardığı müddetçe muhalefet Partilerinin kutuplaşma üzerinden yaptığı siyaset de karşılıksız kalacaktır. Mevcut durumda toplumda milliyetçiliğin dindarlığa göre daha etkin olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar bir arada tutan değerler din aile vatandaşlık gibi ortak değerlerdir. Etnik kimlik mezhep gibi ayrıştırıcı unsurların bireyleri bu ülkede bağlayan değerler arasında belirgin bir bağlayıcılığı olmadığı görülmektedir. 

SEFERBERLİK 
Başkan Alp “Terörün hesap edemediği aslında anlayamadığı ve hissedemediği şeyler. Onlarda olmayıp bizde olanlar en güçlü yanımız; sezgimiz, bağlarımız ve vatan sevdamız. Yalan dolanlarıyla aklımızı bulandırsalar da, türlü tezgahlarıyla bizi birbirimizden uzaklaştırsalar da, her saldırdıklarında son darbeyi vurduklarını sanıp bizi koparacaklarını sansalar da, aksi oluyor ve birbirimize sarılıyoruz. Ayılıyor ve kendimize geliyor ve daha da fazla kenetleniyoruz. 
İşte bu yüzden ne kadar çabalarsalar da bizi birbirimize düşüremeyecekler. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, TAK'ı, Tuku, tüm elemanlarını üstümüze salsa da; FETÖsü, Daeş'i, DHKPC'si, hepsi bir araya gelse de, Doğu'dan ve Batı'dan tüm destekçileri varlarını yoklarını onlara desteğe harcasa da milletimizi bölemeyecekler. İç savaş çıkaramayacak, yeni bir darbeye girişseler de başaramayacaklar. Devleti millete, askeri hükümete, Türkü Kürde, Kürdü Türk’e düşman edemeyecekler. Bayrağımızı indirip vatanımızı parçalayamayacaklar. Ne yaparsalar yapsınlar, biz buradayız, burada kalacağız. 
Ezanlarımızı susturmayı, camilerimizi kapatmayı, sokaklarımızı, caddelerimizi boşaltmayı, bu ülkeye diz çöktürmeyi başaramayacaklar. Tüm terör tehditleriyle, toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, patlayıcılarıyla gelseler de bu halkı teslim alamayacaklar. Ekonomik saldırılarıyla, derecelendirme kuruluşlarıyla, dolarlarıyla, Eurolarıyla, medyadaki tetikçileriyie de gelseler bizi pes ettiremeyecekler. Bizi davamızdan, sevdamızdan, vatanımızdan vazgeçirmeyecekler. 
Biz kararlıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan ettiği milli seferberlik halinde teröre karşı safları sıklaştıracağız. Farklılıklarımızla birbirimizi sevip en çok birbirimize tutunacağız; aramıza sokmaya çalıştıkları ayrılıkçılara birlikte dur diyeceğiz. Bu ülkede savaş yokmuş gibi yaşamaya devam edip, her an savaş çıkabilirmiş gibi hazırlıklı ve teyakkuzda olacağız. Bir yandan günlük yaşamımızı bizden çalmalarına izin vermeyerek hayatı devam ettirip öte yandan direncimizi sağlamlaştıracak, gücümüzü artıracağız. Çünkü başka Türkiye yok, bizim gidecek başka yerimiz yok; burayı gözümün gibi, canımız pahasına savunacağız. 
 
YENİ BİR DARBENIN ZEMİNİ OLUŞTURULUYOR OLABİLİR AMAN DİKKAT! 
Önce Beşiktaş'ta sonra da Kayseri'de kan kustu terör bir kez daha. Alçakça bir saldırı bu... 
Şehitlerimize Allah'tan rahmet ailelerine sabır milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın da bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını niyaz ediyorum. Rabbimden. 
Şu anlaşıldı: Yalnızca terör örgütlerini konuşarak terör sorunuyla baş edemeyiz. Kuklalardan ziyade kullanan kuklacıları Terörle dünyaya çeki düzen vermeye kalkışan özelliklede Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışan terörün ağababalarını konuşmak zorundayız. Teröre alışmayacağız bu çok iyi bilinsin. Ülkeyi kaosun iç savaşın eşiğine sürüklemek ve yeni bir darbenin zeminini oluşturmak istiyorlar. Türkiye'de iç barışın güvenin ve kardeşlik ortamının bozulmaması için azami gayret göstermemiz toplumun kenetlenmesi gerekiyor. Terörle kararlı bir şekilde mücadele devam edilmesi kaçınılmaz. Hem dik durmamız hem de teyakkuzu elden bırakmamız gerekiyor. İran'ın yaptıkları kabul edilemez. Adım adım güneyimize yerleşip Akdeniz'e koridor açmasına mazlumları gözünün yaşına bakmadan katletmesine mezhep savaşını kışkırtmasına ve Pers imparatorluğu hayallerine göz yumulamaz. Ama Türkiye'ye tuzak kuruluyor olabileceği ihtimali de asla göz ardı edilemez. 
YENİ BİR DARBE YA DA İÇ SAVAŞ! ŞİMDİ DE BUNUN PEŞİNDELER 
Ne yeni bir darbe, ne bir iç savaş. Ama böyle hedef ile hareket ettiklerini bilmek zorundayız. Bilirsek, farkında olursak karanlık bir odaya kapanmış olan adamın gözünün içine fener tutup paniklemesini sağlamış oluruz. Bugün ‘’Türkiye iç savaşa mı sürükleniyor?’’ diye soranlar, 15 Temmuz’dan 4 ay önce, 2 ay önce ‘’Türkiye’de bir dahaki darbe ne zaman?’’, ‘’Güçlenen generaller Erdoğan’a karşı harekete geçebilir’’ başlığı ve kurgusu taşıyan makaleler kaleme almışlardı. ‘’Türkiye’de darbe ne zaman?’’ diye sorarken aslında Türkiye’de bir an evvel bir darbe olsun demek istiyorlardı. Şimdi de aynı meşum adamlar, yine soru kipi ile kamufle ederek ‘Türkiye’de iç savaş çıksın’ temennisinde bulunuyorlar. Buna, kendini devlet yerine koyma eylemi de diyebiliriz. İç savaş dediğimiz şey, devlet otoritesinin kaybolduğu, vatandaşın devletten ümidi keserek kendi başına hak aramaya yöneldiği durumlarda kendini gösterir. 
Yani bu işin birinci şartı, devlet/kamu otoritesinin ortadan kalkmasıdır. Kayseri'deki alçak saldırı sonrası, bazı kentlerde HDP binalarına yönelik saldırılar oldu. İnsanlar, terör nedeniyle duydukları öfkeyi buralardan çıkarmaya yöneldiler. Allah'tan İçişleri Bakanlığı doğru zamanda doğru bir hamle yaparak, bu tür eylemlere prim verilmeyeceğini açıklamış/göstermiş oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe saldırısı sonrası muhtarlar toplantısında, "Milli seferberlik ilan ediyorum" demişti. Güvenlik güçleri yetkilerini çekinmeden kullanacak, vatandaş da terör örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili gördüklerini, bildiklerini güvenlik güçlerine aktaracaktı.Ancak art niyetli bazı çevreler seferberlik çağrısını topluma başka türlü göstermeye çalıştı. Ki, Erdoğan, bu art niyetli çabaları fark ettiği için olsa gerek, seferberlik çağrısı yaparken birinci amacının 'milli dayanışma içinde hareket etmek' olduğunu vurgulama ihtiyacı hti. PKK’nın en fazla ihtiyaç duyduğu zaman 300 kişiyi toplayamadığı Diyarbakır’da teröre karşı 5 bin kişinin yürümesi böyle bir ortamda ilaç gibi geldi 
KAYSERİ ve İSTANBULDAKİ TERÖR OLAYLARINI KINIYORUZ 
Beşiktaş'taki alçakça saldırının üzerinden 1 hafta geçmişti ki, hain terör bu kez Kayseri'de yüzünü gösterdi. Önce polisimiz, sonra askerlerimizi şehit eden kahpeler yine yüreğimizi yaktı. İstanbul ve Kayseri'deki meydana gelen saldırılar Türk milletini derinden üzdü. Milletimizin geleceğine yön verecek adımların atıldığı bu günlerde, böyle hain ve sinsice saldırıların meydana gelmesi oldukça manidardır. 15 Temmuz darbe girişimi ile amaçlarına ulaşamayanlar, Türkiye ekonomisi üzerindeki planlarının da tutmayacağını anlayınca terör silahına bir kez daha sarılmışlardır. 15 Temmuz darbe girişimini önleyen asil Türk milletinin bu tür terör saldırılarının da üstesinden gelecektir. Milletimizin başı sağ olsun. Terör saldırısında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi uygulaması için yeni adımların atıldığı bugünlerde milletimizin sağduyulu olması ve geleceğine sahip çıkması büyük önem arz etmektedir. Gün her zamankinden daha fazla birlik ve beraberlik içinde olma günüdür. Asil milletimiz terör eylemlerinden medet uman yurtiçi ve yurtdışındaki odak\arın kirli emellerine ulaşmalarını engelleyecek güçtedir. 
RUS BÜYÜKELÇİSİNE SUİKAST 
Sadece son 10 gün içinde; 
Amerikalı neo-con yazar Michael Rubin ve ABD Ankara eski büyükelçisi Eric Edelman’ın ‘’Türkiye'de iç savaş çıkacak’’ söylemleri 
Ardından Beşiktaş ve Kayseri terör saldırıları - Sosyal medyadan provokasyonlar, HDP parti binalarına saldırılar - Ve şimdi de Rusya Büyükelçisinin vurulması. Ülkece süratle bir yerlere çekiliyoruz ama bunu kimsenin başaramayacağını bilmesini istiyoruz. Son dönemlerde Rusya ile ilişkilerimizin düzeldiği Suriye ve Halep konusunda anlaşmaya vardığımız zamanda böyle bir saldırının olması manidar. Rusya’nın böyle bir oyuna gelmeyeceği aşikardı ve nitekim de öyle oldu. Türkiye ile aynı söylemlerde birleşen Putin, bu saldırının Türkiye ile Rusya arasında iyi ilişkilere zarar vermeyeceğini dile getirdi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.