LASTİK İŞ
ismail

BU ŞEHİRDE ARSA PAYIM VAR

Gölcük 21.11.2019 - 06:06, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

BU ŞEHİRDE ARSA PAYIM VAR

Ulusal medyada bir köşe yazarı, kamunun satılan arsası hakkında şöyle yazmış:“Bu şehrin nüfusu şu kadar, yüzölçümü şu kadar, böldüğünüz zaman benim de şu kadar santimetre kare, o arazide payım var; çünkü satılan bedel düşüktür, rızam yok” demiş. Yazar kendine göre ilginç bir ironi yapmış olsa da şehirlerin kullanımında gerçekten hemşerilerin hakkı da, hukuku da vardır. Bu hak kullanılırken bazen bedel ödenir, bazen de ödenmez, çünkü bazı hak kullanımları ücretsizdir. İşte burada şu tarifi yapmak gerekiyor: Halkın, mahalli ve müşterek nitelikteki sorunlarını çözen, çözdüren kuruma Belediye denir.” Belediye, çok önemli bir kurumdur. Öyle ki, ruhsat alımından tutun da, itfaiye, su, kanal, sağlık, eğitim, altyapı, üstyapı, ulaşım, cenaze, sosyal ve kültürel tesis ve hizmet işleri gibi daha pek çok işlere/hizmetlere varıncaya kadar tüm bunlar, belediyenin kapsam alanına girmektedir. Eskilere gidecek olsak; Belediye Gazinosu, Belediye Hamamı, Belediye İş Hanı, Belediye Çay Bahçesi gibi etiketleri görmek de mümkündü. Şimdilerde tabelası olmasa da özel mülkiyet olmayan alanlarda “Belediye Otoparkı, Belediye Sosyal Tesisleri” gibi hizmetleri görmekteyiz. Seçim döneminde bir dostum şöyle demişti:                                                                                     “Belediyeler para basamaz, adam asamaz; ama bunun dışında her şeyi yapar”                                                                                      Şehrin ekonomik işleri de belediyenin kontrolü altında olduğundan bazı yerlerin ücret tespiti, fiyat ayarlamaları ve işletim hakkı veya bu hakkı devretme inisiyatifi belediyelere aittir.   Para basmaz ama resim, harç, ceza, kira vs gibi enstrümanları kullanarak, genel idarenin devrettiği vergileri toplayarak gelir elde ederler. Bütçe imkânlarına göre bazı konularda hizmetleri ücretsiz, bazılarını ücret karşılığında verirler. Beşikten mezara kadar her şey ücretsiz olsun diyemeyiz; ancak ücretsiz ya da daha uygun ücretlerle hizmet verilecek alanlar vardır. Bunlara işletim hakkı devredilen otopark yerleri, kiraya verilen sosyal tesis mekânları örnek gösterilebilir. Şüphesiz buraların vatandaşa hizmet anlayışına, onun kesesine uygun ücretle işletilip işletilmediği şüphelidir. Çünkü bu mekânlar, yüksek fiyattan ihale edilmiş olabilir, işletmeci yüksek fiyattan kiraladığı yerin kirasını çıkartmak, kar etmek, geçinmek için mecburen çayı 4-5 TL’ye,kahveyi 10 TL’ye, meşrubatı şu kadar TL’ye satmaya kalktığında, gelir düzeyi kısıtlı insanların, şehrin sosyal hayatından faydalanamayacağı için giderek bu hayattan uzaklaşmasına yol açacağı gerçeğini görmek ve bilmek gerekir. Bugün bir emekli, bir asgari ücretli kimse, ailesini alarak Sekapark’a gidip şöyle gönül rahatlığıyla çay içemiyor. Gölcük de farklı değil; çünkü basit ve sıradan olan bu çay keyfi, garibanların cebini yakıyor. Düşünebiliyor musunuz? 5-6 bardak çay çıkan bir demlik 35 TL fiyatına veriliyor. Mesela, “bir patates tava iste, bir köfte iste” denilecek olsa; lakin duruma bakıldığında da, hemen ardından, “sakın isteme üzülürsün…”demekten de kendinizi alamıyorsunuz! Ya otopark ücretlerine ne diyeceğiz? Çok kestirmeden bir hesap yapalım. Her gün Gölcük’e gelip arabanı park etsen ve 3-4 saat takılsan ayda ortalama 250 TL ücret ödersin. Seçim öncesi Ankara gibi bazı belediyeler otopark ücretini 1TL yapmıştı.                                        Bizim insanımız son dakika ayarlamalarını samimi bulmadığı için etkilenmez. Eğer bir şey yapılacaksa vakti zamanında yapmak gerekir. Belediyeler yasasının 13. Maddesine göre Gölcük’te yaşayanlar Gölcük’ün hemşerisidir ve belediye hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.Bu yararlanmanın tamamı cenaze hizmetleri gibi ücretsiz olmayabilir, ama şunun olmaması için de bir sebep yoktur: Belediye kendi yerlerinin işletilmesinde, fiyatların belirleyicisi olursa, tıpkı devrettiği ulaşım hakkının taşıma ücretlerini belirlediği gibi. İşte o zaman, çay bahçesinin ya da otoparkın tarifelerinin, önceden bilinmesi sebebiyle ihaleye girecek olanlarında ona göre ihaleye gireceklerinden, Millete bir bardak suyu onca paraya satmalarının da önüne geçilmiş olacaktır. İstanbul’da İspark öncesi değnekçilerin işlettiği anlayış ve fiyatla otopark hizmetleri veremezler. Bu şehirde benim de arsa payım var deniliyor, karar vericileri bu doğrultuda düşünmeye davet ediyorum. Sevgiyle kalın.  

Ulusal medyada bir köşe yazarı, kamunun satılan arsası hakkında şöyle yazmış:“Bu şehrin nüfusu şu kadar, yüzölçümü şu kadar, böldüğünüz zaman benim de şu kadar santimetre kare, o arazide payım var; çünkü satılan bedel düşüktür, rızam yok” demiş.

Yazar kendine göre ilginç bir ironi yapmış olsa da şehirlerin kullanımında gerçekten hemşerilerin hakkı da, hukuku da vardır. Bu hak kullanılırken bazen bedel ödenir, bazen de ödenmez, çünkü bazı hak kullanımları ücretsizdir.

İşte burada şu tarifi yapmak gerekiyor:

Halkın, mahalli ve müşterek nitelikteki sorunlarını çözen, çözdüren kuruma Belediye denir.” Belediye, çok önemli bir kurumdur. Öyle ki, ruhsat alımından tutun da, itfaiye, su, kanal, sağlık, eğitim, altyapı, üstyapı, ulaşım, cenaze, sosyal ve kültürel tesis ve hizmet işleri gibi daha pek çok işlere/hizmetlere varıncaya kadar tüm bunlar, belediyenin kapsam alanına girmektedir.

Eskilere gidecek olsak; Belediye Gazinosu, Belediye Hamamı, Belediye İş Hanı, Belediye Çay Bahçesi gibi etiketleri görmek de mümkündü. Şimdilerde tabelası olmasa da özel mülkiyet olmayan alanlarda “Belediye Otoparkı, Belediye Sosyal Tesisleri” gibi hizmetleri görmekteyiz.

Seçim döneminde bir dostum şöyle demişti:                                                                                    

“Belediyeler para basamaz, adam asamaz; ama bunun dışında her şeyi yapar”                                                                                      Şehrin ekonomik işleri de belediyenin kontrolü altında olduğundan bazı yerlerin ücret tespiti, fiyat ayarlamaları ve işletim hakkı veya bu hakkı devretme inisiyatifi belediyelere aittir.   Para basmaz ama resim, harç, ceza, kira vs gibi enstrümanları kullanarak, genel idarenin devrettiği vergileri toplayarak gelir elde ederler. Bütçe imkânlarına göre bazı konularda hizmetleri ücretsiz, bazılarını ücret karşılığında verirler.

Beşikten mezara kadar her şey ücretsiz olsun diyemeyiz; ancak ücretsiz ya da daha uygun ücretlerle hizmet verilecek alanlar vardır. Bunlara işletim hakkı devredilen otopark yerleri, kiraya verilen sosyal tesis mekânları örnek gösterilebilir. Şüphesiz buraların vatandaşa hizmet anlayışına, onun kesesine uygun ücretle işletilip işletilmediği şüphelidir. Çünkü bu mekânlar, yüksek fiyattan ihale edilmiş olabilir, işletmeci yüksek fiyattan kiraladığı yerin kirasını çıkartmak, kar etmek, geçinmek için mecburen çayı 4-5 TL’ye,kahveyi 10 TL’ye, meşrubatı şu kadar TL’ye satmaya kalktığında, gelir düzeyi kısıtlı insanların, şehrin sosyal hayatından faydalanamayacağı için giderek bu hayattan uzaklaşmasına yol açacağı gerçeğini görmek ve bilmek gerekir. Bugün bir emekli, bir asgari ücretli kimse, ailesini alarak Sekapark’a gidip şöyle gönül rahatlığıyla çay içemiyor. Gölcük de farklı değil; çünkü basit ve sıradan olan bu çay keyfi, garibanların cebini yakıyor. Düşünebiliyor musunuz? 5-6 bardak çay çıkan bir demlik 35 TL fiyatına veriliyor. Mesela, “bir patates tava iste, bir köfte iste” denilecek olsa; lakin duruma bakıldığında da, hemen ardından, “sakın isteme üzülürsün…”demekten de kendinizi alamıyorsunuz!

Ya otopark ücretlerine ne diyeceğiz? Çok kestirmeden bir hesap yapalım. Her gün Gölcük’e gelip arabanı park etsen ve 3-4 saat takılsan ayda ortalama 250 TL ücret ödersin. Seçim öncesi Ankara gibi bazı belediyeler otopark ücretini 1TL yapmıştı.                                        Bizim insanımız son dakika ayarlamalarını samimi bulmadığı için etkilenmez. Eğer bir şey yapılacaksa vakti zamanında yapmak gerekir.

Belediyeler yasasının 13. Maddesine göre Gölcük’te yaşayanlar Gölcük’ün hemşerisidir ve belediye hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.Bu yararlanmanın tamamı cenaze hizmetleri gibi ücretsiz olmayabilir, ama şunun olmaması için de bir sebep yoktur: Belediye kendi yerlerinin işletilmesinde, fiyatların belirleyicisi olursa, tıpkı devrettiği ulaşım hakkının taşıma ücretlerini belirlediği gibi. İşte o zaman, çay bahçesinin ya da otoparkın tarifelerinin, önceden bilinmesi sebebiyle ihaleye girecek olanlarında ona göre ihaleye gireceklerinden, Millete bir bardak suyu onca paraya satmalarının da önüne geçilmiş olacaktır. İstanbul’da İspark öncesi değnekçilerin işlettiği anlayış ve fiyatla otopark hizmetleri veremezler.

Bu şehirde benim de arsa payım var deniliyor, karar vericileri bu doğrultuda düşünmeye davet ediyorum.

Sevgiyle kalın.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.