LASTİK İŞ

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ‘’BU FETÖ’NÜN ARKASINDAN GELENLER BİTMEZ’’

Gündem 15.07.2018 - 17:23, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ‘’BU FETÖ’NÜN ARKASINDAN GELENLER BİTMEZ’’

15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yıl dönümünde Beştepe'de şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldiği yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Şunu unutmayın, bu FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez. Onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız. Durmak yok, yola devam edeceğiz. 15 Temmuz'u unutturmayacağız, unutmayacağız'' dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de şehit yakınları ve gaziler ile bir araya geldiği yemekte katılımcılara hitap etti.  Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, milletin evini, o meşum gecede 29 kardeşimizin şehit edildiği bu gazi mekana teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı. Erdoğan, 15 Temmuz'da ve terörle mücadele operasyonlarında hayatını kaybeden tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek, şehit yakınlarına sağlık ve metanet, gazilere de sağlık afiyet temenni etti. Tedavileri süren gazilere de şifa dileyen Erdoğan, bugünkü buluşmalarında tüm şehit yakını ve gazilerle birlikte olma arzuları bulunduğunu belirtti. Yemeğin gerçekleştirildiği salonun 2 bin, 2 bin 500 kişiye hizmet verdiğini ve zaman içerisinde diğer şehit aileleri ve gazilerle peyderpey bir araya gelme şansı bulacaklarını aktaran Erdoğan, "Yürüttüğümüz mücadele öylesine büyük ki bu uğurda hayatını kaybeden ve gazilikle şereflenen kardeşlerimizin sayısının çokluğu tabii ki bu buluşmaya imkan vermedi. Sadece 1984 yılından bu yana asker, polis, güvenlik korucusu, diğer kamu görevlisi olarak 9 bine, sivil vatandaşlarımızla birlikte 17 bine yakın şehidimiz vardır. Kur'an-ı Kerim'in şehitlerimizle ilgili 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız' emri ve müjdesi en büyük teselli kaynağımızdır" ifadesini kullandı. Malullük düzeyinde yaralanan gazilerin sayısının da şehitlerin yaklaşık yarısı kadar olduğunu aktaran Erdoğan, "Şehit ve gazi sayımızla mukayese edilemeyecek kadar çok sayıda teröristi de ortadan kaldırdık. Sadece Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı, Zeytin Dalı Harekatı'nda 4 bin 600'e yakın PKK ve PYD'liyi etkisiz hale getirdik. Bu yıl sınırlarımız içinde ve Kuzey Irak'ta yürüttüğümüz operasyonlarda etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı 1400'e yaklaştı" dedi. "BATAKLIĞIN KENDİSİNİ KURUTMAYA YÖNELİK HAMLELER YAPIYORUZ" Erdoğan, terörle mücadelede Türkiye sınırları içinde ve dışında böylesine büyük kayıplar vermenin kesinlikle kendi tercihleri olmadığını bildirdi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Devlet ve millet olarak varlığımıza yönelen tehditler ve saldırılar karşısında bu mücadeleye mecbur kalıyoruz. Milletimizi kalkındırmak, refahımızı artırmak için kullanmamız gereken kaynaklarımızı terörle mücadeleye tahsis etmek zorunda kalıyoruz. Asla başaramayacakları gün gibi aşikar olduğu halde terör örgütlerinin ısrarla üzerimize salınmasının gerisindeki amaçlardan birinin bu olduğunu da biliyoruz. İşte bu kısır döngüyü kırmak için son yıllarda terörle mücadele stratejimizi değiştirdik. Artık tehdidin, tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemiyoruz. Sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığın kendisini kurutmaya yönelik hamleler yapıyoruz."  "TUZAKLARI DA BİRER BİRER TEŞHİS VE TEŞHİR EDİYORUZ" 15 Temmuz darbe girişiminden beri yaşadıklarının bu kararlarının ve kararlılıklarının ne kadar doğru olduğunu gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:  "Feto ihanet çetesinin de tıpkı PKK gibi, tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı diğer terör örgütleri gibi tek hedefi ülkemizin birliğidir, beraberliğidir, geleceğidir. Türkiye kendi kararlarını alıp kendi belirlediği hedeflere doğru ilerledikçe karşımıza çıkartılan engelleri giderek daha kolay aşmayı başardık. Daha düne kadar bize adeta öcü gibi gösterilen, yapılamaz denilen, altından kalkılamaz denilen, başarılamaz denilen nice işin üstesinden hamdolsun geldik geliyoruz. Sahada mesafe katettikçe yıllarca ülkemize kuru tehditlerle patinaj yaptıranların gerçek yüzlerini ve güçlerini görme imkanı da bulduk. Sahada karşımızda duramayanların, diplomasi, siyaset, ekonomi ve psikoloji gibi yöntemlerle kurdukları tuzakları da birer birer teşhis ve teşhir ediyoruz. İnşallah bundan sonra işimiz daha kolay." ''BİR KOZLARINI DAHA ELLERİNDEN ALDIK'' Erdoğan, şehitlere manevi borcu ödeyebilmek, gazilere layık olabilmek için artık daha fazla imkana sahip olduklarını belirtti. Erdoğan, "Yeni yönetim sistemimizle karar alma ve uygulama mekanizmalarımızı tıkayarak Türkiye'yi istedikleri gibi yönlendirenlerin bir kozlarını daha ellerinden aldık. Bugün geleceğimize dün olduğundan çok daha ümit var bir şekilde bakıyoruz. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaştığımızda her şey çok daha farklı hale gelecek" dedi.  Yaşanılanlardan ibret almanın, aynı hataları tekrarlamamanın ve aynı tuzaklara düşmemenin en başta gelen şartı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Esasen bizim milletimizin karakterinde bu özellik zaten vardır'' ifadesini kullandı.  15 Temmuz gecesi darbe girişiminin mahiyeti anlaşıldığında Adana'nın kuzeyindeki bir köyde Yörük vatandaşların toplanıp Ankara'daki bir hemşehrilerini aradıklarını ve "Gavur Ankara'yı bombalıyormuş, dayanın geliyoruz" dediklerini belirten Erdoğan, şunları aktardı: "Evet, milletimiz o hayran kalınası irfanıyla darbe girişiminin gerisindeki silüeti işte böyle keşfetmiş ve hemen tavrını almıştır. 'Dayanın geliyoruz'. Bu anlayışın tarihimizde pek çok örneği mevcuttur. Bundan bir asır önce geçmişteki nice zaferler, nice yenilgiler karşısında sükunetle toprağını işlemeye, işini yapmaya devam eden milletimiz düşman Çanakkale'ye dayandığında da işte böyle davranmıştı. Cephedeki oğluna mektup yazan baba 'oğlum ya gazi olup avdet ya şehit olup dahili cennet ol' diyerek milletimizin Çanakkale'deki mücadeleye bakışını ifade etmiştir. Kurtuluş Savaş'ımızda evladını koruyan örtüyü ıslanıp bozulmasın diye top mermisinin üzerine örten, ağır kış şartlarında evladıyla birlikte donarak şehit olan Şerife Bacı'nın mesajı da buydu." Sınır içinde ve dışında terörle mücadele operasyonlarındaki sayısız kahramanlık hikayesinin bu anlayışla ortaya çıktığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Geçtiğimiz yıl Şenoba'da helikopterinin düşmesi sonucu şehit olan Aydoğan Paşa'mız, hatırlayın ne diyordu? '90 kişiydik biz o gün. Aç, susuz, uykusuz. Nasır tutmuş ayaklarla yürüyorduk kaygusuz, şehitlerden selam geldi savaşan tüm sağlara, uzaklarım yakınlaştı, inancımla, davamla.' Evet, biz ülke ve millet olarak bu mücadeleyi hep inancımızla, davamızla yürüttük. 15 Temmuz gecesi milletimizin sergilediği kahramanlığın sırrını keşfetmek isteyen asırlardır süregelen bu büyük mücadeleye bakmalıdır. Milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda verdiği mücadelenin büyüklüğü zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Biz bugünden geriye bakıp nasıl Anadolu'nun kapılarını açan Sultan Alparslan'ı, haçlı ordularını Anadolu topraklarında mum gibi eriten Sultan Kılıçarslan'ı, bir beyliğin bir dünya devleti haline gelmesinin temellerini atan Ertuğrul Gazi'yi, Osman Gazi'yi, İstanbul'u fethederek çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han'ı, siyasetteki maharetiyle ve gerçekleştirdiği reformlarla en kritik zamanda Osmanlı'yı ayakta tutan Abdülhamid-i saniyi, Kurtuluş Savaş’ımızın Başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i, demokrasi tarihimizin sembol ismi şehit Başbakan Adnan Menderes'i tarihimizin diğer kahramanlarını rahmetle, minnetle yad ediyorsak bugünün kahramanlarının isimleri de aynı şekilde tarihe altın harflerle yazılacaktır." "Bizler terör örgütlerine karşı dini, milli ve ahlaki görevimizi yerine getirdik, asıl hükmü verecek olan milletimizin vicdanı ve tarihtir" diyen Erdoğan, bu önemli dönüm noktasını unutmamak ve unutturmamak için 15 Temmuz'u Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan ettiklerini hatırlattı. Erdoğan, "Artık her 15 Temmuz bizim için tatil olan bir gündür ve unutturmayacağız, unutmayacağız. Bu anma günü vesilesiyle yıllar boyunca yapılacak her muhasebe, maziden atiye kurduğumuz köprünün daha da güçlenmesini sağlayacaktır" ifadesini kullandı. "FETÖ'NÜN ARKASINDAN GELENLER BİTMEZ" Ülke ve bölgede bir süredir yaşanılan olaylardan çıkarılan dersler ışığında, daha güvenli, güçlü ve aydınlık bir gelecek kurmak için daha çok çalışacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu unutmayın, bu FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez. Onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız. Durmak yok, yola devam edeceğiz. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz şekilde özgürlüğümüzün kıymetini daha çok bileceğiz. Ezanlarımızı susturtmamak, bayrağımızı indirtmemek, vatanımızı korumak, devletimize sahip çıkmak için daha kararlı hareket edeceğiz. Milletimiz, asırlardır sahada kanıyla, canıyla, bileğinin hakkıyla kazandıklarını masada söz oyunlarıyla, diplomasi tuzaklarıyla, gafletle ve hatta ihanetle kaybetmekten bıkıp usanmıştır. Biz kaybetmeyeceğiz. Şehitlerimizin kanları, gazilerimizin fedakarlığı ve bu yola baş koymuş milyonların mücadelesi uğruna kazandıklarımıZ masada tehlikeye atmamakta da kararlıyız. Bunun için içerideki başarımızı dışarıda da tahkim edecek şekilde hareket ediyoruz." Avrupa Birliği'nden NATO'ya tüm uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin bu anlayışla yürütüldüğünü, Rusya, Çin, Afrika, Güney Amerika, Asya ve tüm coğrafyalarda dünyanın yükselen güçleriyle mümkün olan en geniş iş birliği zeminini kurmaya çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Mecburiyet ve mahkumiyet değil, karşılıklı fayda temelinde bize doğru atılan her adıma fazlasıyla karşılık veriyoruz" dedi. "MAĞDURLARA, MAZLUMLARA EN FAZLA DESTEĞİ VEREN ÜLKE TÜRKİYE" Erdoğan, Türkiye'yi Türkiye yapan hususlardan birinin mazlumlara ve mağdurlara yaklaşımındaki adil, hakkaniyetli, vicdani ve ahlaki duruş olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünyada, ülkemizdeki kadar çok sığınmacıya ev sahipliği yapıp da bu kadar az sorunla karşılaşan başka bir ülke yoktur. Avrupa'da birkaç yüz bin sığınmacının neredeyse yönetimlerin devrilmesine, ırkçılığın hortlamasına yol açtığına hep birlikte şahit olduk. Kendileri refah içinde yaşarken, yoklukla, sefaletle ve hatta açlıkla boğuşan toplumlara dönüp bakmayanlara karşılık biz elimizdekini paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Dünyadaki mağdurlara, mazlumlara en fazla desteği veren ülke Türkiye. 8 milyar dolar yardımla birinci sıradayız. Nasıl oluyor bu?"  Bu sırada, salondaki bir vatandaşın, "Sayenizde" demesi üzerine Erdoğan, "Hayır, milletimin sayesinde. Çünkü bizim medeniyet değerlerimiz bunu gerektiriyor ve biz hamdolsun yılları, on yılları geride bıraktık" karşılığını verdi.   "HEP ELİMİZİ UZATTIK, UZATMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Erdoğan, artık farklı bir Türkiye'nin olduğunu belirterek, "Hep elimizi uzattık, uzatmaya devam edeceğiz. Çünkü biz paylaşmanın bereketine inanan bir medeniyetin mensupları olarak bu konumumuzu daha da ileriye taşıyacağız. Rabbim bizi hep alan değil, veren el konumunda bulundursun" dedi.  Demokrasi ve ekonomiyi geliştirerek istiklale ve istikbale sıkı sıkıya sahip çıkarak bu konumu daha da güçlendireceklerine işaret eden Erdoğan, 15 Temmuz'un bu inancın, bu kararlılığın sembolü olduğunu bildirdi. Erdoğan, "Kendi akıllarınca 15 Temmuz'u önemsizleştirmeye çalışanlar aslında örtülü olarak ülkemize ve milletimize karşı ruhlarında biriktirdikleri kibirlerini, kinlerini, nefretlerini dile getiriyorlar. Terörle mücadelemizi küçümseyenler de aynı ruh halindedir. Hiçbir siyasi, sosyal, ekonomik çıkar, hiçbir kişisel husumet böyle bir alçaklığı mazur gösteremez. Şehitlerimizin aziz ruhlarının muazzep edilmesine, gazilerimizin incitilmesine asla izin vermeyiz. Böyle bir davranış içine girenler karşılarında önce bu aziz milletin bir ferdi olarak ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak bizi bulurlar. Her şehit ailesi ve her gazi benim öz kardeşim mesabesindedir. Onlara yapılan her yanlışı şahsıma yapılmış sayarım, ona göre davranırım" diye konuştu. ''BİZE KENDİNİ BİLECEK, ELİF GİBİ DOSDOĞRU OLACAK NESİLLER LAZIM" Bir daha 15 Temmuzların yaşanmaması için çocukların bu bilinçle yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Dinini, milliyetini, dilini, vatanını, devletini bilmeyen her çocuk, terör örgütlerinin potansiyel hedefidir ama benim sizden bir ricam var; şehadet bambaşka bir şeydir, o makam çok başkadır. Şehadetin inceliğini, hassasiyetini özellikle kavramak ve şehadetin istismar edilmesine da asla müsaade etmemek gerekir ki şehitlerimizi o makamda rahatsız etmeyelim" ifadesini kullandı.  Cehaleti, okuma yazma bilmemek değil, tarihini, kültürünü ve medeniyetini öğrenmemek olarak tanımlayan Erdoğan, Yunus Emre'nin, "İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır. Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte. Sen elifi bilmezsen, bu nice okumaktır. Yunus Emre der hoca. Gerekse bin var hacca. Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir" dizelerini hatırlattı. Erdoğan, "Bize kendini bilecek, elif gibi dosdoğru olacak, gönüllere girecek nesiller lazım" dedi. İLMİYLE VE GÖNLÜYLE GELECEĞİNE YÜRÜYEN NESİLLERE İHTİYACIMIZ VAR" Erdoğan, bunun için eğitim ve öğretim konusunu önceliklerinin en başına aldıklarını belirterek, "Hedeflerimize şekil olarak okumuş ancak ruh olarak çorak kalmış nesillerle ulaşamayız. Hem ilmiyle hem de gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var" değerlendirmesinde bulundu.  İstiklal Marşı'nın "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli. Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" dizelerini okuyan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi: "Bizim hem ilmiyle hem gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var. Anneler, babalar işte sizden bunu bekliyoruz. Unutmayın, en büyük öğretmen mürebbi, mürebbiye sizsiniz. Şüphesiz okullarımızdaki öğretmenler önemli ama siz en önemlisisiniz. Her şey sizinle başlıyor. Bu şekilde yeni 15 Temmuzların, yeni terör örgütlerinin bünyemize saldırmasının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde yüce dinimizin değerlerinin, aziz milletimizin hassasiyetlerinin istismarının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde geleceğimize güvenle bakabiliriz. 15 Temmuz'u ve terörle mücadeledeki zaferlerimizi yad etmek, bizi işte bu anlayışa yöneltmelidir. Bugünü sadece bir kuru hamasetten ibaret görürsek, asıl amacımızı unutmuş oluruz." Programın ardından İstanbul'a gideceğini belirten Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ikinci bir merasimin yapılacağını, burada halka hitap edeceğini dile getirdi. Erdoğan, bugün 81 ilde aynı şekilde törenler düzenlendiğine değinerek, bu törenlerin kalıcı hale getirileceğini, 15 Temmuz'u unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını kaydetti. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, gazilere sağlık ve afiyet temennisini iletti. Erdoğan, konuşmasını Arif Nihat Asya'nın "Dua" şiiriyle tamamladı.
15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yıl dönümünde Beştepe'de şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldiği yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Şunu unutmayın, bu FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez. Onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız. Durmak yok, yola devam edeceğiz. 15 Temmuz'u unutturmayacağız, unutmayacağız'' dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de şehit yakınları ve gaziler ile bir araya geldiği yemekte katılımcılara hitap etti. 

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, milletin evini, o meşum gecede 29 kardeşimizin şehit edildiği bu gazi mekana teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.

Erdoğan, 15 Temmuz'da ve terörle mücadele operasyonlarında hayatını kaybeden tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek, şehit yakınlarına sağlık ve metanet, gazilere de sağlık afiyet temenni etti.

Tedavileri süren gazilere de şifa dileyen Erdoğan, bugünkü buluşmalarında tüm şehit yakını ve gazilerle birlikte olma arzuları bulunduğunu belirtti.

Yemeğin gerçekleştirildiği salonun 2 bin, 2 bin 500 kişiye hizmet verdiğini ve zaman içerisinde diğer şehit aileleri ve gazilerle peyderpey bir araya gelme şansı bulacaklarını aktaran Erdoğan, "Yürüttüğümüz mücadele öylesine büyük ki bu uğurda hayatını kaybeden ve gazilikle şereflenen kardeşlerimizin sayısının çokluğu tabii ki bu buluşmaya imkan vermedi. Sadece 1984 yılından bu yana asker, polis, güvenlik korucusu, diğer kamu görevlisi olarak 9 bine, sivil vatandaşlarımızla birlikte 17 bine yakın şehidimiz vardır. Kur'an-ı Kerim'in şehitlerimizle ilgili 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız' emri ve müjdesi en büyük teselli kaynağımızdır" ifadesini kullandı.

Malullük düzeyinde yaralanan gazilerin sayısının da şehitlerin yaklaşık yarısı kadar olduğunu aktaran Erdoğan, "Şehit ve gazi sayımızla mukayese edilemeyecek kadar çok sayıda teröristi de ortadan kaldırdık. Sadece Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı, Zeytin Dalı Harekatı'nda 4 bin 600'e yakın PKK ve PYD'liyi etkisiz hale getirdik. Bu yıl sınırlarımız içinde ve Kuzey Irak'ta yürüttüğümüz operasyonlarda etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı 1400'e yaklaştı" dedi.

"BATAKLIĞIN KENDİSİNİ KURUTMAYA YÖNELİK HAMLELER YAPIYORUZ"

Erdoğan, terörle mücadelede Türkiye sınırları içinde ve dışında böylesine büyük kayıplar vermenin kesinlikle kendi tercihleri olmadığını bildirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Devlet ve millet olarak varlığımıza yönelen tehditler ve saldırılar karşısında bu mücadeleye mecbur kalıyoruz. Milletimizi kalkındırmak, refahımızı artırmak için kullanmamız gereken kaynaklarımızı terörle mücadeleye tahsis etmek zorunda kalıyoruz. Asla başaramayacakları gün gibi aşikar olduğu halde terör örgütlerinin ısrarla üzerimize salınmasının gerisindeki amaçlardan birinin bu olduğunu da biliyoruz. İşte bu kısır döngüyü kırmak için son yıllarda terörle mücadele stratejimizi değiştirdik. Artık tehdidin, tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemiyoruz. Sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığın kendisini kurutmaya yönelik hamleler yapıyoruz." 

"TUZAKLARI DA BİRER BİRER TEŞHİS VE TEŞHİR EDİYORUZ"

15 Temmuz darbe girişiminden beri yaşadıklarının bu kararlarının ve kararlılıklarının ne kadar doğru olduğunu gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Feto ihanet çetesinin de tıpkı PKK gibi, tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı diğer terör örgütleri gibi tek hedefi ülkemizin birliğidir, beraberliğidir, geleceğidir. Türkiye kendi kararlarını alıp kendi belirlediği hedeflere doğru ilerledikçe karşımıza çıkartılan engelleri giderek daha kolay aşmayı başardık. Daha düne kadar bize adeta öcü gibi gösterilen, yapılamaz denilen, altından kalkılamaz denilen, başarılamaz denilen nice işin üstesinden hamdolsun geldik geliyoruz. Sahada mesafe katettikçe yıllarca ülkemize kuru tehditlerle patinaj yaptıranların gerçek yüzlerini ve güçlerini görme imkanı da bulduk. Sahada karşımızda duramayanların, diplomasi, siyaset, ekonomi ve psikoloji gibi yöntemlerle kurdukları tuzakları da birer birer teşhis ve teşhir ediyoruz. İnşallah bundan sonra işimiz daha kolay."

''BİR KOZLARINI DAHA ELLERİNDEN ALDIK''

Erdoğan, şehitlere manevi borcu ödeyebilmek, gazilere layık olabilmek için artık daha fazla imkana sahip olduklarını belirtti. Erdoğan, "Yeni yönetim sistemimizle karar alma ve uygulama mekanizmalarımızı tıkayarak Türkiye'yi istedikleri gibi yönlendirenlerin bir kozlarını daha ellerinden aldık. Bugün geleceğimize dün olduğundan çok daha ümit var bir şekilde bakıyoruz. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaştığımızda her şey çok daha farklı hale gelecek" dedi. 

Yaşanılanlardan ibret almanın, aynı hataları tekrarlamamanın ve aynı tuzaklara düşmemenin en başta gelen şartı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Esasen bizim milletimizin karakterinde bu özellik zaten vardır'' ifadesini kullandı. 

15 Temmuz gecesi darbe girişiminin mahiyeti anlaşıldığında Adana'nın kuzeyindeki bir köyde Yörük vatandaşların toplanıp Ankara'daki bir hemşehrilerini aradıklarını ve "Gavur Ankara'yı bombalıyormuş, dayanın geliyoruz" dediklerini belirten Erdoğan, şunları aktardı:

"Evet, milletimiz o hayran kalınası irfanıyla darbe girişiminin gerisindeki silüeti işte böyle keşfetmiş ve hemen tavrını almıştır. 'Dayanın geliyoruz'. Bu anlayışın tarihimizde pek çok örneği mevcuttur. Bundan bir asır önce geçmişteki nice zaferler, nice yenilgiler karşısında sükunetle toprağını işlemeye, işini yapmaya devam eden milletimiz düşman Çanakkale'ye dayandığında da işte böyle davranmıştı. Cephedeki oğluna mektup yazan baba 'oğlum ya gazi olup avdet ya şehit olup dahili cennet ol' diyerek milletimizin Çanakkale'deki mücadeleye bakışını ifade etmiştir. Kurtuluş Savaş'ımızda evladını koruyan örtüyü ıslanıp bozulmasın diye top mermisinin üzerine örten, ağır kış şartlarında evladıyla birlikte donarak şehit olan Şerife Bacı'nın mesajı da buydu."

Sınır içinde ve dışında terörle mücadele operasyonlarındaki sayısız kahramanlık hikayesinin bu anlayışla ortaya çıktığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yıl Şenoba'da helikopterinin düşmesi sonucu şehit olan Aydoğan Paşa'mız, hatırlayın ne diyordu? '90 kişiydik biz o gün. Aç, susuz, uykusuz. Nasır tutmuş ayaklarla yürüyorduk kaygusuz, şehitlerden selam geldi savaşan tüm sağlara, uzaklarım yakınlaştı, inancımla, davamla.' Evet, biz ülke ve millet olarak bu mücadeleyi hep inancımızla, davamızla yürüttük. 15 Temmuz gecesi milletimizin sergilediği kahramanlığın sırrını keşfetmek isteyen asırlardır süregelen bu büyük mücadeleye bakmalıdır. Milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda verdiği mücadelenin büyüklüğü zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır.

Biz bugünden geriye bakıp nasıl Anadolu'nun kapılarını açan Sultan Alparslan'ı, haçlı ordularını Anadolu topraklarında mum gibi eriten Sultan Kılıçarslan'ı, bir beyliğin bir dünya devleti haline gelmesinin temellerini atan Ertuğrul Gazi'yi, Osman Gazi'yi, İstanbul'u fethederek çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han'ı, siyasetteki maharetiyle ve gerçekleştirdiği reformlarla en kritik zamanda Osmanlı'yı ayakta tutan Abdülhamid-i saniyi, Kurtuluş Savaş’ımızın Başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i, demokrasi tarihimizin sembol ismi şehit Başbakan Adnan Menderes'i tarihimizin diğer kahramanlarını rahmetle, minnetle yad ediyorsak bugünün kahramanlarının isimleri de aynı şekilde tarihe altın harflerle yazılacaktır."

"Bizler terör örgütlerine karşı dini, milli ve ahlaki görevimizi yerine getirdik, asıl hükmü verecek olan milletimizin vicdanı ve tarihtir" diyen Erdoğan, bu önemli dönüm noktasını unutmamak ve unutturmamak için 15 Temmuz'u Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan ettiklerini hatırlattı.

Erdoğan, "Artık her 15 Temmuz bizim için tatil olan bir gündür ve unutturmayacağız, unutmayacağız. Bu anma günü vesilesiyle yıllar boyunca yapılacak her muhasebe, maziden atiye kurduğumuz köprünün daha da güçlenmesini sağlayacaktır" ifadesini kullandı.

"FETÖ'NÜN ARKASINDAN GELENLER BİTMEZ"

Ülke ve bölgede bir süredir yaşanılan olaylardan çıkarılan dersler ışığında, daha güvenli, güçlü ve aydınlık bir gelecek kurmak için daha çok çalışacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şunu unutmayın, bu FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez. Onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız. Durmak yok, yola devam edeceğiz. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz şekilde özgürlüğümüzün kıymetini daha çok bileceğiz. Ezanlarımızı susturtmamak, bayrağımızı indirtmemek, vatanımızı korumak, devletimize sahip çıkmak için daha kararlı hareket edeceğiz. Milletimiz, asırlardır sahada kanıyla, canıyla, bileğinin hakkıyla kazandıklarını masada söz oyunlarıyla, diplomasi tuzaklarıyla, gafletle ve hatta ihanetle kaybetmekten bıkıp usanmıştır. Biz kaybetmeyeceğiz. Şehitlerimizin kanları, gazilerimizin fedakarlığı ve bu yola baş koymuş milyonların mücadelesi uğruna kazandıklarımıZ masada tehlikeye atmamakta da kararlıyız. Bunun için içerideki başarımızı dışarıda da tahkim edecek şekilde hareket ediyoruz."

Avrupa Birliği'nden NATO'ya tüm uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin bu anlayışla yürütüldüğünü, Rusya, Çin, Afrika, Güney Amerika, Asya ve tüm coğrafyalarda dünyanın yükselen güçleriyle mümkün olan en geniş iş birliği zeminini kurmaya çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Mecburiyet ve mahkumiyet değil, karşılıklı fayda temelinde bize doğru atılan her adıma fazlasıyla karşılık veriyoruz" dedi.

"MAĞDURLARA, MAZLUMLARA EN FAZLA DESTEĞİ VEREN ÜLKE TÜRKİYE"

Erdoğan, Türkiye'yi Türkiye yapan hususlardan birinin mazlumlara ve mağdurlara yaklaşımındaki adil, hakkaniyetli, vicdani ve ahlaki duruş olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dünyada, ülkemizdeki kadar çok sığınmacıya ev sahipliği yapıp da bu kadar az sorunla karşılaşan başka bir ülke yoktur. Avrupa'da birkaç yüz bin sığınmacının neredeyse yönetimlerin devrilmesine, ırkçılığın hortlamasına yol açtığına hep birlikte şahit olduk. Kendileri refah içinde yaşarken, yoklukla, sefaletle ve hatta açlıkla boğuşan toplumlara dönüp bakmayanlara karşılık biz elimizdekini paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Dünyadaki mağdurlara, mazlumlara en fazla desteği veren ülke Türkiye. 8 milyar dolar yardımla birinci sıradayız. Nasıl oluyor bu?" 

Bu sırada, salondaki bir vatandaşın, "Sayenizde" demesi üzerine Erdoğan, "Hayır, milletimin sayesinde. Çünkü bizim medeniyet değerlerimiz bunu gerektiriyor ve biz hamdolsun yılları, on yılları geride bıraktık" karşılığını verdi.

 

"HEP ELİMİZİ UZATTIK, UZATMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Erdoğan, artık farklı bir Türkiye'nin olduğunu belirterek, "Hep elimizi uzattık, uzatmaya devam edeceğiz. Çünkü biz paylaşmanın bereketine inanan bir medeniyetin mensupları olarak bu konumumuzu daha da ileriye taşıyacağız. Rabbim bizi hep alan değil, veren el konumunda bulundursun" dedi. 

Demokrasi ve ekonomiyi geliştirerek istiklale ve istikbale sıkı sıkıya sahip çıkarak bu konumu daha da güçlendireceklerine işaret eden Erdoğan, 15 Temmuz'un bu inancın, bu kararlılığın sembolü olduğunu bildirdi.

Erdoğan, "Kendi akıllarınca 15 Temmuz'u önemsizleştirmeye çalışanlar aslında örtülü olarak ülkemize ve milletimize karşı ruhlarında biriktirdikleri kibirlerini, kinlerini, nefretlerini dile getiriyorlar. Terörle mücadelemizi küçümseyenler de aynı ruh halindedir. Hiçbir siyasi, sosyal, ekonomik çıkar, hiçbir kişisel husumet böyle bir alçaklığı mazur gösteremez. Şehitlerimizin aziz ruhlarının muazzep edilmesine, gazilerimizin incitilmesine asla izin vermeyiz. Böyle bir davranış içine girenler karşılarında önce bu aziz milletin bir ferdi olarak ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak bizi bulurlar. Her şehit ailesi ve her gazi benim öz kardeşim mesabesindedir. Onlara yapılan her yanlışı şahsıma yapılmış sayarım, ona göre davranırım" diye konuştu.

''BİZE KENDİNİ BİLECEK, ELİF GİBİ DOSDOĞRU OLACAK NESİLLER LAZIM"

Bir daha 15 Temmuzların yaşanmaması için çocukların bu bilinçle yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Dinini, milliyetini, dilini, vatanını, devletini bilmeyen her çocuk, terör örgütlerinin potansiyel hedefidir ama benim sizden bir ricam var; şehadet bambaşka bir şeydir, o makam çok başkadır. Şehadetin inceliğini, hassasiyetini özellikle kavramak ve şehadetin istismar edilmesine da asla müsaade etmemek gerekir ki şehitlerimizi o makamda rahatsız etmeyelim" ifadesini kullandı. 

Cehaleti, okuma yazma bilmemek değil, tarihini, kültürünü ve medeniyetini öğrenmemek olarak tanımlayan Erdoğan, Yunus Emre'nin, "İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır. Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte. Sen elifi bilmezsen, bu nice okumaktır. Yunus Emre der hoca. Gerekse bin var hacca. Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir" dizelerini hatırlattı. Erdoğan, "Bize kendini bilecek, elif gibi dosdoğru olacak, gönüllere girecek nesiller lazım" dedi.

İLMİYLE VE GÖNLÜYLE GELECEĞİNE YÜRÜYEN NESİLLERE İHTİYACIMIZ VAR"

Erdoğan, bunun için eğitim ve öğretim konusunu önceliklerinin en başına aldıklarını belirterek, "Hedeflerimize şekil olarak okumuş ancak ruh olarak çorak kalmış nesillerle ulaşamayız. Hem ilmiyle hem de gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var" değerlendirmesinde bulundu. 

İstiklal Marşı'nın "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli. Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" dizelerini okuyan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Bizim hem ilmiyle hem gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var. Anneler, babalar işte sizden bunu bekliyoruz. Unutmayın, en büyük öğretmen mürebbi, mürebbiye sizsiniz. Şüphesiz okullarımızdaki öğretmenler önemli ama siz en önemlisisiniz. Her şey sizinle başlıyor. Bu şekilde yeni 15 Temmuzların, yeni terör örgütlerinin bünyemize saldırmasının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde yüce dinimizin değerlerinin, aziz milletimizin hassasiyetlerinin istismarının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde geleceğimize güvenle bakabiliriz. 15 Temmuz'u ve terörle mücadeledeki zaferlerimizi yad etmek, bizi işte bu anlayışa yöneltmelidir. Bugünü sadece bir kuru hamasetten ibaret görürsek, asıl amacımızı unutmuş oluruz."

Programın ardından İstanbul'a gideceğini belirten Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ikinci bir merasimin yapılacağını, burada halka hitap edeceğini dile getirdi.

Erdoğan, bugün 81 ilde aynı şekilde törenler düzenlendiğine değinerek, bu törenlerin kalıcı hale getirileceğini, 15 Temmuz'u unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını kaydetti.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, gazilere sağlık ve afiyet temennisini iletti.

Erdoğan, konuşmasını Arif Nihat Asya'nın "Dua" şiiriyle tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.