LASTİK İŞ

GÜREL ''2020 YILINI ÇOK ZOR ŞARTLARDA BİTİRDİK''

Asayiş 08.01.2021 - 13:02, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:17
 

GÜREL ''2020 YILINI ÇOK ZOR ŞARTLARDA BİTİRDİK''

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Başkanı Fikret Gürel, ülke gündemi, sigorta primleri ve asgari ücret hakkında açıklamalarda bulundu. Gürel, “2020 yılını ülke olarak çok zor şartlar altında tamamladık. Toplum olarak ekonomik sıkıntılarla boğuşup ayakta kalmaya çalıştığımız anlarda, başımıza doğal felaketler ve salgın hastalık belası geldi. Çok acılar yaşadık. ” dedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Başkanı Fikret Gürel, ülke gündemi, sigorta primleri ve asgari ücret ile ilgili olarak bazı açıklamalarda bulundu.  Başkan Gürel, konu hakkında yaptığı açıklamada “2020 yılını ülke olarak çok zor şartlar altında tamamladık. Toplum olarak ekonomik sıkıntılarla boğuşup ayakta kalmaya çalıştığımız anlarda, başımıza doğal felaketler ve salgın hastalık belası geldi. Çok acılar yaşadık. Salgınla mücadele edip sağlığımızı korumak için çaba gösterirken hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sebebiyle ekonomik sıkıntılar, adeta buhrana dönüştü. Bütün bu olumsuzluklardan sıyrılma umuduyla 2021 yılını iple çektik. Hepimizin dileği de salgından kurtulup eski sağlıklı, huzurlu ve mutlu günlerimize yeniden kavuşmak, ekonomik sıkıntılardan arınmış güçlü bir ekonomiye sahip olmak olmuştur. Ama ne yazık ki salgınla mücadelede, ekonomide, dış politikada yaşanan sorunlarla boğuşulan bir ortamda, bu sorunların yarattığı trajedi ve belirsizliklerle birlikte zor durumda kalan vatandaşlarımızın yardım çığlıklarıyla uğraşılacağına, iktidar gereksiz konuşmalarla ortamı germeye devam etmektedir” dedi. ‘TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMAKTAN ÇIKTIĞI İNANCINI TAŞIMAKTAYIZ’ Sözlerine devam eden Başkan Gürel, “Öyle ki AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, yılın ilk günleri, hem de Cuma namazı çıkışı başörtülü kadınlarımızı vitrin mankeni yakıştırmasıyla aşağılamıştır. Çünkü her konuşmasında CHP’ye söz söylemeyi adet edinen Sayın Erdoğan, başörtüsü konusunda CHP’deki başörtülü kadınlarımızı vitrin mankeni diye itham etmiştir. Fikri Sağlar’ın sözleri karşısında CHP’yi suçlamıştır. Kaldı ki her söz, sözü söyleyen kişiyi bağlar. Bu konuda Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Böyle bir ayrımcılığı asla kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum. Çağın neresindeyiz biz? Kişi başörtüsü takar, takmaz. Bu onun tercihidir’ diyerek zaten Sayın Sağlar’a cevap vermiştir. Dolayısıyla yargıda temel mesele, savcıların, hakimlerin ve avukatların kılık kıyafeti değil, hukuk devletine ve demokrasiye bağlılığıdır. Günümüz koşullarında da kılık kıyafet meselesinin, Türkiye’nin sorunu olmaktan çıktığı inancını taşımaktayız. Sayın Erdoğan’ın bu yakıştırmasına göre başörtülü kadınlarımız AKP’de ise ‘başörtülü annemiz, başörtülü bacımız, başörtülü kızımız’ oluyor. Ama CHP’de Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında ise ‘başörtülü konu mankeni, başörtülü vitrin mankeni, başörtülü siyasi göstermelik’ diye adlandırılıyor. Siyasette saygı çerçevesinde, ülke menfaatleri doğrultusunda münakaşa, tartışma tabii ki olur. Sonuçta ülke ve millet sorunlarının müzakere ile çözülmesi asıldır” dedi. ‘KADINLARIMIZA SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR’ Başkan Gürel, açıklamasını sürdürerek “Aslında esas mesele başörtüsü mevzusu değil, oy kaygısıdır. Çünkü Sayın Erdoğan, 18 senedir başörtüsü konusunu sürekli gündemde tutarak her çaresiz kaldığında, içinden çıkamadığı bir sorun olduğunda oy kaybını gidermek ve halkın desteğini artırmak için kullanmaktan hiç çekinmemiştir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti, kadınlara yönelik ayrımcılığı baştan reddederek kurulmuştur. Cumhuriyetimiz ‘Millet, erkek ve kadından oluşur. Mümkün müdür ki, toplumun yarısı toprağa zincirlerle bağlıyken diğer kısmı semaya yükselebilsin’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kuruldu. Başörtülü ve başörtüsüz kadınlarımıza sahip çıkmamız gereken en acılı günleri yaşıyoruz. Her gün kadınlarımız katlediliyor. Her gün şiddete uğruyor, taciz ediliyorlar; tecavüzler gündemden düşmüyor. Bana oy vermeyen, benim partimde siyaset yapmayan kadın, vitrin mankenidir diyen Sayın Erdoğan, 2021 yılında reform yapacağını söylüyor. Bu anlayışın yapacağı reformlara da inanmamız imkansızdır. Kaldı ki son yıllarda artan kadın cinayetlerinin nedenleri acilen araştırılmalıdır. Çünkü son 12 yılda 3 bin 485, son 1 yılda da 386 kadınımız cinayete kurban gitmiştir. Kadını vitrin mankeni olarak görenler, kadına ve çocuğa şiddeti engellemeye yönelik kendi imzaladığı İstanbul Antlaşması’nı bile tartışmaya açmıştır. Dolayısıyla hiçbir kadınımız vitrin mankeni değildir. Kadın erkek eşittir. İstediği siyasi partide siyaset yapma hakkına sahiptir. Bu bakımdan Sayın Erdoğan’ın ülkemizdeki bütün kadınlarımızdan samimi bir şekilde özür dilemesi gerekir. Kadınlarımız bizlerin vitrin süsü değil, başımızın tacıdır” dedi. ‘ESNAFIMIZA AĞIR YÜKLER YÜKLENMEYE DEVAM ETMEKTEDİR’ Sözlerine devam eden Başkan Gürel, zamlar ve sigorta primlerine değinerek “Bu iktidarla son yıllarda yokluk ve hayat pahalılığı, ülkemizde olağan hale gelmiştir. Ülkemizde kuraklık sorunu, geçim sıkıntısı varken yeni yılın gelmesiyle A’dan Z’ye her şeye zam gelmiştir. Doğalgaz, elektrik, köprü ve otoyollar gibi birçok şeye zamlar, sağanak yağmur gibi gelmiştir. Elimizi attığımız her şey ateş pahası olmuştur. Daha 2020 yılının tahribatını üstünden atamayan esnafımıza da ağır yükler yüklenmeye devam etmektedir. Enflasyonu yüzde 14,6 olarak açıklayan iktidar, BAĞ-KUR primlerine yaklaşık yüzde 20 artış yapmıştır. İndirimsiz 1015,33 TL olan prim 1234,25 TL olarak açıklanmıştır. Bu yetmezmiş gibi esnafımızın zorda kaldığı zaman Halkbank’tan kullandığı esnaf kredileri de yüzde 4,5 dan yüzde 8,5 a çıkartılmıştır. Zaten büyük markalarla orantısız bir rekabet içersinde olan esnafımızın iş yerlerini bile kapatmak zorunda kaldığı bir ortamda bu artışları kaldırması mümkün gözükmemektedir. Hükümetin, istihdamı arttırmak için büyük işletmelere birçok teşvik verirken hem işsizlikle mücadele kapsamında hem de esnafımızın varlığını sürdürebilmesi, bu teşviklerden esnafımızın da faydalanması için düzenleme yapması gerekir. Hatta başta BAĞ-KUR ödemeleri olmak üzere, maliyetler konusunda ödemelerin bir kısmını devletin üstlenmesi, kredilerin ve yapılandırma ödemelerinin faiz alınmadan 1 yıl süreyle ertelenmesi, ekonominin bel kemiği olan ve vergileriyle devlete destek olan esnafımızın güçlenmesi ve rekabet gücünün artması için çok önemlidir” dedi. ‘BU TOPRAKLARIN HAMURUNDA KİN VE NEFRET YOK’ Başkan Gürel, açıklamasına son vererek “Milletimiz 2021’e yüksek enflasyonun yanı sıra düşük büyüme, gerileyen milli gelir, yüksek cari açık, yüksek dış borç yükü, yüksek bütçe açığı, eksi bakiye veren döviz rezervleri, yüksek faiz artışı, aşırı dalgalanan döviz kurlarıyla girdi. Ekonomideki kötü yönetimin faturası, askıda ekmek olarak, kuru ekmek yiyorsa aç değildir diye itham edilerek vatandaşın sırtına yüklenmektedir. Hükümetin yanlışlarıyla ceplerimiz boşaltılırken lokantaların masalarını kaldırıp paket hizmeti verdiği bir ortamda, sarayda müzikli ve kalabalık bir ortamda verilen yemekli ağırlama masalarından, vatandaşa 2 bin 825 TL (AGİ dahil) asgari ücret yeterli denmektedir. Bu da göstermektedir ki iktidar, bu yılda siyasetin iki temel ayağını da uygulamaya devam edecektir. İlki milletin refahını değil borcunu arttırmak, diğeri de milleti ortadan ikiye bölerek ayrıştırıp borçla, nefretle, kinle, milletin fakirliğini ve yarın korkusunu yönetmektir. Oysa bu toprakların hamurunda kin ve nefret yoktur. Bu toprakların hamurunda, ‘Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil’ diyen Yunus Emre vardır. ‘Bağış, kine merhemdir’ diyen Mevlana vardır. ‘Yolumuz ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzeredir’ diyen Hacı Bektaş-ı Veli vardır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Başkanı Fikret Gürel, ülke gündemi, sigorta primleri ve asgari ücret hakkında açıklamalarda bulundu. Gürel, “2020 yılını ülke olarak çok zor şartlar altında tamamladık. Toplum olarak ekonomik sıkıntılarla boğuşup ayakta kalmaya çalıştığımız anlarda, başımıza doğal felaketler ve salgın hastalık belası geldi. Çok acılar yaşadık. ” dedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölcük İlçe Başkanı Fikret Gürel, ülke gündemi, sigorta primleri ve asgari ücret ile ilgili olarak bazı açıklamalarda bulundu. 
Başkan Gürel, konu hakkında yaptığı açıklamada “2020 yılını ülke olarak çok zor şartlar altında tamamladık. Toplum olarak ekonomik sıkıntılarla boğuşup ayakta kalmaya çalıştığımız anlarda, başımıza doğal felaketler ve salgın hastalık belası geldi. Çok acılar yaşadık. Salgınla mücadele edip sağlığımızı korumak için çaba gösterirken hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sebebiyle ekonomik sıkıntılar, adeta buhrana dönüştü. Bütün bu olumsuzluklardan sıyrılma umuduyla 2021 yılını iple çektik. Hepimizin dileği de salgından kurtulup eski sağlıklı, huzurlu ve mutlu günlerimize yeniden kavuşmak, ekonomik sıkıntılardan arınmış güçlü bir ekonomiye sahip olmak olmuştur. Ama ne yazık ki salgınla mücadelede, ekonomide, dış politikada yaşanan sorunlarla boğuşulan bir ortamda, bu sorunların yarattığı trajedi ve belirsizliklerle birlikte zor durumda kalan vatandaşlarımızın yardım çığlıklarıyla uğraşılacağına, iktidar gereksiz konuşmalarla ortamı germeye devam etmektedir” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMAKTAN ÇIKTIĞI İNANCINI TAŞIMAKTAYIZ’

Sözlerine devam eden Başkan Gürel, “Öyle ki AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, yılın ilk günleri, hem de Cuma namazı çıkışı başörtülü kadınlarımızı vitrin mankeni yakıştırmasıyla aşağılamıştır. Çünkü her konuşmasında CHP’ye söz söylemeyi adet edinen Sayın Erdoğan, başörtüsü konusunda CHP’deki başörtülü kadınlarımızı vitrin mankeni diye itham etmiştir. Fikri Sağlar’ın sözleri karşısında CHP’yi suçlamıştır. Kaldı ki her söz, sözü söyleyen kişiyi bağlar. Bu konuda Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Böyle bir ayrımcılığı asla kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum. Çağın neresindeyiz biz? Kişi başörtüsü takar, takmaz. Bu onun tercihidir’ diyerek zaten Sayın Sağlar’a cevap vermiştir. Dolayısıyla yargıda temel mesele, savcıların, hakimlerin ve avukatların kılık kıyafeti değil, hukuk devletine ve demokrasiye bağlılığıdır. Günümüz koşullarında da kılık kıyafet meselesinin, Türkiye’nin sorunu olmaktan çıktığı inancını taşımaktayız. Sayın Erdoğan’ın bu yakıştırmasına göre başörtülü kadınlarımız AKP’de ise ‘başörtülü annemiz, başörtülü bacımız, başörtülü kızımız’ oluyor. Ama CHP’de Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında ise ‘başörtülü konu mankeni, başörtülü vitrin mankeni, başörtülü siyasi göstermelik’ diye adlandırılıyor. Siyasette saygı çerçevesinde, ülke menfaatleri doğrultusunda münakaşa, tartışma tabii ki olur. Sonuçta ülke ve millet sorunlarının müzakere ile çözülmesi asıldır” dedi.

‘KADINLARIMIZA SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR’

Başkan Gürel, açıklamasını sürdürerek “Aslında esas mesele başörtüsü mevzusu değil, oy kaygısıdır. Çünkü Sayın Erdoğan, 18 senedir başörtüsü konusunu sürekli gündemde tutarak her çaresiz kaldığında, içinden çıkamadığı bir sorun olduğunda oy kaybını gidermek ve halkın desteğini artırmak için kullanmaktan hiç çekinmemiştir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti, kadınlara yönelik ayrımcılığı baştan reddederek kurulmuştur. Cumhuriyetimiz ‘Millet, erkek ve kadından oluşur. Mümkün müdür ki, toplumun yarısı toprağa zincirlerle bağlıyken diğer kısmı semaya yükselebilsin’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kuruldu. Başörtülü ve başörtüsüz kadınlarımıza sahip çıkmamız gereken en acılı günleri yaşıyoruz. Her gün kadınlarımız katlediliyor. Her gün şiddete uğruyor, taciz ediliyorlar; tecavüzler gündemden düşmüyor. Bana oy vermeyen, benim partimde siyaset yapmayan kadın, vitrin mankenidir diyen Sayın Erdoğan, 2021 yılında reform yapacağını söylüyor. Bu anlayışın yapacağı reformlara da inanmamız imkansızdır. Kaldı ki son yıllarda artan kadın cinayetlerinin nedenleri acilen araştırılmalıdır. Çünkü son 12 yılda 3 bin 485, son 1 yılda da 386 kadınımız cinayete kurban gitmiştir. Kadını vitrin mankeni olarak görenler, kadına ve çocuğa şiddeti engellemeye yönelik kendi imzaladığı İstanbul Antlaşması’nı bile tartışmaya açmıştır. Dolayısıyla hiçbir kadınımız vitrin mankeni değildir. Kadın erkek eşittir. İstediği siyasi partide siyaset yapma hakkına sahiptir. Bu bakımdan Sayın Erdoğan’ın ülkemizdeki bütün kadınlarımızdan samimi bir şekilde özür dilemesi gerekir. Kadınlarımız bizlerin vitrin süsü değil, başımızın tacıdır” dedi.

‘ESNAFIMIZA AĞIR YÜKLER YÜKLENMEYE DEVAM ETMEKTEDİR’

Sözlerine devam eden Başkan Gürel, zamlar ve sigorta primlerine değinerek “Bu iktidarla son yıllarda yokluk ve hayat pahalılığı, ülkemizde olağan hale gelmiştir. Ülkemizde kuraklık sorunu, geçim sıkıntısı varken yeni yılın gelmesiyle A’dan Z’ye her şeye zam gelmiştir. Doğalgaz, elektrik, köprü ve otoyollar gibi birçok şeye zamlar, sağanak yağmur gibi gelmiştir. Elimizi attığımız her şey ateş pahası olmuştur. Daha 2020 yılının tahribatını üstünden atamayan esnafımıza da ağır yükler yüklenmeye devam etmektedir. Enflasyonu yüzde 14,6 olarak açıklayan iktidar, BAĞ-KUR primlerine yaklaşık yüzde 20 artış yapmıştır. İndirimsiz 1015,33 TL olan prim 1234,25 TL olarak açıklanmıştır. Bu yetmezmiş gibi esnafımızın zorda kaldığı zaman Halkbank’tan kullandığı esnaf kredileri de yüzde 4,5 dan yüzde 8,5 a çıkartılmıştır. Zaten büyük markalarla orantısız bir rekabet içersinde olan esnafımızın iş yerlerini bile kapatmak zorunda kaldığı bir ortamda bu artışları kaldırması mümkün gözükmemektedir. Hükümetin, istihdamı arttırmak için büyük işletmelere birçok teşvik verirken hem işsizlikle mücadele kapsamında hem de esnafımızın varlığını sürdürebilmesi, bu teşviklerden esnafımızın da faydalanması için düzenleme yapması gerekir. Hatta başta BAĞ-KUR ödemeleri olmak üzere, maliyetler konusunda ödemelerin bir kısmını devletin üstlenmesi, kredilerin ve yapılandırma ödemelerinin faiz alınmadan 1 yıl süreyle ertelenmesi, ekonominin bel kemiği olan ve vergileriyle devlete destek olan esnafımızın güçlenmesi ve rekabet gücünün artması için çok önemlidir” dedi.

‘BU TOPRAKLARIN HAMURUNDA KİN VE NEFRET YOK’
Başkan Gürel, açıklamasına son vererek “Milletimiz 2021’e yüksek enflasyonun yanı sıra düşük büyüme, gerileyen milli gelir, yüksek cari açık, yüksek dış borç yükü, yüksek bütçe açığı, eksi bakiye veren döviz rezervleri, yüksek faiz artışı, aşırı dalgalanan döviz kurlarıyla girdi. Ekonomideki kötü yönetimin faturası, askıda ekmek olarak, kuru ekmek yiyorsa aç değildir diye itham edilerek vatandaşın sırtına yüklenmektedir. Hükümetin yanlışlarıyla ceplerimiz boşaltılırken lokantaların masalarını kaldırıp paket hizmeti verdiği bir ortamda, sarayda müzikli ve kalabalık bir ortamda verilen yemekli ağırlama masalarından, vatandaşa 2 bin 825 TL (AGİ dahil) asgari ücret yeterli denmektedir. Bu da göstermektedir ki iktidar, bu yılda siyasetin iki temel ayağını da uygulamaya devam edecektir. İlki milletin refahını değil borcunu arttırmak, diğeri de milleti ortadan ikiye bölerek ayrıştırıp borçla, nefretle, kinle, milletin fakirliğini ve yarın korkusunu yönetmektir. Oysa bu toprakların hamurunda kin ve nefret yoktur. Bu toprakların hamurunda, ‘Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil’ diyen Yunus Emre vardır. ‘Bağış, kine merhemdir’ diyen Mevlana vardır. ‘Yolumuz ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzeredir’ diyen Hacı Bektaş-ı Veli vardır” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.