GÜREL 'PANDEMİ BAHANE EDİLİYOR''

Gündem 30.08.2020 - 10:34, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:17
 

GÜREL 'PANDEMİ BAHANE EDİLİYOR''

30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir açıklama yapan CHP ilçe başkanı Fikret Gürel; “30 Ağustos Zafer Bayramını etkisizleştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” dedi.

30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında açıklama yapan CHP ilçe Başkanı Fikret Gürel  “Milli bayramlar, ulusça kutladığımız birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, gurur duyarak sevinçlerimizi paylaştığımız özel günlerdir. Ayrıca milli bayramlarımızı kutlarken atalarımızın kahramanlıklarını ve başarılarını göğüslerimizi kabartarak anlatır ve anarız. O kahramanların, bizlere emanet ettiği bu güzel değerleri daha iyi kavrar ve gelecek nesillere de aktarırız. Bu vesile ile Anadolu'da yaşamak ve yurt tutmak için tarih boyunca kazanılan zaferlerimiz vardır. Bunların ilki Anadolu'yu Türk vatanı haline getirmek için 26 Ağustos 1071 tarihinde kazanmış olduğumuz Malazgirt Meydan Savaşı, diğeri de ne tesadüftür ki aynı güne denk gelen Anadolu'yu düşman işgalinden kurtarmak için başlatılan Başkumandanlık Meydan Muharebesidir. Bu iki tarihi zaferi birbirinden ayırt etmek imkansızdır. Gönlümüz odur ki 26-30 Ağustos tarihlerini Zafer Haftası olarak ilan edip bu iki görkemli zaferi hafta boyunca kutlamaktır.   ZAFER BAYRAMINI ETKİSİZLEŞTİRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK Çünkü 1071 de bu topraklara Anadolu Selçukluları olarak girişimizden 851 yıl sonra, yine Bizans'ın temsilcileri Emperyalist güçlerin desteğiyle Anadolu'yu işgali sonrasın da 1922 de başlatılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile ülkemizin düşman işgalinden kurtularak, bağımsız, yenilikçi ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı çok önemli ikinci zaferimizdir. Dolayısıyla 1926 yılından beri kutlanmakta olan 30 Ağustos Zafer Bayramını etkisizleştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.  Eğer bundan 98 yıl önce, 26 Ağustos 1922 de Yunan işgaline karşı başlatılan "Büyük Taarruz" 30 Ağustos 1922 de zaferle sonuçlanmasaydı, ülkemiz parçalanır ve düşman işgali ile yok olur giderdi. Bu yüzden 30 Ağustos 1922 de Dumlupınar'da Mustafa Kemal ATATÜRK başkumandanlığında zaferle sonuçlanan "Büyük Taarruzu" anmak, kutlamak özünde ben Ne mutlu Türküm diyebilen herkesin önemli bir görevidir.   PANDEMİ BAHANE EDİLİYOR Ama görülmektedir ki, Cumhuriyetimizin bütün kazanımlarının ve milli değerlerinin bir, bir yok edilmeye çalışıldığı bir yapıyla yönetilmeye çalışıldığımız bu ortamda, pandemi kuralları bahane gösterilerek, önce ki milli bayramlar gibi 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama ve anma törenleri de önce iptal edilmeye çalışıldı. Sonra toplumdan gelen tepkiler göz önüne alınıp kısıtlı bir şekilde, adeta yasak sayar bir zihniyetle kutlanmak istenmesini, inancım tamdır. Vatanını ve bayrağını seven bütün vatandaşlarımızın kabullenmesi zordur. Peki, kamuoyuna sormak istiyorum. Turizm sektörünün canlanması için gerekli destekler sağlanıp, insanlarımızı tatil moduna sokup, tatile çıkmalarını teşvik ederken pandemi yokmuydu. Düğün sezonunun gelmesiyle, kalabalık düğünlere seyirci kalıp, sadece sosyal mesafe ve maske kuralını getirip, izin verirken pandemi yokmuydu.   15 Temmuz darbe girişiminin, yıldönümü etkinliklerinde pandemi yokmuydu.  Ben size o günkü Sağlık Bakanının açıkladığı rakamları hatırlatayım; Test sayısı : 42.320, Vaka sayısı : 947, Vefat edenler : 17, İyileşenler : 1.013 24 Temmuz Ayasofya camiinin, 350bin kişinin katılımıyla yapılan açılış kutlamalarında pandemi yokmuydu. O zaman ki Sağlık Bakanının açıkladığı rakamları da hatırlatayım, Test sayısı : 42.986, Vaka sayısı: 937, Vefat edenler: 17, İyileşenler: 1.009 Bu günkü rakamları daha bilemiyorum ama 28 Ağustos 2020 tablosu; Test sayısı 107.814, Vaka sayısı: 1.517, Vefat edenler:36, İyileşenler: 1.017 Dolayısıyla rakamlara bakıp bir oran yaparsak, yapılan test sayıları ve vaka sayıları daha da azalmış gibidir. Çünkü 42bin testte vaka 947 iken 2,5 katı yapılan testte yani 106bin testte vaka 1491 de kalmıştır. Bu da demektir ki eğer 107bin değil de yine 42bin test yapılsaydı vaka 590- 600 gibi çıkardı. Bu da çok iyi bir tablo olurdu.   Bunları söylerken amacım, pandeminin etkisini yitirmeye başladığını söylemek değil. Çünkü ben uzman değilim. Kaldı ki önümüzde ki dönemde belki havaların da soğumasıyla daha kötü de olabilir. Amacım milli bayramımız olan 30 Ağustos Zafer Bayramının kutlanmasının engellenmesini kabullenememektir.15 Temmuz gibi, 24 Temmuz gibi etkinlikler önemliyse bu zafer daha da önemlidir. Çünkü 98. yılını kutlayacağım Zafer Bayramının altında kahramanlık vardır, cesaret vardır. Özveri vardır hatta vatan uğruna gözü kırpmadan canlar verilebilirlik vardır. Eğer 30 Ağustos 1922 de bu zafer kazanılmasaydı, ne 15 Temmuz'u, ne Ayasofya camiinin açılışını ne turizmi konuşur ne de diğer milli ve dini bayramları kutlardık. Buradan naçizane yetkililere seslenmek istiyorum. Bu milleti manevi değerlerinden ve Atatürk sevgisinden uzaklaştıramazsınız. Bir tarafa şirin gözükürken, toplumun çoğunluğunu yok sayamazsınız. Benim bu söylemlerim siyasi bir söylem değildir. Tamamen milli duygularımın tercümanıdır. Bu duygu ve düşüncelerimle, herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyor, bu büyük zaferi bizlere yaşatan başta Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşları ve bütün kahraman şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyorum. Ruhları Şad olsun...
30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir açıklama yapan CHP ilçe başkanı Fikret Gürel; “30 Ağustos Zafer Bayramını etkisizleştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” dedi.

30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında açıklama yapan CHP ilçe Başkanı Fikret Gürel  “Milli bayramlar, ulusça kutladığımız birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, gurur duyarak sevinçlerimizi paylaştığımız özel günlerdir. Ayrıca milli bayramlarımızı kutlarken atalarımızın kahramanlıklarını ve başarılarını göğüslerimizi kabartarak anlatır ve anarız. O kahramanların, bizlere emanet ettiği bu güzel değerleri daha iyi kavrar ve gelecek nesillere de aktarırız. Bu vesile ile Anadolu'da yaşamak ve yurt tutmak için tarih boyunca kazanılan zaferlerimiz vardır. Bunların ilki Anadolu'yu Türk vatanı haline getirmek için 26 Ağustos 1071 tarihinde kazanmış olduğumuz Malazgirt Meydan Savaşı, diğeri de ne tesadüftür ki aynı güne denk gelen Anadolu'yu düşman işgalinden kurtarmak için başlatılan Başkumandanlık Meydan Muharebesidir. Bu iki tarihi zaferi birbirinden ayırt etmek imkansızdır. Gönlümüz odur ki 26-30 Ağustos tarihlerini Zafer Haftası olarak ilan edip bu iki görkemli zaferi hafta boyunca kutlamaktır.

 

ZAFER BAYRAMINI ETKİSİZLEŞTİRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK

Çünkü 1071 de bu topraklara Anadolu Selçukluları olarak girişimizden 851 yıl sonra, yine Bizans'ın temsilcileri Emperyalist güçlerin desteğiyle Anadolu'yu işgali sonrasın da 1922 de başlatılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile ülkemizin düşman işgalinden kurtularak, bağımsız, yenilikçi ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı çok önemli ikinci zaferimizdir.

Dolayısıyla 1926 yılından beri kutlanmakta olan 30 Ağustos Zafer Bayramını etkisizleştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.  Eğer bundan 98 yıl önce, 26 Ağustos 1922 de Yunan işgaline karşı başlatılan "Büyük Taarruz" 30 Ağustos 1922 de zaferle sonuçlanmasaydı, ülkemiz parçalanır ve düşman işgali ile yok olur giderdi. Bu yüzden 30 Ağustos 1922 de Dumlupınar'da Mustafa Kemal ATATÜRK başkumandanlığında zaferle sonuçlanan "Büyük Taarruzu" anmak, kutlamak özünde ben Ne mutlu Türküm diyebilen herkesin önemli bir görevidir.

 

PANDEMİ BAHANE EDİLİYOR

Ama görülmektedir ki, Cumhuriyetimizin bütün kazanımlarının ve milli değerlerinin bir, bir yok edilmeye çalışıldığı bir yapıyla yönetilmeye çalışıldığımız bu ortamda, pandemi kuralları bahane gösterilerek, önce ki milli bayramlar gibi 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama ve anma törenleri de önce iptal edilmeye çalışıldı. Sonra toplumdan gelen tepkiler göz önüne alınıp kısıtlı bir şekilde, adeta yasak sayar bir zihniyetle kutlanmak istenmesini, inancım tamdır. Vatanını ve bayrağını seven bütün vatandaşlarımızın kabullenmesi zordur. Peki, kamuoyuna sormak istiyorum. Turizm sektörünün canlanması için gerekli destekler sağlanıp, insanlarımızı tatil moduna sokup, tatile çıkmalarını teşvik ederken pandemi yokmuydu. Düğün sezonunun gelmesiyle, kalabalık düğünlere seyirci kalıp, sadece sosyal mesafe ve maske kuralını getirip, izin verirken pandemi yokmuydu.

 

15 Temmuz darbe girişiminin, yıldönümü etkinliklerinde pandemi yokmuydu.  Ben size o günkü Sağlık Bakanının açıkladığı rakamları hatırlatayım; Test sayısı : 42.320, Vaka sayısı : 947, Vefat edenler : 17, İyileşenler : 1.013 24 Temmuz Ayasofya camiinin, 350bin kişinin katılımıyla yapılan açılış kutlamalarında pandemi yokmuydu. O zaman ki Sağlık Bakanının açıkladığı rakamları da hatırlatayım, Test sayısı : 42.986, Vaka sayısı: 937, Vefat edenler: 17, İyileşenler: 1.009 Bu günkü rakamları daha bilemiyorum ama 28 Ağustos 2020 tablosu; Test sayısı 107.814, Vaka sayısı: 1.517, Vefat edenler:36, İyileşenler: 1.017 Dolayısıyla rakamlara bakıp bir oran yaparsak, yapılan test sayıları ve vaka sayıları daha da azalmış gibidir. Çünkü 42bin testte vaka 947 iken 2,5 katı yapılan testte yani 106bin testte vaka 1491 de kalmıştır. Bu da demektir ki eğer 107bin değil de yine 42bin test yapılsaydı vaka 590-

600 gibi çıkardı. Bu da çok iyi bir tablo olurdu.

 

Bunları söylerken amacım, pandeminin etkisini yitirmeye başladığını söylemek değil. Çünkü ben uzman değilim. Kaldı ki önümüzde ki dönemde belki havaların da soğumasıyla daha kötü de olabilir.

Amacım milli bayramımız olan 30 Ağustos Zafer Bayramının kutlanmasının engellenmesini kabullenememektir.15 Temmuz gibi, 24 Temmuz gibi etkinlikler önemliyse bu zafer daha da önemlidir. Çünkü 98. yılını kutlayacağım Zafer Bayramının altında kahramanlık vardır, cesaret vardır. Özveri vardır hatta vatan uğruna gözü kırpmadan canlar verilebilirlik vardır. Eğer 30 Ağustos 1922 de bu zafer kazanılmasaydı, ne 15 Temmuz'u, ne Ayasofya camiinin açılışını ne turizmi konuşur ne de diğer milli ve dini bayramları kutlardık. Buradan naçizane yetkililere seslenmek istiyorum. Bu milleti manevi değerlerinden ve Atatürk sevgisinden uzaklaştıramazsınız. Bir tarafa şirin gözükürken, toplumun çoğunluğunu yok sayamazsınız. Benim bu söylemlerim siyasi bir söylem değildir. Tamamen milli duygularımın tercümanıdır. Bu duygu ve düşüncelerimle, herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyor, bu büyük zaferi bizlere yaşatan başta Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşları ve bütün kahraman şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyorum. Ruhları Şad olsun...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.