LASTİK İŞ

KASIMOĞLU ''EKONOMİ ZOR DURUMDA''

Ekonomi 14.12.2016 - 10:02, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

KASIMOĞLU ''EKONOMİ ZOR DURUMDA''

Tüm Emekliler Sendikası Gölcük Şube Başkanı Ahmet Kasımoğlu ve yönetimi 13 Aralık 2016- 2017 Merkezi yönetim bütçesi hakkında iş kur önünde basın açıklaması yaptı.

Tüm Emekliler Sendikası Gölcük Şube Başkanı Ahmet Kasımolğu “Türkiye Cumhuriyeti, 2017 yılı Merkezi yönetim Bütçe Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam ediyor. Bütçeler, bir ülke ekonomisinin yönetimini ve denetimini elinde bulunduran siyasi iktidarın belirli bir bütçe dönemi içinde bütçe gelirlerinin kimlerden nasıl toplanacağını, kimlerin ya da hangi toplum kesimlerinin toplanan gelirlerden ne kadar pay alacağının önceden belirlendiği, iktidarın sınıfsal tercihlerini en somut şekilde yansıtan ekonomik ve siyasal metinlerdir. 1980 sonrasında Türkiye Cumhuriyeti merkezi yönetim bütçelerinin tamamı, "rekabetçi" ekonomi anlayışıyla hazırlanmış ve serbest piyasa mekanizması ile bütünleşmeyi esas almıştır. Halktan toplanan bütçe kaynaklarının büyük bölümü, halkın ihtiyacından çok, yerli ve yabancı sermayenin çıkarları doğrultusunda kullanılmıştır Bütçe kaynakları içinde önemli bir yer tutan doğrudan ve dolaylı vergilerin asıl ödeyeni olan emekçiler bütçeden en az pay almaktadırlar” dedi. Kasımoğlu “Değerli basın Emekçileri; Harcamalara baktığımızda durumun emekçi ve yoksul kesimler aleyhine olduğu gayet açıktır. Peki Bütçeyi oluşturan gelirler kimden nasıl toplanacak; Kuşkusuz her yıl olduğu gibi 2017 yılında da bütçenin en önemli gelir kaynağı vergilerdir. 2017 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısında vergi gelirleri içinde ilk üç sırayı 141 milyar TL. ile KDV, 136 milyar TL.ile Özel Tüketim Vergisi ve 109 milyar TL. ile Gelir Vergisi almaktadır. Yani 2017 yılında toplam vergi gelirlerinin yüzde 60'tan fazlası ÖTV ve KDV gibi, gelirine bakılmaksızın herkesten aynı ,)oranda alınan dolaylı vergilerden gelecektir. Bu rakamlara Banka ve Sigorta Muameleleri ile Özel İletişim vergisi de eklenince, emekçi halkın 2017 yılında vergi yükü altında ezilmeye devam edeceği açıktır. Maliye Bakanlığının resmi rakamları Türkiye'de vergi gelirlerinin çok önemli bir miktarının maaşından vergi kesilen, ayrıca tüketimde KDV ve ÖTV gibi vergiler ödeyen ücretlilerden toplandığını göstermektedir. Türkiye vergi sisteminde yüksek gelirli kesimler kapsam dışında tutulurken faiz, repo, kâr elde edenler vergi ödememektedirler. Son yıllarda vergi yükünün daha çok düşük gelirli kesimler  üzerinde yoğunlaşması sonucu ücretli emekçiler aleyhine dengesiz ve adaletsiz bir durum ortaya çıkmasına yol açmış bulunuyor. OECD ülkelerinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 40, doğrudan vergilerin payı yüzde 60 civarındayken, Türkiye'de toplam vergi gelirlerinin yüzde 70'ini gelir durumuna bakmaksızın herkesten eşit yüzdeyle alınan KDV, ÖTV gibi tüketim vergileri, damga ve harç vergileri, yüzde 30'unu ise gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi kazanç üzerinden alınan vergiler oluşturmaktadır. Bu korkunç bir adaletsizliktir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığının son on yılda yüzde 60'tan yüzde 70'lere çıkması ise adaletsizliğin giderilmesinin değil giderek derinleştirilmesinin hedeflendiğinin somut göstergesidir. Türkiye'de enflasyon ve işsizliğin artmaya devam etmesi, satın alım gücünde yaşanan gerileme, emekçi ailelerin borçlanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaları, 2017 yılında da bütçeden emekçilerin payına işsizlik ve yoksulluk düştüğünü göstermektedir. Kısacası iktidarın benimsediği vergi politikaları ile harcama tercihleri 2017 yılında sınıfsal eşitsizlikleri daha da derinleştirecektir.  Değerli Basın Emekçileri; İçinde milyonlarca emeklinin de bulunduğu, emekçi halka yönelik kamu hizmetleri hızla özelleştirilip, kamu harcamaları belirgin bir şekilde kısılırken, kamu kaynakları çeşitli yasal düzenlemeler ve teşvik paketleriyle yerli ve yabancı sermayeye kaynak olarak aktarılmaktadır. Kamu hizmetlerinin adım adım tasfiye edilmek istenmesi, özelleştirmelerin tüm hızıyla sürmesi ve devletin yeni istihdam alanları yaratmak yerine güvencesiz istihdam, taşeronlaştırma ve esnek çalışmayı yaygınlaştırmak yönündeki tedbirleri, Türkiye'nin 2017 yılında ciddi yapısal sorunlar, yüksek işsizlik ve ekonomik durgunluk tehdidi ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. 
Tüm Emekliler Sendikası Gölcük Şube Başkanı Ahmet Kasımoğlu ve yönetimi 13 Aralık 2016- 2017 Merkezi yönetim bütçesi hakkında iş kur önünde basın açıklaması yaptı.

Tüm Emekliler Sendikası Gölcük Şube Başkanı Ahmet Kasımolğu “Türkiye Cumhuriyeti, 2017 yılı Merkezi yönetim Bütçe Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam ediyor. Bütçeler, bir ülke ekonomisinin yönetimini ve denetimini elinde bulunduran siyasi iktidarın belirli bir bütçe dönemi içinde bütçe gelirlerinin kimlerden nasıl toplanacağını, kimlerin ya da hangi toplum kesimlerinin toplanan gelirlerden ne kadar pay alacağının önceden belirlendiği, iktidarın sınıfsal tercihlerini en somut şekilde yansıtan ekonomik ve siyasal metinlerdir. 1980 sonrasında Türkiye Cumhuriyeti merkezi yönetim bütçelerinin tamamı, "rekabetçi" ekonomi anlayışıyla hazırlanmış ve serbest piyasa mekanizması ile bütünleşmeyi esas almıştır. Halktan toplanan bütçe kaynaklarının büyük bölümü, halkın ihtiyacından çok, yerli ve yabancı sermayenin çıkarları doğrultusunda kullanılmıştır Bütçe kaynakları içinde önemli bir yer tutan doğrudan ve dolaylı vergilerin asıl ödeyeni olan emekçiler bütçeden en az pay almaktadırlar” dedi.


Kasımoğlu “Değerli basın Emekçileri; Harcamalara baktığımızda durumun emekçi ve yoksul kesimler aleyhine olduğu gayet açıktır. Peki Bütçeyi oluşturan gelirler kimden nasıl toplanacak; Kuşkusuz her yıl olduğu gibi 2017 yılında da bütçenin en önemli gelir kaynağı vergilerdir. 2017 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısında vergi gelirleri içinde ilk üç sırayı 141 milyar TL. ile KDV, 136 milyar TL.ile Özel Tüketim Vergisi ve 109 milyar TL. ile Gelir Vergisi almaktadır. Yani 2017 yılında toplam vergi gelirlerinin yüzde 60'tan fazlası ÖTV ve KDV gibi, gelirine bakılmaksızın herkesten aynı ,)oranda alınan dolaylı vergilerden gelecektir. Bu rakamlara Banka ve Sigorta Muameleleri ile Özel İletişim vergisi de eklenince, emekçi halkın 2017 yılında vergi yükü altında ezilmeye devam edeceği açıktır. Maliye Bakanlığının resmi rakamları Türkiye'de vergi gelirlerinin çok önemli bir miktarının maaşından vergi kesilen, ayrıca tüketimde KDV ve ÖTV gibi vergiler ödeyen ücretlilerden toplandığını göstermektedir. Türkiye vergi sisteminde yüksek gelirli kesimler kapsam dışında tutulurken faiz, repo, kâr elde edenler vergi ödememektedirler. Son yıllarda vergi yükünün daha çok düşük gelirli kesimler  üzerinde yoğunlaşması sonucu ücretli emekçiler aleyhine dengesiz ve adaletsiz bir durum ortaya çıkmasına yol açmış bulunuyor. OECD ülkelerinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 40, doğrudan vergilerin payı yüzde 60 civarındayken, Türkiye'de toplam vergi gelirlerinin yüzde 70'ini gelir durumuna bakmaksızın herkesten eşit yüzdeyle alınan KDV, ÖTV gibi tüketim vergileri, damga ve harç vergileri, yüzde 30'unu ise gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi kazanç üzerinden alınan vergiler oluşturmaktadır. Bu korkunç bir adaletsizliktir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığının son on yılda yüzde 60'tan yüzde 70'lere çıkması ise adaletsizliğin giderilmesinin değil giderek derinleştirilmesinin hedeflendiğinin somut göstergesidir. Türkiye'de enflasyon ve işsizliğin artmaya devam etmesi, satın alım gücünde yaşanan gerileme, emekçi ailelerin borçlanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaları, 2017 yılında da bütçeden emekçilerin payına işsizlik ve yoksulluk düştüğünü göstermektedir. Kısacası iktidarın benimsediği vergi politikaları ile harcama tercihleri 2017 yılında sınıfsal eşitsizlikleri daha da derinleştirecektir. 
Değerli Basın Emekçileri; İçinde milyonlarca emeklinin de bulunduğu, emekçi halka yönelik kamu hizmetleri hızla özelleştirilip, kamu harcamaları belirgin bir şekilde kısılırken, kamu kaynakları çeşitli yasal düzenlemeler ve teşvik paketleriyle yerli ve yabancı sermayeye kaynak olarak aktarılmaktadır. Kamu hizmetlerinin adım adım tasfiye edilmek istenmesi, özelleştirmelerin tüm hızıyla sürmesi ve devletin yeni istihdam alanları yaratmak yerine güvencesiz istihdam, taşeronlaştırma ve esnek çalışmayı yaygınlaştırmak yönündeki tedbirleri, Türkiye'nin 2017 yılında ciddi yapısal sorunlar, yüksek işsizlik ve ekonomik durgunluk tehdidi ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.