NE EKERSEK ONU BİÇERİZ

Gündem 10.02.2020 - 11:05, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

NE EKERSEK ONU BİÇERİZ

“Aspirin ile tedavi edilecek hastalığı ihmal ederseniz, sonunda kemoterapi ile tedavi eder, hatta bazen de edemezsiniz.”           Bu sözü çok beğenirim. Ne anlatılmak isteniyor derseniz? Çok basit önlemlerle halledeceğimiz birçok konu, zamanında tedbir almadığımızda ve onu önemsemediğimizde, başımıza büyük dertler açar demek.        Kişisel olarak hataların ceremesini kendimiz çekeriz; ama toplumu ilgilendiren konulardaki hataların diyetini kitlesel olarak hepimiz ödemek durumunda kalırız. Hatırlanırsa, ilk PKK terörü saldırısı olduğunda, rahmetli Özal şöyle demişti: “Bir avuç çapulcuya pabuç bırakacak değiliz.” Oysa konuyu zamanında sosyolojik, ekonomik ve psikolojik yönlerini ile ele alarak, askeri stratejiyi de buna göre belirlemiş olsaydık; belki bugün Türkiye bu kadar yüksek enerjisini sarf etmek zorunda kalmazdı. Karar vericilerin ya da yönetim erkini elinde bulunduranların alması gereken tedbirlerdeki ihmal yada gecikmelerin üzücü faturalarını bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla hep ülke insanı ödemiştir. Akla gelen her örnekte bu böyle olduğunu gördük. Deprem konusunda tedbirler yeteri kadar alınmış olsa Gölcük depreminde bu kadar acıyı, ıstırabı çekmiş olmazdık.  Veli Göçer hapse girince kaybedilen canlar gerimi geldi? Küresel ısınmaya karşı kent yerleşimlerini doğru dürüst dizayn edebilsek, alt yapı projelerinde özellikle yağmur suyu projelerini tamamlamış olsak, kanalizasyon hattını düşük kapasiteli borulardan yapmasak; bugün nehir gibi akan sokakları, sele kapılıp giden insanları görmezdik.                                                                                                            Yüksek katlı, ucube görünümlü binalara ruhsat verilmeseydi; şehrin rüzgâr yönünün olumsuz etkilenmesine, ekolojik dengenin bozulmasına, hava kirliliğini tetiklenmesine, hastalıkların artmasına yol açılmazdı.  Hedef kitle aile bireyleri olan projelerle, iletişim kurabilmeyi, karşı cinsi tanımayı uzmanlar marifetiyle verilen eğitimlerle öğretebilseydik; bugün kadın cinayetlerinde bu korkunç noktaya gelmezdik. Tedbir alınmış, iyi sonuç alınmış örneklerde verilebilir: Türkiye'de anne ve çocuk sağlığı konusunda, kaybedilen anne ve çocuk sayısı bugün dünya standartlarının altında iyi bir seviyede ise; bu başarı, hükümet politikalarına konu ile ilgili alınacak önlemler, varılacak hedefleri önceden ve zamanında ortaya koyanlarındır. Okula giden kız çocuğu sayısının artması, okuma yazma bilmeyen insan sayısının minimum seviyelere inmesi durup dururken olan şeyler değildir. Her bir çalışmanın arkasında önemli emekler vardır.  Devletleri yönetenler de, şehirleri yönetenler de bir plan ve program dahilinde halka söz verdikleri hizmetleri yaparlar. Halk memnun kalırsa vekâleti tekrar verir, memnun kalmadığında sandıkta gereğini yapar.  Yaşadığımız yüzyıl şu hususlara daha çok dikkat etmemizi gerektiriyor: Çevre konusu göz ardı edilirse,  Köyde ve kentte yaşayan nüfus oranları sağlanmazsa, Tarım ve güvenli gıda konusu önemsenmezse, İçilebilir nitelikte su konusunda titiz davranılmazsa, Gelir dağılımı adil olmazsa,  İnsan hak ve özgürlükler konusuna özen gösterilmezse, Adalet adaleti tesis etmezse, Küresel barış için bütün aktörlerce ortak çaba sarf edilmezse, Din ve vicdan konusuna bütün devletler hassasiyet göstermezse, Bu dünya yaşanılır olmaktan çıkmaya aday demektir.  Unutmayalım ki; rüzgâr ekersek fırtına biçeriz. Tedbiri insanoğlu alırsa, yaradan mutlaka takdir edecektir. Sevgiyle Kalın   

“Aspirin ile tedavi edilecek hastalığı ihmal ederseniz, sonunda kemoterapi ile tedavi eder, hatta bazen de edemezsiniz.” 

         Bu sözü çok beğenirim. Ne anlatılmak isteniyor derseniz?
Çok basit önlemlerle halledeceğimiz birçok konu, zamanında tedbir almadığımızda ve onu önemsemediğimizde, başımıza büyük dertler açar demek. 
      Kişisel olarak hataların ceremesini kendimiz çekeriz; ama toplumu ilgilendiren konulardaki hataların diyetini kitlesel olarak hepimiz ödemek durumunda kalırız. Hatırlanırsa, ilk PKK terörü saldırısı olduğunda, rahmetli Özal şöyle demişti: “Bir avuç çapulcuya pabuç bırakacak değiliz.” Oysa konuyu zamanında sosyolojik, ekonomik ve psikolojik yönlerini ile ele alarak, askeri stratejiyi de buna göre belirlemiş olsaydık; belki bugün Türkiye bu kadar yüksek enerjisini sarf etmek zorunda kalmazdı.
Karar vericilerin ya da yönetim erkini elinde bulunduranların alması gereken tedbirlerdeki ihmal yada gecikmelerin üzücü faturalarını bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla hep ülke insanı ödemiştir. Akla gelen her örnekte bu böyle olduğunu gördük. Deprem konusunda tedbirler yeteri kadar alınmış olsa Gölcük depreminde bu kadar acıyı, ıstırabı çekmiş olmazdık.  Veli Göçer hapse girince kaybedilen canlar gerimi geldi?
Küresel ısınmaya karşı kent yerleşimlerini doğru dürüst dizayn edebilsek, alt yapı projelerinde özellikle yağmur suyu projelerini tamamlamış olsak, kanalizasyon hattını düşük kapasiteli borulardan yapmasak; bugün nehir gibi akan sokakları, sele kapılıp giden insanları görmezdik.                                                                                                            Yüksek katlı, ucube görünümlü binalara ruhsat verilmeseydi; şehrin rüzgâr yönünün olumsuz etkilenmesine, ekolojik dengenin bozulmasına, hava kirliliğini tetiklenmesine, hastalıkların artmasına yol açılmazdı. 
Hedef kitle aile bireyleri olan projelerle, iletişim kurabilmeyi, karşı cinsi tanımayı uzmanlar marifetiyle verilen eğitimlerle öğretebilseydik; bugün kadın cinayetlerinde bu korkunç noktaya gelmezdik.
Tedbir alınmış, iyi sonuç alınmış örneklerde verilebilir:
Türkiye'de anne ve çocuk sağlığı konusunda, kaybedilen anne ve çocuk sayısı bugün dünya standartlarının altında iyi bir seviyede ise; bu başarı, hükümet politikalarına konu ile ilgili alınacak önlemler, varılacak hedefleri önceden ve zamanında ortaya koyanlarındır.
Okula giden kız çocuğu sayısının artması, okuma yazma bilmeyen insan sayısının minimum seviyelere inmesi durup dururken olan şeyler değildir. Her bir çalışmanın arkasında önemli emekler vardır. 
Devletleri yönetenler de, şehirleri yönetenler de bir plan ve program dahilinde halka söz verdikleri hizmetleri yaparlar. Halk memnun kalırsa vekâleti tekrar verir, memnun kalmadığında sandıkta gereğini yapar. 
Yaşadığımız yüzyıl şu hususlara daha çok dikkat etmemizi gerektiriyor:
Çevre konusu göz ardı edilirse, 
Köyde ve kentte yaşayan nüfus oranları sağlanmazsa,
Tarım ve güvenli gıda konusu önemsenmezse,
İçilebilir nitelikte su konusunda titiz davranılmazsa,
Gelir dağılımı adil olmazsa, 
İnsan hak ve özgürlükler konusuna özen gösterilmezse,
Adalet adaleti tesis etmezse,
Küresel barış için bütün aktörlerce ortak çaba sarf edilmezse,
Din ve vicdan konusuna bütün devletler hassasiyet göstermezse,
Bu dünya yaşanılır olmaktan çıkmaya aday demektir. 
Unutmayalım ki; rüzgâr ekersek fırtına biçeriz.
Tedbiri insanoğlu alırsa, yaradan mutlaka takdir edecektir.
Sevgiyle Kalın
  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.