OTURMA EYLEMİNE SU ENGELİ!

Asayiş 16.04.2018 - 14:59, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:16
 

OTURMA EYLEMİNE SU ENGELİ!

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İl Örgütü, 16 Nisan referandumunun yıldönümünde 81 ilde eş zamanlı olarak “OHAL değil demokrasi istiyoruz” sloganıyla Sabri Yalım Parkı’nda 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. CHP’liler Sabri Yalım Parkı’nın suyla ıslatılmasını da protesto ederken, CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, “Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok. OHAL işte bu. Bir hafta önce burada toplanacağımız belliydi fakat biz gelmeden önce oturmayalım diye yerleri ıslatmışlar. Bize reva görülen işte bu” dedi.

Gerçekleştirilen eyleme Milletvekilleri Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar, CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyar Sındır, CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay ve il yöneticileri, Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan ve üyeleri, HDP eski milletvekili Ali Haydar Konca, HDP İl Başkanı Şahabattin Işık, Veli Der Şube Başkanı Göksal Yılmaz, KESK Dönem Sözcüsü Yener Çalışkan, CHP ilçe başkanları, çok sayıda partili ve vatandaş katılım gösterdi. 21 AYDIR OHAL İLE YÖNETİLİYORUZ Oturma eylemi öncesi açıklama yapan CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay, “Ülkemizi tek adam rejimine dönüştürme amacıyla hazırlanan ve tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumunun üzerinden tam 1 yıl geçti. 15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Sivil darbe ortamında evet demenin devletin tüm kurumlarıyla desteklendiği, hayır demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır. Ülkemiz 21 aydır OHAL ile yönetilmektedir. İlan edilişindeki amacından uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemine yönelik bir saldırıya dönüşen OHAL rejimi: insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir” dedi. CAN VE MAL GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR Sarıbay, “Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir. AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı-solcu, muhafazakâr, sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır. OHAL nedir? OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarım anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır. OHAL, ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur. OHAL, Ahmet Şık başta olmak üzere hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış gazetecileri zindanlara atmaktır. OHAL, işçi grevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir. OHAL, işlerini geri almak için ölümü göze alarak bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölüm tehlikesini görmeyen hükümet inadıdır. OHAL dünyaca ünlü kimi bilim insanlarını FETÖ yalanıyla üniversitelerden atmaktır” şeklinde konuştu. OHAL HUKUKSUZ TUTUKLATMAKTIR OHAL, tiyatro oyunlarını yasaklamaktır diyen Sarıbay, “ OHAL, muhaliflerini “terörist” olarak tanımlayabilme cüretidir. OHAL, Ankara Kızılay'da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır. OHAL madende oğlu dört yıldır yatan anaya; artık yürüyemezsin, yasak artık demektir. OHAL, on binlerce taşeron işçiyi haksız bir şekilde kadro dışı bırakmaktır. OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin okuma hakkını elinden alabileceğini söylemek ve öğrencileri tutuklatmaktır. OHAL, milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyum atamaktır. OHAL, laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması. 16 Nisan referandumunda hayır propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır. OHAL, seçilmiş milletvekillerini hukuksuz bir şekilde tutuklatmak ve yargılatmaktır” diye konuştu. SABIR TESTİSİ KIRILDI Sarıbay, “OHAL, hakimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cübbelerdir. OHAL, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir. OHAL, doların 4 TL’yi. avronun 5 TL’yi aşmasıdır, Türk Lirası'nın kaybettiği değerdir. OHAL, satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret, artan enflasyondur. OHAL, Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki “beğen” butonundan korkmaktır. OHAL, 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır. İlan ederken bir buçuk ay bile sürmeyecek dedikleri milleti etkilemeyecek dedikleri OHAL bardağı çoktan taşırmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır” dedi. OHAL REJİMİNE SON VERİLMELİ Sarıbay, “Bugün iktidar partisi ve yeni ortakları, Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL'i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir. Bizim talebimiz kesindir; Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine derhal son verilmelidir. Hukukun askıya alındığı, parlamentonun yok sayıldığı, milli iradenin tanınmadığı, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalıdır. Sendikalar, meslek odaları ve birlikleri ile sivil toplum örgütlerine yönelik iktidar gücü ile uygulanan sindirme politikaları son bulmalıdır. Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri yeniden çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir. Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara'daki saraylıları  uyarıyoruz. Bizler OHAL değil demokrasi istiyoruz” açıklamalarında bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İl Örgütü, 16 Nisan referandumunun yıldönümünde 81 ilde eş zamanlı olarak “OHAL değil demokrasi istiyoruz” sloganıyla Sabri Yalım Parkı’nda 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. CHP’liler Sabri Yalım Parkı’nın suyla ıslatılmasını da protesto ederken, CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, “Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok. OHAL işte bu. Bir hafta önce burada toplanacağımız belliydi fakat biz gelmeden önce oturmayalım diye yerleri ıslatmışlar. Bize reva görülen işte bu” dedi.

Gerçekleştirilen eyleme Milletvekilleri Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar, CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyar Sındır, CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay ve il yöneticileri, Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan ve üyeleri, HDP eski milletvekili Ali Haydar Konca, HDP İl Başkanı Şahabattin Işık, Veli Der Şube Başkanı Göksal Yılmaz, KESK Dönem Sözcüsü Yener Çalışkan, CHP ilçe başkanları, çok sayıda partili ve vatandaş katılım gösterdi.

21 AYDIR OHAL İLE YÖNETİLİYORUZ

Oturma eylemi öncesi açıklama yapan CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay, “Ülkemizi tek adam rejimine dönüştürme amacıyla hazırlanan ve tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumunun üzerinden tam 1 yıl geçti. 15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Sivil darbe ortamında evet demenin devletin tüm kurumlarıyla desteklendiği, hayır demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır. Ülkemiz 21 aydır OHAL ile yönetilmektedir. İlan edilişindeki amacından uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemine yönelik bir saldırıya dönüşen OHAL rejimi: insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir” dedi.

CAN VE MAL GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR

Sarıbay, “Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir. AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı-solcu, muhafazakâr, sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır. OHAL nedir? OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarım anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır. OHAL, ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur. OHAL, Ahmet Şık başta olmak üzere hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış gazetecileri zindanlara atmaktır. OHAL, işçi grevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir. OHAL, işlerini geri almak için ölümü göze alarak bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölüm tehlikesini görmeyen hükümet inadıdır. OHAL dünyaca ünlü kimi bilim insanlarını FETÖ yalanıyla üniversitelerden atmaktır” şeklinde konuştu.

OHAL HUKUKSUZ TUTUKLATMAKTIR

OHAL, tiyatro oyunlarını yasaklamaktır diyen Sarıbay, “ OHAL, muhaliflerini “terörist” olarak tanımlayabilme cüretidir. OHAL, Ankara Kızılay'da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır. OHAL madende oğlu dört yıldır yatan anaya; artık yürüyemezsin, yasak artık demektir. OHAL, on binlerce taşeron işçiyi haksız bir şekilde kadro dışı bırakmaktır. OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin okuma hakkını elinden alabileceğini söylemek ve öğrencileri tutuklatmaktır. OHAL, milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyum atamaktır. OHAL, laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması. 16 Nisan referandumunda hayır propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır. OHAL, seçilmiş milletvekillerini hukuksuz bir şekilde tutuklatmak ve yargılatmaktır” diye konuştu.

SABIR TESTİSİ KIRILDI

Sarıbay, “OHAL, hakimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cübbelerdir. OHAL, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir. OHAL, doların 4 TL’yi. avronun 5 TL’yi aşmasıdır, Türk Lirası'nın kaybettiği değerdir. OHAL, satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret, artan enflasyondur. OHAL, Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki “beğen” butonundan korkmaktır. OHAL, 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır. İlan ederken bir buçuk ay bile sürmeyecek dedikleri milleti etkilemeyecek dedikleri OHAL bardağı çoktan taşırmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır” dedi.

OHAL REJİMİNE SON VERİLMELİ

Sarıbay, “Bugün iktidar partisi ve yeni ortakları, Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL'i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir. Bizim talebimiz kesindir; Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine derhal son verilmelidir. Hukukun askıya alındığı, parlamentonun yok sayıldığı, milli iradenin tanınmadığı, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalıdır. Sendikalar, meslek odaları ve birlikleri ile sivil toplum örgütlerine yönelik iktidar gücü ile uygulanan sindirme politikaları son bulmalıdır. Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri yeniden çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir. Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara'daki saraylıları  uyarıyoruz. Bizler OHAL değil demokrasi istiyoruz” açıklamalarında bulundu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.