RAMAZAN’A GİRERKEN

Rahmet, mağfiret ve bereket ayını manevi fırsata dönüştürenlerin yanında maddi fırsata dönüştüren zavallı insanlar da var. Kimi Müslümanlar bu ayda oruç tutar, zekât verir, sadaka verir, fitre verir, Kur'an okur. Tesbih çeker, zikir yapar dua ederek ahreti için bir şeyler hazırlamaya başlar. Kimileri de her şeyin fiyatını iki katına çıkarır, Maydanoz bir lira ise 2 lira ya satar. Domates 2 lira ise 5 liraya satar. Uçak biletleri zamlanır. Umreye, sıla-i rahim için akraba ziyaretine gideceklere yüksek fiyata biletler satılır. Bu maalesef bütün Müslüman ülkelerinde böyledir. Bu Allah c.c. nun bizden istediği MÜSLÜMANLIK değildir. Tam tersine olmalı. Yani ramazan ayı gelince her şey ucuzlamalı ki fakir fukara da nasiplensin. Ne biçim bir dünyada yaşıyoruz. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen Peygamberin ümmetiyiz. Ama Müslüman kardeşlerimiz -Maalesef- Etopya, Nijer, Somali gibi ülkelerde açlıktan ölüyorlar. Öbür taraftan 50 kişiye yetecek yemeği,  gelen 5 misafirin önüne hava olsun diye koyuyorlar. Tabi yemeklerin çoğu çöplüklerde develere nasip oluyor.  Zenginler iftara fakirleri değil zenginleri davet ediyorlar. Bu Allah'ın hiç sevmediği bir durumdur. Akşama kadar sıcakta çalışıp ameliyelik yapan insan, aldığı parayı yakıp kül etse biz ona deli deriz. Ama Ramazan ayında haziran  sıcağında oruç tutup, teravihten sonra sahura kadar TOMBALA ve diğer kumar çeşitlerini oynayan Müslüman'a ne demeli. Allah'ın bizim aç kalmamıza hiç ihtiyacı yok. Oruç demek sadece midesini boş bırakmak demek değildir. Vücudun diğer azalarını da günahlara haramlara karşı korumak lazımdır. Yani oruçlu insan gözüyle, kulağıyla, eliyle, diliyle günah İŞLEMEMELİDİR. Ki Tutulan Oruç, oruç olsun. Hz. Allah c.c. “Oruçlu insanın tabii olarak KOKAN AĞIZ KOKUSU benim yanımda Cennet kokularından daha üstündür” buyurarak Oruç tutana ne kadar değer verdiğini ifade etmektedir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v “ Cennette –REYYAN- denen bir kapı vardır ki o kapıdan ancak Allah c.c. için oruç tutanlar özel olarak girerler” buyurmaktadır. Hele hele bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” nin bu ayda olması Ramazan ayına ayrı bir güzellik ve özellik katmaktadır. Ramazan ayına kazandığımız güzel alışkanlıklarımızı yıl boyu, ömür boyu devam ettirmemiz lazımdır. Yani Ramazan ayında içkiyi, kumarı, gıybeti, dedikoduyu, başkasının arkasından konuşmayı, Sığara içmeyi zinayı  nasıl bırakıp terk ettiysek bunu bir ömür boyu da Allah-tan yardım isteyerek kötü alışkanlıklarımızı terk edebiliriz. Şu anda dünyadaki Müslüman ülkelerin haline bakın. Her şeye rağmen Ülkemizin hepsinden daha iyi olduğunu görürsünüz. Bizler etle tırnak gibi olmuşuz. Bu cennet vatanımıza dışarıdan ve içerden o kadar çok düşman saldırıyor ki bizi ayırsınlar, parçalasınlar. Bütün dünya Müslümanları Türkiye'yi ülke olarak, millet olarak lider görmek istiyor. Ama Türkiye lider olursa ya tekrar dünyanın her tarafına yayılırsa, okullar, hastaneler, çeşmeler, yollar yaparsa bizim hiçbir forsumuz kalmaz Diyorlar. Ve var gücüyle bizi birbirimize kırdırmaya çalışıyorlar. Benim tavsiyem Allahmız  bir, Peygamberimiz  bir kıblemiz bir vatanımız bir bayrağımız bir. Bu birliğimizi koruyalım. Asılsız haberlere kulak asmayalım. Birbirimizi Allah için sevelim. Ramazan ayını Allah'ın istediği şekilde kulluk ve ibadetle geçirmeyi Rabbim cümlemize nasip etsin. Ramazan ayı ülkemize İslam Âlemine ve tüm dünyaya barış ve kardeşlik getirsin. Ramazan ayınız mübarek olsun. Kocaeli-Gölcük ten tüm dünya Müslümanlarına selam olsun. Ramazan ayı boyunca inşallah sizleri oruç, zekat ve fitre gibi konularda aydınlatmaya devam edeceğiz.