AYNACI "SIĞINMACILAR, DERHAL ÜLKELERİNE GÖNDERİLMELİDİR"
İYİ Parti Gölcük İlçe Başkanı İsmail Aynacı, ülkemizde bulunan sığınmacıların son durumları hakkında dün parti binasında bazı açıklamalar yaptı. Başkan Aynacı, konu ile ilgili olarak düşüncelerini dile getirdi ve “Türkiye’nin dört bir yanından sığınmacıların gerçekleştirdiği şiddet olaylarının artışı yönündeki haberler gündemi meşgul ederken Türk milletinin de bu konudaki huzursuzluğu patlama noktasına gelmiştir. Geçtiğimiz günlerde ilimizde Dilovası’nda sığınmacılarla yaşanan bir olay sonrası, bölge halkı yürüyüş başlatarak tepkilerini göstermişlerdi. Dilovası’nda yaşanan gerginlik, aslında milletin tahammül gücünün bittiğini gösteriyor. Bu konu hem bölgemiz hem de ülke geneli için artık sınırları aşan bir noktaya geldi. Dilovası’nda yaşanan gerginlikte Suriye uyruklu kişilerin, vatandaşların evini taşladığını ve halkın galeyana gelerek yürüyüş yaptığını gördük” dedi.
‘TÜRKLER AİLELERİ İLE PLAJA GİDEMİYOR’
Sözlerine devam eden Başkan Aynacı, “Bu olaylar artık sıradan polisiye olaylar değildir. Duyuyoruz ki yaşanan gerginlik sonucunda 10 yabancı uyruklu, önlem amaçlı olarak geri gönderme merkezine gönderilmiş. Bu her şeyi çözecek mi? İktidardan yana oy kullanan insanlar, bu konuda pişmanlıklarını dile getirmeye başladılar. Çünkü bu durum artık parti tutma aşamasını geçmiştir. Ne yazık ki Avrupa’nın en güzel koy ve sahillerine sahip olan ülkemize artık turistler değil, mülteciler akın ediyor. Ülkemizin en gözde plajları, Suriyeli, Afgan, Pakistanlı radikal kaçak göçmenlerin uğrak yeri oldu. Türkler aileleri ile birlikte denize, parka gidemez oldu. Milyonlarca Afgan, Suriyeli ve Pakistanlı erkek göçmen, her tarafı istila etmiş durumda. Ne olduğu belirsiz milyonlarca genç kaçak erkeğin Türkiye’de ne işi var? Bunun dünyada örneği daha görülmemiştir. Bu ülkeyi yönetenler, başımıza nasıl bir bela sardığının ne zaman farkına varacak acaba? Defalarca bu işin önlemini alın, halkı sokağa indirmeyin dedik. Bu sığınmacılar, acil olarak gönderilmezse bu işin önünü alamazlar. Çünkü bunlar, geldikleri topluma ayak uydurmuyorlar” dedi.
‘BU REZİLLİĞE NE ZAMANA KADAR İZİN VERİLECEK?’
Başkan Aynacı, açıklamasını sürdürerek “Hayatları boyunca onlara savaştan, acı ve gözyaşından başka hiçbir şey vermeyen saçma sapan geleneklerini terk etmiyorlar. Bilakis, geldikleri ülkenin insanına dillerini ve kültürlerini dayatmaya çalışıyorlar. Mesela, Gölcük Dumlupınar mahallemizin kültürel dokusu tamamen değişti. İşyeri tabelaları ve dükkanların isimlerinin neredeyse çoğu Arapça. Dilovası’nda yaşanan gerginliklerin aynısının Gölcük için de yaşanabileceği kaygısını taşıyorum. Çünkü burada da böyle bir potansiyel olduğu artık gözle görülür olarak fark ediliyor. Ayrıca yerleşik sığınmacıların yanı sıra sokaklarda her geçen gün artan sayıda pejmürde vaziyette gezen Afganları görüyoruz. Bunlar nereden geliyor, nasıl bu hale geldik? Biz buna ses çıkarınca ırkçı mı oluyoruz? Millet taşma noktasında. Söyler misiniz; nereye kadar bu rezilliklere izin verilecek? Kendi ülkesinden savaş sebebiyle kaçan sığınmacılar, burada bizim sahillerimizde eğlenip, sokakta gezip halkımızı taciz ediyor. Ayrıca, geçici sığınmacı vs. diyerek bu durum artık görmezden gelinemez. Bu yolun sonu Suriyelilerin özerklik istemesi ile mi son bulacak? Bunun olmasını mı bekliyorsunuz? Türkiye, bu problemle başa çıkmaya hazır mı?” dedi.
‘MÜLTECİ YÜZYILI OLMASIN’
Açıklamasına son veren Başkan Aynacı, “Hepsi defolup ülkesine gitmeli. Bayramlaşmaya ülkelerine gidiyorlar ama geri gelebiliyorlarsa artık kaçtıkları ülkede savaş yok demektir. Bizimle aynı dili konuşmayan, değerlerimize saygı göstermeyen ve alay eden sığınmacılarla ilgili yurdun dört bir yanından bunu destekleyen haber ve fotoğraflar, özellikle sosyal medyada gündem oluyor. Adeta 13 milyon canlı dinamitle yaşıyoruz. Ne yazık ki bir koltuk uğruna ülkemizin demografik yapısının değişmesine göz yumdular. Fakat her şey çığrından çıkmak üzere. Artık şunu çok iyi biliyoruz ki küresel güçlerin uzun yıllardan beri kurguladığı bir göç mühendisliği projesi ile ülkemiz, nüfus dönüşümüne tabi tutulmaktadır. Bizler bu duruma kayıtsız kalamayız, bu topraklarda Türk milletinin milli egemenliğinin paylaşılmasına razı olamayız. Başımızdaki yöneticiler, ülkemizi çok bariz bir şekilde Arap ağırlıklı ve Türkleri azınlık durumuna getirmeye çalışıyorlar. Artık biz Türkler, bir şeyler yapmalıyız. Herkes mahallesini ve ailesini korumalı. Çünkü iş başa düştü. Koyun gibi olmamızı istiyorlar, gözümüzün önünde vatanımızın parçalanışına göz yumalım istiyorlar. Hükümetin istediği bu zaten, Türkiye’yi Araplaştırmak. Onlar için hiç fark etmez. Vatandaşın eşine, kızına bakılmış, fotoğrafı çekilmiş, o fotoğraflar hangi amaç için kullanılmış? Sakın bu başlayan Türkiye yüzyılı değil de Mülteci yüzyılı olmasın!” dedi.