BİLİR ''ÇALIŞANLARIMIZIN BRANŞLARINA GÖRE ASGARİ ÜCRET BELİRLENMESİ ŞART OLMUŞTUR''
DEVA Partisi İlçe Başkanı Ersen Bilir
Her yıl aralık başı itibariyle Türkiye’nin gündemine gelen ve milyonlarca çalışanı direkt veya dolaylı olarak ilgilendiren asgari ücretin yeni yılda ne kadar olacağı konusu bir ay boyunca tartışılır. Belirlenecek ücretin önemi, her yıl kurulan asgari ücret tespit komisyonu adı altında ki bir birimin oluşturulmasından da anlaşılabilmektedir. Çünkü asgari ücret sadece işçi ve işvereni ilgilendirmemekte, o yıl ki ekonomik büyüme, ödemeler dengesi, istihdam, gelir dağılımı, cari ücretler gibi iktidarda ki hükümeti de yakında ilgilendiren ekonomik göstergelerin temeli oluşturan parametrelerden biridir.
Asgari ücret tutarı, asıl olarak ( kamudaki taşeron firmalar dahil ) özel sektördeki işçi ve işvereni ilgilendirmesine rağmen neden son kararı hükümet yetkilileri belirlemektedir? Kamuda kadrolu çalışan kişilerin zaten maaş konusunda asgari ücretle birinci dereceden bir ilgisi bulunmamakta, işveren tarafında bulunan hükümetinde bu çalışanlarından vergi konusunda bir beklentisi bulunmamaktadır.
Demek ki burada asıl belirlenen ne işçinin alacağı nede işverenin vereceği minimum ücret değildir, hükümetin en büyük gelir kaynağı olan kazançtan alınacak minimum vergi tutarıdır.
Türkiye de asgari ücretli gözüken kayıtlı çalışanların birçoğu kamuda da dahil olmak üzere taşeronluk sistemi adı altında sendikasız olarak çalışmaktadır. Birçok ana işvereninde birim işçilik maliyetini taşeronluk sistemi üzerinden aldığı işçilik hizmetleri ile belirlenmektedir.
Asgari ücret tespit komisyonunda bulunan üyelere bakıldığında sendikalara üye çalışanların, ana işverene direk çalışanların ve kamuda çalışanlarının neredeyse yok denecek kadar az bir kısmı asgari ücretle çalışmaktadır. Asıl bu komisyonda temsil edilmesi gereken alt işveren olarak tanımladığımız yüklenici firmalar ve bu firmalarda çalışan ve resmiyette asgari ücret gözüken istihdamın çoğunluğunu oluşturan sendikasız çalışanlardır.
İstihdam verilerinde resmi olarak kayıtlı asgari ücretle çalıştığı gözüken, İş gücü temini olarak da adlandırabileceğimiz ( hizmet sektörü ) alt işveren çalışanlarının çoğu asgari ücretli gözükse de kayıt dışı ekonomi yaratmakta, bu durum hem hükümet hem de ana işveren tarafından bilinmektedir.
Bu yüzdendir ki hükümet ile ana işverenler arasındaki pazarlık nedeni ana işveren tarafından taşeronluk sistemi ile maliyetinin azalması için önemlidir. Hükümet tarafından da gayri resmi olarak vergi yükünün azaltılarak kayıt dışı olarak ta olsa istihdamın azaltılmasıdır.
Asgari ücretle ile ilgili birçok fikir bu zamana kadar dile getirilmiştir. Bunlardan öne çıkanlar;
Asgari ücretten vergi alınmaması: Bu durumda zaten asgari ücretin üzerinde maaş alan, ana işveren ve kamuda çalışanlarının asgari ücreti referans göstererek maaşlarında ciddi bir talebe yol açacak ya da aynı uygulamanın kendilerine de yapılmasını isteyeceklerdir. Bu durum vergi kaybı yönünden hükümetin, işçilik maliyetlerinin artması yönünden de ana işverenin istemeyeceği bir durumdur.
Bölgesel asgari ücret: Hayatın daha pahalı olduğu bölgelere özellikle Marmara bölgesi gibi daha yüksek bir asgari ücret belirlenmesi, ücretin yüksek olduğu yerlere göçü arttıracaktır. Buda göçü tersine çevirmeye çalışan bir ülke için çözüm olmayacaktır.
Olması gereken çözüm önerim,
Farklı sektörlerde ki çalışanlarımız artık zorunlu olarak mesleklerine göre mesleki yeterlilik sertifikasına sahip olması gerekmekte ve işveren tarafından da Sgk girişleri bu meslek koduna göre yapılma zorunluluğu bulunmaktadır. Asgari ücret tespit komisyonu ile ücretin masa başında belirlenmesi yerine, sektörlere ve bu sektörlerdeki meslek kodlarına göre saha araştırması yapılarak ortalama asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu şekilde her meslek kodu için belirlenecek asgari ücret taşeronluk üzerinden gerçekleşen kayıt dışı ödemeleri bir nebze azaltacaktır. Bu sayede zaman içinde taşeronluk sistemine ihtiyacında ortadan kalkacağına inanmaktayım. Daha sonrasında tüm çalışanlara yapılacak belli orandaki gelir vergisi indirimi devletin vergi kaybına değil tam aksine belirlenen çoğulcu asgari ücretler ile kayıt dışını azalttığı için artacaktır.