BU KADAR İZİN YAPAN BİR ÜLKE VAR MI?

Gelin hep birlikte beyin cimnastiği yapalım. Ülkemizde devlet kurumlarında ve özel şirketlerde çalışan milyonlarca insan var. Şimdi bu kurumları tek tek sıralamaya kalksam, ne köşem yeter, ne de gazete sayfaları. Niye bunları yazıyorsun diyebilirsiniz. Ama dünyada, bizim ülkemizdeki gibi tatili bol ve çok olan bir ülke yoktur herhalde. 

Örneğin Vergi Dairesinde çalışan bir memuru ele alalım. Bir yılda 52 hafta var. Sadece Cumartesi ve Pazar günlerini sayarsak, yılda 104 gün yapar. Bu sadece hafta tatili sayısı. 
Bunlara, 2 Dini bayramı, yılbaşını, 23 Nisan'ı, 19 Mayıs'ı, 30 Ağustos'u ve 29 Ekim gibi resmi bayram günlerini eklediğiniz zaman, bu rakam yaklaşık 120 güne kadar uzayabiliyor. Bu da 4 aya tekamül eder. Üstüne üstlük birde senelik izni koydun mu, oh gel keyfim gel. 
Vallah ben kıskanıyorum. Kimse kusura bakmasın. Yıllardır böyle bir işte çalışmayı istedim, ama 55 senedir nasip olmadı. Bu saatten sonra da olmaz zaten. 12 ayın 4-5 ayı tatil olan bir ülke ne kadar gelişebilir, ne kadar ilerleyebilir, ne kadar iş yapabilir varın siz hesap edin.
Tamam dinlenmek, tatil yapmak, tatile gidebilmek herkesin hakkı ama, bu kadarı da fazla diye düşünüyorum. 
Sakın ola ki ben bu kadar tatil yapamıyorum diye, böyle bir yazıyı yazdığım zannedilmesin, darılırım sonra. Ama ne zamandır böyle bir yazı yazmak istiyordum. 
GÖLCÜK'TE YAZ MODUNA GİRDİ
Yaz ve güneşli havalar nihayet yüzünü gösterdi. Okullar kapandı, mübarek Ramazan Ayı'nı ve Ramazan Bayramını geride bıraktık. Şimdi sıra geldi yazın keyfini çıkarmaya. 
Kimileri köylere yaylara gitti, kimisi tatile gitti derken, Gölcük'te yavaş yavaş yaz ve tatil moduna girmeye ve boşalmaya başladı. Gerçekten ben hemen her platformda dile getiriyorum. Gölcük halkı olarak çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. 
Yolun üstü yeşil ve orman, altı ise mavi ve deniz. Yani bir tarafımız orman, bir tarafımız deniz. Çok uzaklara tatillere gidemesek de, yaşadığımız coğrafyada pek çok alternetifimiz var. 
Bu yüzden kendimizi çok şanlı adlediyorum.  
AZGIN DANA CANIMIZI OKUDU
Dün sabah saatlerinde gazeteye geldiğimde, kendime mükellef bir kahvaltı hazırlamışken, dışarıdan bir takım garip sesler gelmeye başladı. Balkona çıkıp baktığımda polis arabalarını ve kalabalık bir insan topluluğu gördüm. 
Serde gazetecilik var ya. Makineyi kaptığım gibi aşağıya indim. Meraklı kalabalığın nedeni Gölcük Mezbahasından kaçan bir Uruguay Angus'u, yani yaklaşık 600 kiloluk bir dana. 
Ben ömrü hayaimde böyle azgın ve sinirli bir dana görmedim. Fotoğraf çekerken az daha bana dalıyordu. Nasıl kaçtım bi ben biliyom bi de Allah. Yaklaşık bir saat görevlileri uğraştıran Dananın sakinleştirilmesi ve yakalanması hiç kolay olmadı. 
Ama çok eğlenceli bir haberdi. Haberden keyif aldım. Ama Dana yakalanınca kendi kendime “Vay dana Vay” demekten kendimi alamadım.