CAN ''SARAYLI'NIN ADI MEZARLIKTAKİ SARAY'DAN GELİYOR''
Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu Karamürsel Alp Salonu’nda 11. oturum, Prof. Dr. Ahmet Şimşek başkalığında gerçekleştirildi. Oturumda, Prof. Dr. Nevnihal Erdoğan(Kocaeli Üniversitesi), Hikmet Temel Akarsu(Kocaeli Üniversitesi); Kocaeli ve Sakarya Yöresinde Mimari Mirasın Korunmasına Dair Özgün Bir Model : “Gelenekten Cıttaslow(Yavaş Şehir)” Taraklı” konusunda, Doç. Dr. Erkan Atak(Sakarya Üniversitesi) Değirmendere Yalı Evleri, Öğr. Üyesi Dr. Mine Can(Kocaeli Üniversitesi) Gölcük Saraylı Camii Ahşap Kapısının Desen Çözümlemesi, Gülseher Kahraman(Kocaeli Büyükşehir Belediyesi) Kocaeli’ndeki İki Camide Ahşap Eserler (Kapı ve Minber) konularında bildiri sundu.
SARAYLI CAMİNİN KAPISI
Gölcük'ün en büyük köylerinden birisi olan Saraylı köyünün ismini köy mezarlığı içindeki saraydan aldığını söyleyen Dr. Can, “1326 yılında bölgenin ilk fethiyle kurulan köylerden biri olan Saraylı, 18. yüzyıl sonu Osmanlı el sanatları açısından değerlendirildiğinde Saraylı Camii ahşap kapısı düz satıhlı derin oyma tekniğiyle süslenmiş zengin bir desen repertuarı sunmaktadır. Köye ismini Saraylı Camii vermiştir. Caminin kapısı Türk süsleme sanatlarının en güzide örneklerinden birini oluşturuyor” dedi.
DEĞİRMENDERE YALI EVLERİ
Sakarya Üniversitesi’nden Doç. Dr. Erkan Atak, Değirmendere Yalı Evleri’ni anlattı. Atak, “Değirmendere’nin kıyı kesiminde yer alan tarihi bir semt olan yalı evleri, depremlerden zarar görmüş bir yerleşim yeri. Proje kapsamında mahallede son zamanda restorasyon çalışmaları yapıldı. Sokak içerinde sergiler ve etkinlikler düzenleniyor” dedi. Gülseher Kahraman(Kocaeli Büyükşehir Belediyesi) Saraylı Camii ve Uzuntarla Camii kapı ve minber gibi ahşap eserlerinin ustaları ve yapısı ile ilgili bildiri sundu. Camilerdeki ahşap eserler ceviz ağacından yapılmış olup eserlerde bir takım bozulmalar olduğunu yaptıkları alan araştırmalarında tespit ettiklerini belirtti.
BİTHYNİA’DA EKONOMİ VE TİCARET
Karamürsel Alp Salonundaki 12. oturumda Prof. Dr. Ergün Laflı oturum başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumda Prof. Dr. Ergün Laflı(Dokuz Eylül Üniversitesi) Eskiçağ’da İzmit-Nikomedia’da Mezarlar ve Mezarlıklar, Prof. Dr. Muzaffer Demir(Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi) Helenistik ve Roma Dönemlerinde Nikomedia (İzmit) ve Kırsalında Ekonomi, Doç. Dr. Hülya Boyana(Ankara Üniversitesi) Bthynia Bölgesinin Eskiçağ Tarih Yazarları;
Dr. Öğr. Üyesi Gülseren Kan Şahin, (Sinop Üniversitesi) Nikomedia’lı Bir Aktör Heykelciği; Dr. Öğr. Üyesi Soren Lund Sorensen(Freie Universitat Berlin)
Osmanlı Fetihlerinden Önce Kocaeli ve Çevresi konularında akademik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
BİTHYNİA TOPRAKLARI ÇOK BEREKETLİYDİ
Prof. Dr. Muzaffer Demir, Bithynia kırsalında arpa, buğday, fasulye, bakliyat, yulaf, susam, incir gibi tarımsal ürünlerinin yetiştiğine, ayrıca üzüm, mermer ve kereste/odun yan endüstrilerinin de ticari anlamda değerlendirildiğini söyledi. Demir, “Kerestecilik faaliyetleri gemiciliğin gelişmesine sebep oldu. Bithynia topraklarının çok bereketli olduğunu kaynaklar söylüyor. Nicomedia limanı ticaret açısından kente çok önemli bir gelir sağlıyordu. Mermercilik de önemli gelir kaynaklarından birisi” bilgisini verdi.
NİKOMEDİA’NIN MEZARLARI
Prof. Dr. Ergün Laflı(Dokuz Eylül Üniversitesi) Eskiçağ’da İzmit-Nikomedia’da mezarlıklarda bolca mermer kullanıldığını belirtti. Prof. Dr. Ergün Laflı, Pediment mezar tipi kullanılan mezarlara örnekleri sunum eşliğinde görsellerle katılımcılara sundu. Laflı, “Lahit mezarlıklar Nicomedia’ya özgü sembol ve yazılar taşıyor. Mezarların içinde freskler ve mezar armağanları bulunur. Nicomedia lahitleri Anadolu’dan daha farklı olarak daha şaşalı inşa edilmekteydi. Tümülüs mezarlar piramitlere benzer. Kocaeli genelinde 17 Tümülüs bulunuyor. Arslanlar Tümülüslerin bekçisi olarak kullanılır. Aslan heykelinin yakınında mutlaka Tümülüs de vardır” dedi.