ÇAVDAR ‘AKŞENER'İN ROL YAPMASINA GEREK YOK’
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gölcük İlçe Başkanı Derya Çavdar, Gazze’de meydana gelen olaylar ve ülkemiz siyasi gündemi ile ilgili dün açıklamalarda bulundu. Başkan Çavdar, yaptığı açıklamada “Demokrasi, özgürlük, insan hakları diyerek gezegende sömürülmedik alan bırakmayan tek dişi kalmış canavarın son kalan dişi Gazze’de düştü. İsrail’i bebeklerin üzerine salan Batı, bu saatten sonra kimseyi demokrasi ve insan hakları bahanesiyle ısıramaz. Gazzeli sivillerin üzerine yağdırılan bombalar, bir bakıma Batı’nın ölüm marşını çalıyor. Uluslararası siyasetin temiz eller operasyonuna ihtiyacı günbegün artıyor. Ellerini masum insanların kanına batıranların dilleriyle neler döndürdüğü, Doğu’nun nazarında artık ehemmiyetsizdir. Batı, ABD, Avrupa sözcüklerinin bu toprakların insanlarında uyandırdığı hissiyat tiksintidir. Ama milyonlarca Müslümanın acımasızca katledildiği Afganistan ve Irak işgallerinden beri bu filme zaten aşinayız. Terör örgütünü kendi ordusu gibi besleyip büyütmesinden ötürü Batı’nın karaktersizliğinden oldum olası dertliyiz. Fakat Batı’nın şahsiyetsizliklerini yutkunarak geçiştirmek zorunda kalan bir Türkiye artık yok” dedi.
‘BİN YILDIR TAZELİĞİNİ KORUYOR’
Çavdar, “Kendi savunma/saldırı sistemlerini kendi kaynaklarıyla üreten, bölgesindeki oldubittileri balkondan seyretmeyi bırakıp araziye inen, kaliteye, liyakate, eğitime, üretime, bilimsel gelişmelere ağırlık verdiği nispette önünün kapatılması imkânsız olan bir Türkiye var. Batı’nın bilim ve tekniği ileri ve üstündür. Fakat geldikleri bilimsel seviyenin insanlığa olan katkısı, dünya genelinde yarattıkları devasa yıkımın altında kalmıştır. 15 milyon askere karşılık 45 milyon sivilin öldüğü İkinci Dünya Savaşı, Batı’nın bölüşüm kavgasının eseridir. ABD atom bombasını Japon sivillerin kafasına bırakırken çağının en ileri teknolojisine sahip devletidir. Son teknoloji savaş mekanizmaları sivillerin üzerinde denenerek bilimsel kimlik kazanmıştır. O halde Batılı devletler kime, hangi masalı anlatabilir? Batı’nın insan hakları, demokrasi gibi bayatlamış söylemleri bizim kültür depolarımızda bin yıldır tazeliğini koruyor” dedi.
‘BİRİKİM, SÜRATLE BİÇİMLENDİRİLMELİ’
Başkan Çavdar, açıklamasını sürdürerek “‘Pek de uzak olmayan bir gelecekte uygar insan ırkları, bütün dünyada yaban insan ırklarını yok edip onların yerini kapacaktır’ vecizesini yumurtlayarak Batı barbarlığını bilimselleştiren Charles Darwin’den yüzyıllar önce bizim Yunus Emre’miz, ‘Yaratılanı severiz yaratandan ötürü’ diyor. Mevlana Celaleddin Rumi, insanlığı bir bütün halinde kucaklayan ‘Ne olursan ol, gel’ çağrısını yapıyor. İnsanlığın aradığı huzur, Doğu’nun sinesinde saklı. Soykırımla yok edilen Aborjinler, Kızılderililer, katledilen Vietnamlılar, köleleştirilen ve açlığa terk edilen Afrikalılar, Yakındoğu, Anadolu, Batı’nın alçaklık hikâyeleriyle dolu. Ve Türk’ün Nizam-ı Âlem ülküsü, tarihin hiçbir döneminde bu kadar doğal taraftar biriktirmedi. İşte Türk ve Türkiye yüzyılında bu birikim süratle biçimlendirilmeli, mazlum milletlerin feryadı Türkiye’nin öncülüğünde ete kemiğe büründürülmelidir” dedi.
‘BAHÇELİ, TARİHE ÖNEMLİ NOTLAR DÜŞTÜ’
Sözlerine muhalefete yüklenerek devam eden Çavdar, “Meral Akşener’in akıbetini, dalından kopan yaprak misali birileri belirliyor. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, geçtiğimiz Salı günü yaptığı konuşmayla tarihe önemli notlar düştü. Kudüs’ün, Gazze’nin, Halep’in, Kerkük’ün güvenliğinin Ankara’nın güvenliğine eş değer olduğunun altını çizdi. Gazze’de yaşanan felaketin insanlık suçu olduğuna dikkat çekerek ateşkesin sağlanması için Türkiye’nin süratle devreye girmesi gerekliliğini yineledi. Ülkemizin, akan kanın durması amacıyla gereği neyse yapmaktan çekinmemesi gerektiğini ifade etti. Ama gelin görün ki bu açıklama sonrası, 7 Ekim’den bu yana özellikle MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamaları çarpıtmak uğraşında olanları büyük telaş sardı. MHP Lideri’nin sözlerini çarpıtmak, anlamından uzaklaştırmak için yürütülen algı operasyonu kervanında en telaşlı isim ise Meral Akşener’di. ‘Eğer gerçekten samimiyseniz Netanyahu’ya gösterdiğiniz tavır, kadın ve çocuk demeden acımasızca öldüren Hamas’a da gösterilmelidir’ dedi. Dünyada huzuru ve Türk milletinin güvenliğini önceleyen duruşu, hem nalına hem de mıhına vurduğu sözler eşliğinde samimiyetsizlikle suçladı” dedi.
‘ROL YAPMASINA GEREK YOK’
Başkan Çavdar, “Meral Akşener, eğer ‘Üçüncü yol’ diyerek tek başlarına çıktıkları yoldan dönmek için bir yerlerden emir aldıysa, partisini tekrar terör örgütünün siyasi uzantısı ile CHP’nin yanında hizalamak istiyorsa rol yapmasına gerek yoktur. Üstelik bu uğurda İsrail başkonsolosu gibi davranması, lüzumsuz bir harekettir. Lalin, MHP’de siyaset yaparken 2016 yılında ‘Hamas ve Mescid-i Aksa’yı İsrail masalarında bıraktılar’ diyen, 2018 yılında “Türkiye, Herat’ta özlenen, Gazze'de beklenendir. Türkiye, Tebriz’de çağrılan, Drama’da rüyalara girendir. Türkiye, tarihin işaret parmağı, atinin 8 hüzmeli güneşidir. Türkiye, mazlumun meltemi, Türkmeneli’nin poyrazıdır’ diyen, 2019 yılında ‘Andolsun ki Gazze’de, Herat’ta, Yemen’de ne kadar mazlum varsa çığlıkları biz olacağız!’ diyen de Meral Akşener’dir. Türk milleti onun yanardöner tavırlarına, MHP Lideri’nin adının geçtiği yerde kurduğu ‘Çok iyi bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye’ye faydalıysa onu yapar. Rastgele konuşmaz’ dediğini unuttuğunu belli ettiği günden beri buna defalarca kez şahit olmuştur. Yanardöner Meral’in, müdavimi olduğu kumar masasına döneceği herkesin malumudur. Gazze’deki çocukların şahadetlerini kirli siyasetine alet etmesine gerek var mıdır?” dedi.
‘HAİNLER EMELLERİNE ULAŞAMADI’
Çavdar, açıklamasının sonunda “Cumhuriyetin 100. yılı coşkuyla kutlandı. Türk milleti Ata’sından aldığı emaneti korumak için yeminli olduğunu tam 100 yıldır gösterse de Türk milletinin yükselmesinin önünde set olmak isteyenlerin mezhepsel fitneler, bölücü faaliyetler ve daha nice birliğimizi hedef alan uğraşlarla Türk milletini tarihi köklerinden koparma uğraşları dur durak bilmedi. Çok şükür Türk milleti yüz yıldır kirli senaryolara geçit vermedi. Böylece ne zillete düşerek yakasını ihanete kaptıranlar başarılı oldu ne de Türkiye ve Türk düşmanları hain emellerine ulaşabildi. Yüz yıl sonra bugün Türk milleti, Atatürk’ün dediği gibi ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Türk milleti, emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir’ diyor. İstikbalinin muhafızı, cumhuriyeti nesilden nesle taşıyıp yaşatılacağını tüm dünyaya duyuruyor” dedi.