CERRAHLAR KOCAELİ'DE BULUŞTU
Cerrahi Araştırma Kongresi'nin 9'uncusu Kocaeli Üniversitesi'nde düzenlendi. Kongrede cerrahi araştırma ve bilimsel aktiviteler ile çeşitli kurslar, paneller, konferanslar ve bilimsel çalışma sunumları yapıldı. Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin konferans salonunda yapılan kongrede konuşan ve obezitenin bir çok sağlık sorununun tetikleyicisi olduğunu söyleyen Selçuk Üniversitesi Rektörü Türk Cerrahi Derneği 2. Başkanı Genel Cerrah Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Obezite kelime anlamı olarak bir insan için beklenen vücut ağırlığının yüzde 20 daha fazlası olarak tanımlanır. Vücut kitle endeksi üzerinden bunun hesaplanması yapılmakta. Vücut kitle endeksi 30'un üzerinde olanlar obez olarak kabul edilir. Tabii dünyadaki yaygınlığı giderek artıyor. Aslında obezite kronik bir hastalık olarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanmıştır, çağımızın hastalığıdır. Kendisi bazı sağlık sorunlarına neden olduğu gibi birçok sağlık sorununun da tetikleyicisidir. Ortalama dünya nüfusunun üçte biri obez ama bu gelişmiş ülkelerde ve Akdeniz ülkelerinde yüzde 40'lara çıkmakta. Dünyanın ilk iki sırasında Meksika ve Amerika bulunuyor, yüzde 45'lerde" dedi.
Ülkemizde obezitenin yüzde 20 civarlarında olduğunu ifade eden Mustafa Şahin, "Neyse ki ülkemizde bu rakam hala yüzde 20'ler civarında ve çocukluk çağında da oldukça düşük düzeyde ama Avrupa'da giderek artıyor. Hareket kısıtlılığının artması sonucunda ortaya çıkan temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezite aslında, obez insanlar hafif sevimli tombik insanlar, toplumun neşe kaynağı insanlar ama neden sorun ediliyor. İfade ettiğim gibi birçok sağlık sorununun tetikleyicisidir. Başta kanserin sıklığını artırıyor, şeker hastalığının nedeni arkasından kardiyo koroner hastalıklara sebep oluyor. Yüksek tansiyon sorunu, kalça eklemi ve diz eklemi sorunları obezitenin neden olduğu ciddi sağlık sorunlarıdır. Ve obezitenin neden olduğu ciddi sağlık problemlerine ayrılan bütçe çok büyük rakamlara ulaşmaya başladı. Birçok ülke bütçesinin sağlık bütçesinin neredeyse yüzde 5'i 6'sı obezite hastalıkları için ayrılmaya başladı. Bu nedenle de tedbir alınması gereken hastalıklar, tedbir alınması gereken bir durum olarak görülüyor. Ülkelerin sağlık uygulayıcıları tarafından" diye konuştu.
CERRAHİ YÖNTEM ÖNEMLİ BİR SEÇENEK
Obez olmamak için önlemler alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önlemlerin dışında cerrahi dışı yöntemlerle en az 2 yıl 3 yıl tedavi verme süreci gerekiyor. Bu diyetle olabilir, yaşam tarzının değiştirilmesiyle olabilir, medikal uygulamalarla olabilir ama bunların da belirli kurallar ve prensipler çerçevesinde yapılması lazım. Tabii medikal yöntemler var ama kalıcı etkileri olmuyor medikal yöntemlerin. Başarılı olabiliyor, fakat kısa sürede hastalar eski kilolarına geri dönüyor. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen bir kararla kalıcı kilo vermeyi sağlayan yöntem olarak cerrahi yöntemler belirlenmiştir. Bu nedenle de cerrahi yöntem önemli bir seçenek haline gelmiştir. Cerrahi büyük önem arz ediyor. Kalıcı kilo vermeyi sağlaması kontrollü kilo vermeyi sağlaması açısından obezite tedavisinde ciddi bir yer tutmaktadır. Tabii ülkemizde yaşanan son birkaç olumsuz yöntemden sonra obezite konusu ve cerrahi müdahalesi ciddi bir şekilde gündeme geldi. Burada vücut kitle endeksinin yüzde 40'ın üzerinde olması aranan birinci endikasyondur. Bunun dışında yandaş hastalığı olan başta diyabet gelmekte, yüksek tansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olanlar ise vücut kitle endeksi yüzde 35'in üzerinde olanlar için de obeziteye dönük girişimler yapılır."
KOZMETİK VE ESTETİK AMAÇLI AMELİYAT TALEPLERİ GELİYOR
Bazı meslektaşlarının etik kuralları hiçe sayarak hastaların taleplerini uygun olmayan ortamlarda karşılamaya çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Şahin, "Burada temel sorun şu; sağlıkçılar ve Sağlık Bakanlığı tarafından konulan kurallar hiçe sayılarak sadece kozmetik ve estetik amaçlı ameliyat talepleri gelmektedir hasta ve yakınlarından. Maalesef bunun üzülerek ifade etmek istiyorum bazı meslektaşlarımız, Allah'tan bu çok sınırlı bir sayıda bu etik kuralları hiçe sayarak hastalardan gelen talepleri uygun olmayan ortamlarda karşılamaya çalışmaktadır. Bunlar da üzücü ve can sıkıcı ölümlere neden olmaktadır. Tabii sindirim sistemini tamamen değiştiriyoruz. Çeşitli uygulamalar var alımı kısıtlayıcı teknikler, emilimi bozucu teknikler ve bunların ikisinin kombine edildiği teknikler var. Bu hastaların hayatları ilk 6 ay içerisinde ciddi anlamda alt üst olmaktadır. Yani bir nevi vücudun kilolarını verirken de beslenme tarzları da değişmektedir. Bu değişim de zoraki bir değişimdir. İnsanın isteğine bağlı olmayan bir değişimdir. Örneğin alımı kısıtlıyorsunuz, her şeyi yiyemiyor, emilimi kısıtlıyorsunuz, gıdalar vücutta emilerek alınan kiloların önüne geçilmeye çalışıyor. Çok yakın takip edilmek lazım, mineraller kaybedilmektedir, vitamin eksiklikleri oluşmaktadır. Bunlar belli periyotlarla takip edilerek laboratuvar analizleriyle tespit edilerek takviyelerin yapılması lazım ve tedavilerinin yapılması lazım. Ama vücut adaptasyonu sağladıktan sonra öyle çok yakın ve sıkı takiplere gerek duyulmamaktadır. Gerçekten hastalar kilo vermekte kendilerini daha mutlu hmekte, gündelik hayatlarında gerçekten çok daha verimli üretken sürdürmektedirler. Ülkemizde çok başarılı uygulamalar var, cerrahlarımız gerçekten büyük performans ortaya koyuyor. Dünyada da iyi bir yerdeyiz, bu uygulamalar konusunda bunun eğitiminin alınması lazım. Her genel cerrahi uzmanının yapabileceği ameliyatlar değil, üstüne ilave deneyim ve tecrübe gerekiyor, eğitim alınması gerekiyor. Teknolojik açıdan bu eğitimin dışında olayın fizyolojik boyutunun da bilinmesi lazım bu nedenle deneyimli bir cerrah, alt yapısı uygun bir hastane ve etik kurallar çerçevesinde obezite cerrahisi yürütülürse toplum için de ülke için de gerçekten faydalı olacak bir süreçtir."
GENÇ CERRAHLARIN EĞİTİMLERİNE KATKI SUNUYORUZ
Yaklaşık 4 bin üye sayısına ulaştıklarını söyleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağatay Çifter, "Türk Cerrahi Derneği Türkiye'deki genel cerrahların mesleki hukuki haklarını savunan ve özellikle de genç cerrahlarımızın eğitimlerine katkı sunmak amaçlı kurulmuş bir dernektir. Derneğimizin şu anda yaklaşık 4 bin üyesi var, Türkiye'deki genel cerrahların sayısının toplamına yakın bir sayımız var. Bunun yanında 2 bine yakın genel cerrahi asistanı da derneğimizin faaliyetlerinden faydalanmaktadır. Araştırma kongreleri Türkiye'deki cerrahi araştırmaların geldiği nokta genç cerrahların, genç bilim adamlarının Türkiye'de oluşturdukları yeni fikirler ve bu fikirlerin katma değeri yüksek olan bir takım çalışmalara dönüşmesi konusunda getirdikleri yenilikler sergilenmesi amacıyla yapılıyor. Dernek olarak maddi manevi bütün imkanlarımızla bu araştırmacılara bu yolda destek olmak ve önlerini açmak için çalışıyoruz. İki yılda bir yapılıyor, bu 9'uncu kongremiz Kocaeli'de yapılıyor. Diğer büyük ulusal kongremiz de çift yıllarda ulusal kongre olarak uluslararası katılımlı olarak yapılıyor. Biz daha çok araştırma kongrelerinin cerrahi araştırma kongrelerinin genç hekimlerimize cerrahi dal olsun, diğer bölümler olsun genç hekimlerimize açık hale getirdik. Onlar rahatlıkla gelip burada aykırı da olsa fikirlerini anlatıp, bunların nasıl deneysel çalışmaya ve ürüne dönüşebileceği konusunda buraya gelip anlatabilsinler dedik. Bu çalışmalar burada anlatılıyor destek ortaya çıkıyor. Çeşitli kurslarımız var bu kurslarımız özellikle deneysel kurslar. Deneysel bir çalışma nasıl yapılır, bu deneysel çalışma nasıl bir makaleye dönüştürülür bu konuda kurslarımız var, yenilikler konusunda kurslarımız var. Yeni ameliyatların kadavra üzerinde anlaşılması üzerine kurslarımız var, bunun yanında biomedikal ve genetik konusunda kurslarımız var. Cerrahiyle ilişkilendirilen bölümler konusunda. Ülkemizde açıkçası deneysel çalışmaların, katma değer kazandıracak çalışmaların ürüne dönüşmesi konusunda çok bir yol kat ettiğimizi söyleyemem ama çok büyük çabalar var, biz bu çabalara destek oluyoruz."
Amaçlarının cerrahlara bilimsel araştırmalar için yeni vizyonlar açmak olduğunu söyleyen Kongre Başkanı ve Kocaeli Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "9'uncu cerrahi araştırma kongresine ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Buradaki amacımız cerrahlara bilimsel araştırmalar için yeni vizyonlar açmak. Bu topraklar tıbbın doğduğu, geliştiği topraklar. Genç arkadaşlarımıza bilimsel aktiviteler nasıl bulunabilir, nasıl yazabilirler, hangi çalışmalara yönlenebilir bunları ortaya koyduğumuz gibi ülkemizde ve ülke dışında yapılan bilimsel aktiviteleri çeşitli konuşmacıları davet ederek sunmaya çalışıyoruz" dedi.