CHATHAM HOUSE - KOÇ HOLDİNG YUVARLAK MASA TOPLANTISI İKİNCİ KEZ GERÇEKLEŞTİ
Dünyanın en etkili düşünce kuruluşları arasında yer alan Chatham House’un kurumsal ortağı ve Türkiye Projesi’nin ana destekçisi olan Koç Holding, ikinci yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptı. 12 – 13 Ekim tarihlerinde uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda dünyanın en prestijli vakıfları arasında yer alan Ditchley Park’ta gerçekleşen toplantı, “Değişen Dünya Düzeninde Avrupa: İş birliği mi Çatışma mı?” başlığıyla düzenlendi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun onur konuğu olarak katıldığı toplantının açılış konuşmalarını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Chatham House Mütevelli Heyeti Üyesi Ali Y. Koç ile Chatham House Direktörü Dr. Robin Niblett yaptı. Dünyanın dört bir yanından siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin, sivil toplum temsilcilerinin, akademisyenlerin ve medya mensuplarının katıldığı toplantının ana gündem maddelerini “Avrupa Birliği’nin geleceği, Türkiye – Avrupa Birliği İlişkileri, Brexit ve Transatlantik İlişkiler” oluşturdu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: “Daha etkin bir çok taraflı düzen için AB, İngiltere ve Türkiye iş birliğine gitmek zorunda”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki gelişmelere işaretle, Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve kültürel olarak bir parçası olan Türkiye’nin terörizm, düzensiz göç ve enerji güvenliği gibi konular başta olmak üzere küresel ve bölgesel sınamalara karşı güvenilir ve vazgeçilmez bir ortak olduğunu vurguladı. Ülkemizin Suriye, Irak, Filistin ve Orta Doğu’daki diğer siyasi/insani krizlerde üstlendiği yapıcı rol hakkında kapsamlı bilgiler paylaşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin çatışmaların önlenmesi süreçlerinde olduğu kadar, çatışma sonrası ıslah ve yeniden yapılanma faaliyetlerinin de bir parçası olduğunu kaydetti. Bakan Çavuşoğlu ayrıca, kurallara dayalı küresel siyasi ve ekonomik düzene yönelik tek taraflı girişimlerin ortaya koyduğu tehditlere değinerek, AB, İngiltere ve Türkiye’nin daha etkin birçok taraflı düzenin oluşturulması ve korunması için iş birliğine gitmek zorunda olduklarını belirtti. Bu bağlamda, Avrupa ve Türkiye arasındaki yakınsamanın temelsiz kimlik tanımlamalarından ziyade, daha somut bir içerik ve işbirliği üzerine inşa edilmesi gerektiğini; refah, güvenlik ve istikrar kavramlarının bölünemez olduklarını; bundan ötürü Avrupa’nın Türkiye’nin etkin ve yapıcı katkısına ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.
Ali Y. Koç: “Ülkeler arasında birleştirici ve barışçıl ilişkilerin korunması ve güçlendirilmesi daha da önemli bir hale geldi.”
Chatham House ve Koç Holding’in geçtiğimiz yıl Şubat ayında başlayan kurumsal ortaklığının bir parçası olarak düzenlenen “Chatham House - Koç Holding Yuvarlak Masa Toplantısı”nın ikincisine ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti aktaran Ali Y. Koç, bu iş birliğini çok önemsediklerini vurguladı. Ali Y. Koç şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanında hâkim olan ayrışma ve anlaşmazlık ortamını göz önüne aldığımızda, ülkeler arasında birleştirici ve barışçıl ilişkilerin korunması ve güçlendirilmesinin önemi daha kritik bir hale geldi. Bu noktada Türkiye özellikle Suriye’nin içinde bulunduğu olumsuz şartların uluslararası arenada gündeme getirilmesi ve barışın tesisi yolunda üstlendiği rol ile önemli bir örnek teşkil ediyor.”
Ali Y. Koç: “Dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zor dönemde, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin birbirlerini anlamaya ve iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğuna inanıyorum”
Ali Y. Koç, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin önemine de dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyadaki stratejik ağırlığımızı artırmanın en önemli yollarından biri uluslararası ilişkilerimizi güçlendirmekten geçiyor. Bu noktada Türkiye ve AB ilişkileri önemini her geçen daha da artıran bir konuma ulaştı. Hiç şüphesiz Türkiye’nin hedefi AB’ye tam üyeliktir. Yıllık 160 milyar doları bulan dış ticaret hacmiyle AB Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdır ve 2018’in ilk 8 ayı itibariyle yaptığımız ihracat da, toplam ihracatın 45’ini oluşturmaktadır. Son 16 yılda ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırımların yaklaşık 70’i AB ülkelerinden gelmiştir. Bu bağlamda, demokratik değerlerin, kurumlarımızın, ticaretimizin ve teknoloji kapasitemizin gelişebilmesi için Avrupa ile iş birliğimizin güçlü bir şekilde sürdürülmesi son derece önemli. Otomotiv, perakende ve savunma sektörlerinin de dâhil olduğu birçok alanda küresel üretim tedarik zincirinde önemli bir rolü olan Türkiye’yi AB’nin uluslararası stratejik konumunu güçlendiren, ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zor dönemde, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin birbirlerini anlamaya ve iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Jeopolitik açıdan bakınca da, AB’nin Orta Doğu’daki hedefleri, bir NATO üyesi olan Türkiye ile ortaktır. AB ile entegre bir Türkiye; Amerika, Ortadoğu ve Uzak Doğu için de daha önemli bir stratejik ortak demektir.” Konuşmasında, Brexit görüşmelerinin yapıcı bir şekilde devam etmesinin önemine de değinen Ali Y. Koç, Brexit sonrası Türkiye ile İngiltere arasında zamanlıca bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanamaması durumunda Türkiye’nin İngiltere’ye olan ihracatının gümrük tarifesi bariyeri nedeniyle ciddi şekilde etkileneceğini vurguladı. Ali Y. Koç, “Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin tekrar rayına oturması için Gümrük Birliği modernizasyon süreci ile ilgili adımların atılmasını bekliyoruz ” dedi.
Dr. Robin Niblett: “İş birliğimizin Türkiye - AB arasındaki diyalog ve anlayışın geliştirilmesi konusunda önemli bir rolü olabileceğine inanıyorum.”
Koç Holding ile iş birliği içinde bu toplantıyı ikinci kez gerçekleştirmekten ötürü duydukları memnuniyeti dile getiren Dr. Robin Niblett, toplantıya onur konuğu olarak katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na teşekkür etti. Toplantıların sürdüğü iki gün boyunca çok kıymetli bir katılımcı kitlesi ile değerli bir tartışma ortamı oluştuğunu belirten Dr. Robin Niblett, “Toplantı süresince yaptığımız fikir alışverişi, İngiltere, Türkiye ve Avrupa’nın ortak zorluklara karşı yakın iş birliği içinde olma gerekliliğini bir kez daha gösterdi. Bu noktada, özellikle Koç Holding ve Ali Koç’a verdikleri destekten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bu iş birliğimizin, Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasındaki diyalog ve anlayışın geliştirilmesi konusunda önemli bir rolü olabileceğine inanıyorum” dedi.