Başkan Gürel; Asrın felaketi olarak kabul edilen 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen, 17 Ağustos tarihi, deprem gerçeğini yaşamış olan hepimizin hafızalarında o gece yaşanan korku, acı ve endişe kendini tekrar tekrar hatırlatmaktadır.

DEPREME KARŞI HALA BİLİNÇLİ DEĞİLİZ

Yaşadığımız 17 Ağustos depremi, ortaya çıkarttığı ekonomik, toplumsal ve psikolojik sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda, ülke tarihimizde yaşanan en önemli felaketlerin başında gelebilecek bir tahribat ortaya koymuştur. Hatta depremin şiddeti, yayılma şekli, can kaybı ve yıkımı ele alındığında Türkiye’deki ve dünyadaki milyonlarca insanı yakından ve derinden etkilemiştir.
Resmi rakamlara göre 18.000’in üzerinde hemşerilerimizin hayatını kaybettiği, 50.000’in üzerinde insanımızın yaralandığı, 350.000’e yakın bina ve işyerlerinin hasar gördüğü 17 Ağustos depremi, gerekli tedbirlerin ve önlemlerin alınmadığında doğal afetlerin ne kadar büyük toplumsal, ekonomik ve psikolojik felaketlere dönüşebileceğinin en acı örneği olarak tarih sayfalarına kazınmıştır.
Fakat bu acı tabloya rağmen depremlerin yaratacağı yıkımın, acının ve toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, yeni oluşabilecek  depremlere karşı hazır olma bilincini hala kavrayamadığımız aşikardır. Çünkü aradan yıllar geçmesine rağmen bir çok deprem gerçeğini yaşamış binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmemiştir. Deprem anında kent merkezlerinde ve büyük yerleşim yerlerinde toplanma alanları yeterli olarak belirlenmemiş yada halkımız bilgilendirilmemiştir.

DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMA

Bir kez daha kalın harflerle belirtmek isterim ki; 24 yıl önce yaşadıklarımızın tekrar yaşanmaması için ülke olarak deprem gerçeğini unutmamamız ve daima hazır olmamız gerekmektedir. Depremlere hazır olmak içinde, bilimin, tekniğin ve tabiatın sesine kulak vermeliyiz.
Çıkarılan deprem yönetmeliklerinin de tekrar gözden geçirilmeli ve revize edilerek uygulanmasını yerinde denetlemesini sağlamamız gerekmektedir.