Başkan Yılmaz "Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günüdür. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak şiddet nedeniyle yaşamını yitiren tüm kız kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz. Dünya tarihine "kelebekler" olarak geçen Mirabel Kardeşler'in direnişine sahip çıkıyoruz. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'ni diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo'ya bağlı güçler, baskıcı yönetime karşı çıkan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Mirabal'ı 25 Kasım'da hunharca katledilmiştir. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağlamıştır. Bu acı olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra 1981 yılında Donimik'te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı 25 Kasım tarihini "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul etmiş, 1999 yılında Birleşmiş Milletler'in kabulünün ardından da resmi olarak tüm dünyada anılmaya başlanmıştır. Adında "adalet" olan AKP Hükümeti'nin yönettiği ülkemizde her gün en az iki kadın katlediliyor. Kadın cinayetlerini sadece "sayı" olarak değerlendiren iktidar, çarpıttığı verilerle şiddetin azaldığını iddia ediyor. Hayattan koparılanın bir evlat, bir anne, bir abla, bir kardeş, bir arkadaş, bir dost olduğu gerçeği yok sayılıyor. Cinayetlerin üzeri "şüpheli kadın ölümü" denilerek kapatılmak isteniyor. İstismara uğrayan çocuğun davasında “çocuğun rızası"ndan bahsediliyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlar cezasızlık politikası ile ödüllendiriliyor. Kırmızı çizgimiz olan İstanbul Sözleşmesi hukuksuzca feshediliyor. 6284 Sayılı Şiddet Yasası'na göz dikiliyor. Cumhuriyetin biz kadınlar üzerindeki en önemli kazanımlarından olan Medeni Kanun budanmaya çalışılıyor.
Kadının insan haklarının en büyük güvencesi olan laik düzen büyük bir tehdit altında. Yeni Anayasa tartışmalarında, kadınlar hedef tahtasına konuluyor. Bakanlığın adından dahi "kadın" ibaresini kaldıran zihniyet, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayıyor. Kadınlar kıyafetine göre ayrıştırılmaya, dayanışma parçalanmaya çalışılıyor. Kadınların istihdama katılımını teşvik edecek politikalar uygulanmak yerine, çalışmak isteyen kadınların işsizliği artırdığı iddia ediliyor. "Kadının fıtratına uygun" işlerde çalışması gerektiğini dahi söyleyenler çıkıyor. Kadınların siyasete aktif katılımı önüne sürekli engeller konulmaya çalışılıyor. Erken yaşta ve zorla evlilikleri meşru kılmak için adeta fırsat kollanıyor. İktidarın kadının hayatını cehenneme çeviren politikaları saymakla bitmiyor.
Biz Cumhuriyet Halk Partili kadınlar olarak; bütün bu uygulamalar karşısında yılmadan, usanmadan, direnmeye ve sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. AKP karanlığını aydınlığa çevirmek için kadın hareketi ile sımsıkı kenetlenerek, olanca gücümüzle direniyoruz. Haklarımızdan, hayallerimizden vazgeçmiyoruz.