“ÇİFTÇİMİZİN AKLIYLA ALAY EDİYORLAR”
1 yılda Mazota gelen yüzde 50 zammı, aynı şekilde gübreye gelen zamları göz ardı eden iktidar fiyatları kendi ütopyalarında oluşturup üreticimizi mağdur etmede hiçbir sıkıntı görmüyorlar, tabiri caizse “Çiftçimizin aklıyla alay ediyorlar.”
“HUKUKSUZ BİR ÜLKEDE YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORUZ”
2019 yılında 35 kilogram uyuşturucu maddesi bulundurmak ve Türkiye üzerinden uyuşturucu kaçakçılığı yapma suçuyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 4 yıldır Türkiye’de kesinleşen hapis cezasını çekmekte olan 35 yaşındaki İsrail vatandaşı Danny Awka geçtiğimiz günlerde Türkiye’den özel uçakla İsrail’e gönderildi ve orada serbest bırakıldı.
Uyuşturucu kaçakçısı olduğu mahkemece tescil edilen bu şahıs nasıl oldu da serbest bırakıldı?
Yetkililer sus pus olmuş durumdayken bu olayın açıklamasını cezaevi müdürü mü yapacak? Ya da İsrailli uyuşturucu kaçakçısı, hangi milli menfaat gereği iade edildi. Yetkilileri bir an evvel bu konu hakkında milletimize hesap vermeye davet ediyorum.
“ELE VERİR TALKINI, KENDİ YUTAR SALKIMI”
Ak Parti iktidarının ve Sn. Erdoğan’ın tutumu, yönetim anlayışı, zannederim atasözü haline gelmiş şu halk deyişine ne de güzel uymaktadır: “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.”
Kürsülerde “nass var, nass” diye bağıranlar, Cumhuriyet tarihinin tek seferde, bir çırpıda en yüksek faiz artış oranını gerçekleştirmişlerdir. Şimdilerde ülkemizde faiz ödemeleri rekor üstüne rekorlar kırmaktadır.
“Devlet herkese iş bulacak değil ya” diye vatandaşı azarlayanlar; kendi yakınlarına aynı anda 4-5 maaş bağlamakta bir mahzur görmemektedirler.
Bir taraftan “İsraf etmeyelim” diye öğüt verenler; kendilerine gelince “itibardan tasarruf olmaz” deme celadetini göstermektedirler. İktidar destekçileri ise bu konularda “sağır ve dilsiz kalmayı” tercih etmektedirler.
“7’DEN 70’E EN BÜYÜK PROBLEM EKONOMİ”
Son yıllarda ülkemizde değişmeyen bir gündem var. 7’den 70’e herkes için öncelikli ve önemli, sosyal hayattan kültürel hayata, iç siyasetten uluslararası ilişkilere kadar hayatın her alanını etkileyen bir gündem bu: ekonomi.
Her nedense dizginlenemeyen veya dizginlenmesi istenmeyen enflasyon; sürekli artan hayat pahalılığı; sonuç, birbiri ardına gelen zamlar…
Durum böyle olunca; çarşıda-pazarda, evlerde, iş yerlerinde insanımızın sürekli olarak konuştuğu konular işte bu hayat pahalılığının ötesine bir türlü geçemiyor. Geçim derdine düşen vatandaş, başka hangi konuları konuşsun ki… İktidar da, muhtemelen ülkenin karşı karşıya bulunduğu halkımızın diğer hayati problemlerinin tartışılmasını engellemek için, insanımızı böyle bir geçim badiresinin içerisine bilinçli şekilde sürüklemiş gibi görünmektedir.
“EMEKLİLERİMİZİ 7500 LİRAYA MAHKUM ETİNİZ”
Emeklilerimizi sadece seçim aracı olarak gören fikri ve zihni bozuk bu yöneticiler en büyük darbeyi emeklimden alacaktır.
Ağlayalım mı gülelim mi? “Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil” diyen sn.Cumhurbaşkanı memur zammına imzayı kendi atmadı mı? Ya da emekliye zammı muhalefet mi verecek.
Geldiğimiz nokta da 7500 liraya sadece oturduğu evin kirasını zor ödeyen emeklimizi açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiniz.
Torununun yüzünü güldürecek bir hediye dahi alamayan emeklilerimizin hesabını, Torunlarına 4-5 maaş bağlayanlar verebilecek mi? hak yemek bu kadar kolay mı?