CUMARTESİ SOKAĞA ÇIKMAK YASAKLANDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün Beştepe’de gerçekleştirilen kabine toplantısı 3,5 saat sürdü.

Corona virüsü ile mücadele, 1 Mart’ta ilan edilen risk haritası, düşük, orta, yüksek, çok yüksek olarak sınıflandırılan illerdeki vaka sayıları ve yeni normalleşme sürecinin ilk bir ayının değerlendirildiği toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısı düzenledi.

 

TÜRKİYE'NİN CORONA VİRÜSLE MÜCADELESİ

Salgın döneminde işleri azalan esnafı, yüz yüze eğitimin aksamasıyla programı bozulan öğrencilerimizi takip ediyoruz. Salgın tedbirleri konusunda herkesin polisi kendi vicdanı ve aklı olmak mecburiyetindedir. Vaka, hasta ve ölüm sayıları düşüremezsek küresel normalleşme sürecinin gerisinde kalırız, bunun maliyeti ağır olur.  

''58 ŞEHİR KIRMIZI LİSTEDE''

Türkiye'nin büyük bir bölümü malesef kırmızı renge büründü. Vaka, hasta ve ölüm sayılarını insani ve ticari ilişkilerde olduğumuz ülkelerden hızlı düşüremezsek küresel normalleşmenin gerisinde kalırız. Çok yüksek riskli grubu teşkil eden kırmızı kategorideki illerimizin sayısı, nüfusumuzun yüzde 80'ini teşkil eden 58 şehre ulaşmıştır.

 Ramazan ayı boyunca ülke genelinde toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştirilmeyecek.

“İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’NDAKİ BAŞLIKLARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Sokağa çıkma kısıtlaması, yüz yüze eğitim, restoran, lokanta ve kafelerin çalışma koşuları gibi birçok konuda vatandaşların merakla beklediği kabine toplantısının ardından Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

* Türkiye'nin bugüne kadar elde ettiği kazanımların gerisinde değişime ve reformlara olan bağlılığını hep korumuş olmasıdır.

* Salgın döneminde de bu çizgiden asla ayrılmadık. Milletimizle paylaştığımız reform gündemimizi belirlediğimiz takvime uygun şekilde yürüttük ve yürütüyoruz.

* Geçtiğimiz yıl yargı reformu strateji belgemizi açıklamış ardından da buna uygun hukuki ve idari adımları atmaya başlamıştık.

* Ekonomide cari açığın azaltılmasına üretimin ve istihdamın güçlendirilmesine yönelik çok sayıda reform mahiyetinde düzenlemeyi hayata geçirdik.

* Bu ayın başında İnsan Hakları Eylem Planı’nı kamuoyunun takdirine sunduk. İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alan başlıkları belirlediğimiz takvime göre ilgili kurumlarla birlikte hayata geçireceğiz.

“TÜRKİYE’YE YENİ ANAYASA KAZANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

* Yaklaşık üç hafta önce de ekonomi reformlarımızı kamuoyuna açıklamıştık. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomi reformları ile ilgili eylem planını da geçtiğimiz günlerde ilan etti.

* Türkiye ekonomisinin potansiyelinin ve asıl dinamiklerinin göstergesi zaman zaman ortaya çıkan temelsiz ve derinliksiz finans hareketleri değil, işte bu reformun gündemidir.

* Milletimizin de akılcılıktan uzak dalgalanmalara karşı giderek daha bilinçli bir tavır ortaya koyduğunu, tercihini ve gücünü ülkesinin hedeflerinden yana kullandığını müşahede ediyoruz.

* Hukuktan ekonomiye kadar uzanan ve milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanan reform programlarımızın takvimlerini uygun şekilde yürümesini sağlayacağız.


* Hiç şüphesiz en önemli reform başlığımız milletimize verdiğimiz yeni ve sivil anayasa sözümüzdür. Türkiye'ye merkezinde milletin yani insanın olduğu yeni bir anayasa kazandırmayı amaçlıyoruz.* Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak biz bu reformları elbette sahip çıkacağız. Toplumun tüm kesimlerinden de kendileriyle ilgili hususların yakın takipçisi olmalarını, herhangi bir gecikme ve eksiklik durumunda konuyu önce ilgili kurumla ardından bizimle paylaşmalarını istiyoruz.

* Geçmişte darbelerin veya olağanüstü dönemlerin ürünü olarak hazırlanan anayasaların milletimizin beklentilerine ve ülkemizin ihtiyaçlarına cevap veremediği kısa sürede ortaya çıkmıştır.

 

“EGEMENLİK MÜHRÜMÜZÜ BİRLEŞTİREREK KORUYORUZ”

* İnşallah milletimizle birlikte gelecek nesillerin bizi hayırla yâd etmesini sağlayacak yeni bir anayasayı ülkemize kazandıracağımıza inanıyorum. Aziz milletim baharın ilk ayını geride bırakıp nisanın güzelliklerine merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde milletçe geleceğimize umutla bakmak için pek çok sebebe sahibiz.

* Hamdolsun dünyanın en güzel ve kadim coğrafyasındaki 1000 yıllık varlığımızı siyasi ve ekonomik atılımlarımız da birlikte sürekli güçlendiriyoruz.

* Cumhuriyetin kuruluşuyla coğrafyamıza yeniden vurduğumuz egemenlik mührümüzü yaşadığımız kimi sıkıntılara rağmen birleştirerek koruyoruz.

* Bölgemizde 1990’lardan beri yaşanan siyasi ve insani krizler milletimizin birlik ve beraberliği ile devletimizin gücünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.

* Vatanlarına sahip çıkamayanların onurlarına ve geleceklerine de sahip çıkamadıkları gerçeğini üzüntüyle takip ediyoruz.

* Anayasalar yaşayan metinler olduğu için elbette gerektiğinde değiştirilebilir ama Türkiye'deki anayasa değişikliği gayretleri asıl metin ruhuna zerk edilmiş olan darbeci vesayetçi maya sebebiyle beklenen neticelere bir türlü varamamıştır.

* Ülkemizin yönetim sistemini değiştirmek için en köklü değişimi gerçekleştirmiş olmamız rağmen mevcut anayasamızdaki bu arızayı gideremedik. Yeni ve sivil bir anayasa konusunu tekrar gündeme getirmemizin sebebi de işte budur.

* Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize kazandırdığı yetenekleri salgın sürecinde çok daha iyi gördük. Sistemin özünü oluşturan hızlı karar alma ve etkin şekilde uygulama mekanizmaları ülkemizin bu dönemde pozitif yönde ayrışmasını sağlamıştır.

“ÖNÜMÜZE TARİHİ BİR FIRSAT ÇIKARMIŞTIR”

* Türkiye çok partili siyasi hayata geçişle bir üst aşamaya çıkardığı istiklâlinin güvencesi olan demokrasi mücadelesini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha da pekiştirmiştir.

* Kalkınma mücadelemiz ise uzunca bir duraklamanın ardından geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle ihtiyacımız olan düzeye ulaşmıştır.

* Böylesine kritik bir dönemde başlayan koronavirüs salgını ülkemiz için hayal ettiğimiz yeni başlangıç konusunda önümüze tarihi bir fırsat çıkarmıştır.

* Elbette salgın uygulamaya koyduğumuz tedbirlerden etkilenen kesimler başta olmak üzere hepimizin hayatında çeşitli zorluklara yol açmıştır.

AŞILAMA ÇALIŞMALARINDA OLDUKÇA İLERİ BİR SEVİYEDEYİZ”

* Sağlık altyapımızın gücü sayesinde kimi ülkelerle hala etkisini sürdüren felaket görüntüleriyle hamdolsun karşılaşmadık


* Bu süreçte sağlık alanı kadar önemli bir diğer başarımızın üretim istihdam ve ihracat tarafını sıkı tutmak olduğuna inanıyoruz. Fabrikalarda çarklar hiç durmadı, üretilen ürünlerin iç ve dış pazarlara ulaştırılmasında aksaklığa meydan verilmedi.* Tedbirleri kimi zaman sıkılaştırarak kimi zaman gevşeterek salgının olumsuz etkilerini en az seviyede tutmaya gayret ettik. Salgınla mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılama çalışmalarında da oldukça ileri bir seviyedeyiz.

* İhracata yönelik üretim yapan fabrikaların çoğu bu yılın siparişlerini çoktan doldurdular. Kapasite genişleten fabrikalarımız bunun için gereken makineleri bulmakta zorlanıyor. Küresel lojistik ağındaki tıkanıklıklar Türkiye'nin geniş bir hafızaya kolayca mal ulaştırma avantajını giderek öne çıkartıyor.

“YATIRIMLARIN ÖNEMİ BU DÖNEMDE DAHA İYİ ANLAŞILDI”

* Kara yollarımıza, demir yollarımıza, limanlarımıza, havalimanlarımızda yaptığımız yatırımların önemi tıpkı hastanelerde olduğu gibi bu dönemde daha iyi anlaşıldı.

* Dün şehir hastaneleri için bize demediklerini bırakmayanlar bugün niye daha çok hastane yapmadığımızı sorguluyorlar.

* Aynı şekilde yıllarca bizi ülkenin kaynaklarını taşa toprağa gömmekle suçlayanlar, şimdi lafı niye güçlü bir üretim ve ulaşım altyapısı kurmadığımıza getirmeye başladılar.

* Dünyada ve ülkemizde yaşanan her gelişme Türkiye'yi 19 yılda kazandırdığımız tüm yatırımların anlamını çok daha iyi gösterecektir.

“GELİN, TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPIN”

* Buradan menşeine rengine inancına bakmaksızın tüm yatırımcılara bir kez daha sesleniyorum, gelin Türkiye'ye yatırım yapın. Dün ülkemize yatırımlar yapanlar bugün büyüyen pazarları ve artan kazançları ile bunun meyvelerini topluyorlar.

* Bugün yatırım yapanlar da çok kısa bir sürede aynı kazançları elde edeceklerdir. Artık ülkemizde yapılacak yatırımların ölçek olarak iç piyasayı veya bölge pazarlarını aşarak küresel düzeyde tasarlanması ve gerçekleştirilmesi gerekiyor.

VATANDAŞLARA ALTIN VE DÖVİZ ÇAĞRISI

* Çünkü Türkiye, bölgesinin üretim ve ticaret merkezi olmanın ötesine geçerek küresel bir merkez haline geliyor. Bu vesileyle vatandaşlarımıza evlerinde tuttukları ve milli servetimiz olan altınları ve dövizleri finans kuruluşları vasıtasıyla ekonomimize kazandırmaları çağrımı tekrarlamak istiyorum.

AYRINTILAR GELİYOR…