CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ'NDE BÜYÜK BULUŞMA
Cumhuriyete saygı yürüyüşü Kavaklı Kongre Sarayı önünde başladı Atatürk Anıtında son buldu. Yürüyüşe yaklaşık iki bin kişi katıldı. Emniyet Müdürü Kamil Çelik yürüyüşü baştan sona takip etti.
CHP, MHP, DP, ADD, TEMAD, Türk Harb-İş,Türk Metal iş, Eğitim İş ve Türk Eğitim-Sen'den oluşan kuruluşların ortak olarak düzenlediği Cumhuriyete saygı Yürüyüşüne CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, CHP il Başkanı Yalçın Kuşkan, CHP belediye Başkan Adayı Turan Dumlu, MHP Belediye Başkan Adayı Adnan Özdere, yürüyüş tertip komitesi, siyasi partiler, dernekler, dolara ve vatandaşlar katıldı. Sloganlar eşliğinde Atatürk Anıtına yürüyen gurup Anıta çelenk koydu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın ve Andımızın okunmasının ardından yürüyüş komitesi ortak basın açıklaması yaptı.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Cumhuriyetimizin 90.Yıldönümünde yüreğinde Atatürk sevgisi, vatan ve bayrak aşkı, cumhuriyet duygu ve coşkusunu hisseden bizler, aziz emaneti koruma ve gelecek kuşaklara bu şuuru aktarma düşüncesiyle buradayız. Türk Milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
20.Y.Y başları Türklüğü dünya üzerinden silmeye yeminli 7 düvelin, amacına ulaşamayıp küllerinden yeniden doğan TC'nin dirilişine şahittir. Bu kutsal dava, bir avuç vatan severin İstiklal Davasını hayatlarının yegane amacı haline getirmeleri ile gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal'e bu mücadelede en büyük desteği verende Türk Milleti'nin gene ta kendisidir. Millet Ulu önderi yalnız bırakmamış, vatan düşmandan temizlenmiştir. Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadelede Cumhuriyete giden yol, nice vatan evladının kendisini feda ettiği, nice ev ladın babasız ,nice ananın evlatsız kaldığı ve anaların bacıların ağladığı bir kutlu destandır.
Meydanlarda verilen savaş bitmiş, yerine halkın gelişme ve medeniyet savaşı başlamıştır. Elbette ki Türk Milleti bunları başaracak azim ve karalığa sahiptir. Bu bağlamda öncelik devletin yönetim şeklinde olup, millet egemenliğini ve iradesini, eşitliğini en iyi koyan sistem olan Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Yüce Atatürk'ün devletin temeli yaptığı Türklük gurur ve şuuru maalesef bir asır sonra günümüzde gene tehdit altındadır. Atatürk Cumhuriyeti kurarken, Anadolu da ki her insanın Türklük şemsiyesi altında aynı şerefin, aynı hedefin, aynı geleceğin ortağı olmasını amaçlamıştır. Yeni dünya düzeni, kendine uygun zihniyeti de ülkemizde yaratmış, Türk ve Türk Milleti olgusunu bu ülkede neredeyse ayrımcılığın, ötekileşmenin nedeni saymıştır. Milli sembol ve duyarlılıkları değersizleştirme modası son hız devam ederken, millet dilim, dilim 36 parçaya bölünmüştür. Türk Vatanın da Türk olmak ayıp mıdır? Günahmıdır? Mevcut yetkililer millete hitap ederken, aziz millet diyerek kimi kast ettikleri belirsiz bir tanımlama yapmakta,a deta Türk Milleti sözünü kullanmayı zul görmektedir. Anayasada Türklüğe hakaretin suç olmaktan çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk Milleti denilir iken, Ne Mutlu Türk'üm Diyene sözüne gösterilen alerji, TC ibaresinin kaldırılma isteği, İstiklal Marşındaki ırk sözünden rahatsızlık ve son olarak andımızın kaldırılması Türk'le olan tarihi hesaplaşmasının boyutunu göstermektedir.
Devleti ve milletiyle bölünmez bir bütün olan TC'nin üniter devlet anlayışı sorgulanıp, bölücülüğün günümüz ileri demokrasisinden yararlanıp, palazlanıp büyüdüğü süreçten geçmekteyiz. Son durumla, Türk Milleti'nin emperyalist maşası bölücü-terörle 30 yıllık mücadelesinin yanlış olduğu, çözümün terörist başıyla yapılan müzakere ve pazarlıktan geçtiği noktaya gelinmiştir. Türk Milleti adına yapılan pazarlıklar da vaad edilen nelerdir? Müzakerelerdeki aşamalara istinaden ,bölücü terörün hükümete dayattığı akıl ve izan dışı istekleri görünce insanın aklına şu soru gelmektedir? PKK ve uzantıları iktidarı rehin mi almıştır? Milli mücadeledeki inanç ve ruhu, verdiğimiz binlerce Şehidin aziz hatırasını yaralayan bu taleplere verilecek cevap bellidir. Milletin asli özüne dönüp, çözümü teröristlerin iki dudağından çıkan seste aramaktadır.
Ülkemizde demokrasi artık paketler halinde hazırlanmakta olup, kim daha çok istiyorsa içi ona göre yapılmaktadır. Açılan her pakette bölücü terörün ve uzantılarının hassasiyetleri korunurken ,Türk Milletine bol bol sindirim ilaçları ve sakinleştirici anti depresyonlar tavsiye ediliyor. Tek kişilik demokrasi tiyatrosundan da daha fazla beklentiye girmek hayal olur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 90.yıl manzaralarına devam ederken yaşanılan trajik durumlardan Türk Silahlı Kuvvetleri de nasibini almıştır. Askeri vesayetten kurtulma adına, yüzlerce muvazzaf ve emekli asker binlerce sayfalık belge eşliğinde tutuklanıp cezaevine tıkılmışlardır. Yanlışı yapanlar gereken cezayı almalı iken yargılanmanın adil olup olmadığı sorgulanmakta, hukuk adına hukuk cinayetleri işlenmektedir. Ordu millet nezdinde itibarsız hale getirilmiştir. Teröristlerle yıllarca dağda çarpışan Türk subaylarına terörist damgası vurulmuştur. Satılık kalem ve güdümlü basının da TSK ile PKK eşkiyasını eş tutması da aymazlığın zirvesidir. Son durum şöyle de özetlenebilir; paşalar içeride iken, apo eşkiyası paşalar gibidir.
İçerde Ulu önder ve arkadaşlarının yaratmaya çalıştığı yekvücut bir millet olgusu, kimlik, mezhep ve inanç ekseninde hırpalanmakta, dışarıda ise stratejik yanlışlarla, değerli ve yalnız ülke Türkiye konumuna gerilemekteyiz.
Milletin hala kirli hesapları ve belirsiz işbirliklerini olmadığı bu dönemde, bu soruları soran ve cevaplarını da tüm engellere rağmen Türk Milletine duyurmaya çalışanlar tükenmedi tükenmeyecektir. Varlığını Türk varlığına adayan bizler oldukça, tarihimizin mihenk taşları olan milli bayramlarımızı bu coşku ve heyecanla kutlayacak ve zihnimizden kazınmaya çalışılan şu veciz sözü unutmayacağız. NE MUTLU TÜRKÜZ DİYENE! YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ, okunan ortak basın açıklamasının ardından guruplar marşlar söyleyerek ayrıldı.