DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ

Gölcük İlçe Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Çolular, aşılama süreci, korona virüs aşısının önemi, kontrollü normalleşme ve izolasyon süreci hakkında açıklamalarda bulundu. Çolular,  “Türkiye genelinde 14 Ocak’ta sağlık çalışanları ile birlikte koronavirüs aşılaması başlamıştı. Sonrasında Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı öncelik sıralamasına göre 90 yaş ve üstü bireylerde başladı. Aşılama, 65 yaş üstü bireyler ve aynı evde yaşayan 60 yaş üstü bireylere kadar geldi. Öncelik sıralamasına göre sistemde talep eden herkesi aşılıyoruz. Aşılamada iyi bir noktadayız. Daha iyiye doğru gidiyoruz. Bu oranı biraz daha arttırmamız lazım. Gölcük’te bakanlığın belirlediği bir nüfus var. Bu nüfusun yüzde 68’in üzerini aşılamışız. Ama bu orana rağmen halen 7 bin civarında aşı olmamış, aşıyı reddetmiş, aşıyı reddeden, belki de haberi olmayan vatandaşlarımız var. Bu kişilerin bazıları, ilk dönemlerde randevu alma konusunda sıkıntı yaşadı. Bu sıkıntıları bertaraf etmek için hem ildeki Covid-19 iletişim hattı hem de Gölcük’teki vefa sosyal destek hattı, bu tarz durumlarda talepleri toplayarak randevu oluşturma, kişiler aşı olmak istiyorsa bir şekilde ilgili kurumlarla irtibatı sağlamak konusunda destek oldular” dedi.

‘YAPTIĞIMIZ AŞI SAYISI 20 BİNİN ÜZERİNDE’
Çolular, “Vefa Sosyal Destek Grubu’na 0262 413 52 33 ve 0262 412 27 04, Covid iletişim hattına ise 0262 550 50 85 ve 0262 550 50 86 numaralı telefonlardan ulaşabilirler. Bu konuda muhtarlarımız da çok ciddi katkılar sağladı. 65 ile 80 yaş arasındaki bütün bireylerin bütün bilgilerini, valilik makamından alarak gönderdik. Bu kişilere telefon yoluyla ulaştık. Muhtarlarımız, bu kişilerin bir kısmını tanıyor. Onlarla irtibat kurarak aşı olmak istiyorlarsa ya randevu alarak ya da gidemeyecek durumdaysa evde sağlık hizmetlerine ulaşarak destek oldular. Şu ana kadar Gölcük ilçemizde aşı olan kişi sayısı 16 bini geçti. Yaptığımız aşı sayısı da 20 binin üzerinde. Bir kısımda ikinci doz aşılara geçtik. Bunlarda bizim düzenimiz şu şekilde: 85 yaş üstü vatandaşlarımızda aşıları bu kişilerin evlerinde yapıyorduk. Yine ikinci dozlarda da randevu talebinde bulunmadan o kişilerle irtibata geçiyor ve evlerine giderek aşıyı yapıyoruz. En başta reddeden fakat kaygıları azalan vatandaşlarımız, aşı olabiliyor. Onların hakları bitmedi. Fikirlerini değiştirip aşı olmak isterlerse ilgili numaralardan ulaşarak aşı ile ilgili randevu alabilirler. MHRS ve 182’den de randevu alınabilir” dedi.

‘AŞI OLAN KİŞİLER, ÇEVRESİNİ DE KORUYOR’
Çolular, açıklamasına devam ederek “Aşının koruyuculuk oranı hakkında, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı faz 3 çalışmalarında aşının yüzde 83 üzerinde bir koruyuculuk oranı olduğunu görüyoruz. Bu gayet iyi bir oran. Bizim özellikle Covid-19 hastalığının yanında, birçok enfeksiyon hastalığında korkumuz, yaygın bulaşın olduğu durumlarda hastaneye yatış ve ölüm oranları ile ilgili. Aşının bir diğer katkısı da gördüğümüz kadarıyla yüzde 100 oranında hastaneye yatışı ve yoğun bakım yatışını, dolayısıyla ölüm ve çoklu organ yetmezliğine götürecek durumları minimize etti, hatta yüzde 100 başarı oranı sağladığı yönünde bilimsel çalışmalar var. Dolayısıyla bu faktörler ışığında vatandaşlarımızı aşı olma konusunda cesaretlendirmek istiyoruz. Şöyle düşünmek lazım. Aşı olan kişi sadece kendisini değil çevresini de koruyor. Burada bir salgın zinciri var ve bu zincir içerisinde ne kadar çok kişiyi aşılarsak hem o bireyi hem de birey aşılanmadığı zaman hastalandığını varsayarsak diğer kişilere de bulaştıracak. Bunu da engellemiş olacağız. Dolayısıyla bu salgın zincirini de korumuş oluyoruz. Bu sebeplerden dolayı vatandaşlarımız, aşı ile ilgili konularda müsterih olsunlar. Kendi düşünce yapısından geçirerek, araştırarak kafalarındaki soru işaretlerini gidererek aşıyı olabilirler” dedi.

‘VATANDAŞLARIMIZ, ÖNYARGILARINI KIRABİLİR’
Sözlerine devam eden Çolular, “Bu şekilde bir önerimiz olabilir. Aşıya bağlı yan etkiler konusunda kaygılar da var. Aşıya bağlı ciddi bir komplikasyon, kendi ilçemizde görmedik. Diğer illerden konuştuğumuz kadarıyla çok ciddi komplikasyon sayısı olan kişi sayısı çok az. Herhangi bir ilaç alırken veya herhangi bir gıda tüketirken bile meydana gelebilecek oranlar görebiliyoruz. Bizim en çok gördüğümüz yan etkiler genelde bölgesel. Aşıyı genelde sol kola yapıyoruz. O bölgede lokal kızarıklık, kas ağrısı, bazı durumlarda kaşıntı olabilir. Bu etkileri bekliyoruz. Bunun dışında bazen kas ve eklem ağrısı, onun yanında hafif kırgınlıkla ateş gibi etkiler de olabilir ki bunlar beklenen yan etkiler. Bunların dışında bizim korktuğumuz durumlar ciddi nefes darlığı, ciddi kaşıntı, vücutta yaygın döküntü gibi durumlardır. Bunu özellikle vurgulamak lazım: Kendi ilçemizde bu tür bir vakaya rastlamadık. Çok sıkıntılı olan bir aşı olmadığını da gösteriyor. Dolayısıyla bu konuda vatandaşlarımız, önyargılı ise bunu kırabilir. Bazı kişilerin alerjik öyküleri olabilir. Hem ailesel hem de doğuştan gelen bazı alerjik hikayeler vardır. Herhangi bir ilaç veya gıdada çok ciddi kaşıntı, döküntü gibi şikayetler olabilir. Bu gibi bireyleri evde aşılamadan ziyade hastanede aşı olmasını tavsiye ediyoruz. Ciddi bir komplikasyon olduğu zaman hastane ortamında kişiye müdahale şansı çok daha iyi oluyor” dedi.

‘UÇ BİR NOKTADA OLDUĞUMUZU GÖRÜYORUZ’
Kontrollü normalleşme sürecine değinen Müdür Çolular, “Sağlık Bakanlığı, ülkemizi dört gruba ayırdı: Düşük, orta, yüksek ve çok yüksek risk olmak üzere dört grup oldu. Yüz bin vaka sayısına göre ayırdıktan sonra bölgenin risk haritasını belirlemek ve yasak konusunda durumu belirlemek için böyle bir uygulamaya gittiler. Bizim ilimiz turuncu kategoride. Ancak son açıklanan verilerde uç bir noktada olduğumuzu görüyoruz. Yüz binde 99,18. Bu çok kritik bir eşikken 102.25 olduk. Kırmızı kategoriye geçtik. Turuncu ile kırmızı kategoriler arasındaki fark da kafe ve restoranların açılıp açılmamasıdır. Dolayısıyla bu konuda çok dikkatli olmamız lazım. Vaka sayımız çok kritik olduğundan dolayı sürecin başından beri vurguladığımız maske, mesafe ve temizlik gibi hususlara dikkat etmek, aynı zamanda kümeleşmeden, toplu organizasyonlardan kaçınmak gerekir. Restoranlar açıldı. Buralarda yüzde 50 kapasite sınırı var. Burada temel kriter, masa ve sandalyeler arasındaki mesafe, mümkünse çapraz oturma, kişiler arasında direkt sosyal mesafe sınırlarında olacak şekilde boşluk bırakmak gerekli. Restoranlarda bir şey tüketirken riski bu şekilde minimize etmiş oluruz. Ama aksi takdirde toplu organizasyonlar, toplu etkinlikler yapılırsa, buralardaki kişiler mesafe ve kurallara dikkat etmezse bulaş açısından risk oluşturacaktır. Çünkü bazen şunlar olabilmekte: Restoranlar kurallara ne kadar uyarsa uysun bazı vatandaşlarımız toplu bir şekilde yemek yemek isteyebilir. Restoran sahipleri, oradaki kişileri uyarmalı. Yüz binde 100 vakanın üzerine çıktık. Restoran ve kafeler tekrar kapanacaktır” dedi.

‘İZOLASYONA DİKKAT ETMELİYİZ’
Çolular, “Biz şöyle bir uygulamaya gittik: Eğer bir binada bir tane bile pozitif vaka varsa o binanın kapısına ziyaret kısıtlaması yazısı asıyoruz. Bu da şu anlama geliyor: Apartmanda pozitif vakanın olduğu kişi ve temaslıları karantinada ve dışarı çıkmaları yasak. Bu kişiler ihtiyaçlarını vefa sosyal destek gruplarından talep ederek yerine getirebiliyor. Ancak şöyle bir farkındalık olması ve ziyaretleri engellemek için uyarı yazılarını asıyoruz. Apartman sakinleri dışında binaya ziyaret kısıtlaması oluyor. Bunun dışında, ilçemizdeki karantinalar devam ediyor. Herhangi bir kümelenme görülürse veya aile apartmanı ise o binada karantina uygulamasına gidiyoruz. Normalde izolasyon süresi 10 gün. Bu süreye dikkat ederek o binada karantina uygulaması gerçekleştiriyoruz. Bir de şöyle bir riskimiz var: İlçemizde Karadeniz bölgesine bağlı nüfus fazla. Açıklanan vaka analizinde, Karadeniz Bölgesi’ndeki çoğu ilimiz kırmızı kategoride. Özellikle Karadeniz bölgesindeki illerden sirkülasyonun olabileceği illerden biri de Kocaeli ve Gölcük ilçesidir. Dolayısıyla oradan buraya seyahat eden vatandaşlarımızın da Covid-19 konusunda hassas davranmaları ve dikkatli olmaları gerekir. Maske konusuna çok ciddi bir şekilde dikkat etmeleri gerekiyor. Karadeniz’den buraya geliyorsa ve aktif olarak bir iş yapmıyorsa, mümkünse kendisini birkaç gün evinde izolasyona almasını tavsiye ediyoruz. Bu dönem zarfında korna virüsüyle alakalı olabilecek bulgular gelişebilirse, en yakındaki sağlık kuruluşuna gitmesi ve numune vermesini tavsiye ediyoruz. Vatandaşlarımızın hassas davranması gerekiyor” dedi.