DAMAR TIKANIKLIĞINDA GİRİŞİM NE ZAMAN GEREKLİDİR?
60 yaşın üzerinde görülme sıklığı yüzde 5-10 aralığında iken, 80 yaş üzerinde yüzde 25’lere kadar çıkabilir. Tanıdığınız her 4-5 yaşlıdan birinde bacak damarlarında tıkanıklık olabileceğini söyleyen Liv Hospital Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy “Bacak damarlarında tıkanıklık olan bir hastanın en fazla endişe duyduğu konu, bacağını kaybetmektir. Uygun tedavi alındığı takdirde bacak damarı tıkalı olanların bir yıl içinde durumunun kötüleşme riski yüzde 25’tir. Bu hastaların büyük bir kısmında ilaçlar işe yarar ve herhangi bir girişime gerek kalmaz. Ancak yüzde 5 hastada bacağı kurtarmak için bir ameliyata veya balon anjiyoplastiye gerek duyulur. Bu hastaların yüzde 60-80’i de bu girişimler ile bacağını kaybetmemiş olur. Özetle, uygun tedavi yapıldığı takdirde periferik arter hastalığı grubunda yılık olarak bacağı kaybetme oranı yüzde 1-2’dir. Risk bu denli düşük olduğu için her tıkalı damarın açılması gerekli değildir” diyor.
Girişimin mutlak gerekli olduğu haller
Bacak damarları tıkalı olduğu zaman girişimin mutlak gerekli olduğu iki önemli durum vardır. Bunlardan birincisi hastanın kanın kaslara az gelmesine bağlı istirahat ağrısının olması, ikincisi ise ayakta iyileşmeyen yara veya gangrenlerin gelişmesidir. Bu ikinci durum özellikle diyabetli hastalarda daha sıktır. Bu iki durumda ameliyat veya anjiyoplasti (balon ve/veya stent ile damar genişletme) ile bacağa yeterli kan akışı sağlanmadığı takdirde bacak kaybedilebilir. Hastanın eğer yürüme mesafesi kısalmaya başladıysa da doktor ile görüşüp, tartıştıktan sonra girişim kararı verilebilir. Özellikle hastanın yürüme mesafesi 100 metrenin altına düştü ise girişim ön plana çıkar. Bunların dışında hastanın yürüme mesafesi 100 metrenin üzerinde ise veya hastada bacak damarı tıkanıklığı tamamen tesadüf olarak bulundu ise ve hiçbir şikayete neden olmuyorsa girişim önerilmemelidir. Periferik arter hastalığında uygun tedavi genel sağlık açısından daha önemlidir. Bacağı kaybetme riski çok düşük olsa bile kalp krizi ve felç oranları oldukça yüksektir. Bu nedenle uygun tedavi ve tedaviye uyum azami önem taşır.