19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Bu tarih, tarih sahnesinden silindi gözüyle bakılan bir ulusun yeniden doğuşudur. Bu nedenle ulusumuz için yaşamsal önemi olan bir tarihtir.

Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri, Anadolu’yu parçalayıp yok etme harekâtını başlattıkları günlerde, bu ulusun değerli evladı Mustafa Kemal Atatürk, ulusumuzun kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkar bir avuç arkadaşıyla. Bandırma Vapuru, onu 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarır. İşte Samsun’a bu çıkış, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başladığı büyük adımdır. Bu büyük adımla, ulus düşmandan temizlenecek, TBMM açılacak; büyük bir savaşın ardından Cumhuriyet kurulacak, devrimler yapılacak ve Türkiye Cumhuriyeti uygar dünya içindeki onurlu yerini alacaktır.

19 Mayıs’ın bu değeri, Cumhuriyet’in ilk yıllarında anlaşılmış; yıldönümleri, önce “Atatürk Günü” olarak kutlanmış; daha sonra bu anlamlı gün, “Gençliğe armağan edilerek (1938) “Gençlik ve Spor Bayramı” olmuştur. 12 Eylül darbesi sonrasında “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adıyla kutlama sürmüş; bu iktidar döneminde ise gençliğe güvensizliğin bir sonucu olarak kitlesel kutlamalar kaldırılmış, simgesel çelenk-çiçek bırakmalarla anlamından uzaklaştırılmıştır.

Atatürk, 19 Mayıs’ı gençliğe armağan ederken, gençliğin en duyarlı, en dinamik güç olduğunu görüyor ve bu gücün, bağımsızlık ile Cumhuriyet’in en kararlı koruyucusu olduğunu biliyordu. 23 Nisan kutlamaları çocukların elinden nasıl alındıysa, ulusun geleceği olan gençlik de Ata’sının çok değerli armağanından yoksun bırakılıyordu.

CHP iktidarımızda, çocuklarımıza 23 Nisan’ı; gençliğimize Atatürk’ün “Doğum günüm” diye nitelediği 19 Mayıs Bayramı’nı kazandıracağımıza söz verirken, tüm ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten duygularla kutluyorum.

  Ecz. Turan DUMLU

(HABER-REKLAM)