DÜNYANIN EN BÜYÜK ANTİK TİYATROSU BU KENTİN ALTINDA
(İHA) - Anadolu'da, İstanbul dışında Roma İmparatorluğu'na 45 yıl başkentlik yapan tek şehir olma özelliği taşıyan İzmit (Nikomedya), hem antik dönemde hem de Osmanlı döneminde fabrikasyon üretim yapılan önemli şehirlerden birisi. Bir yanda çeşitli doğal afetler, diğer yanda hızlı ve çarpık kentleşmeyle tahrip edilen İzmit, toprak altında binlerce tarihi eseri barındırıyor. Roma’nın en önemli stratejik bölgelerinden biri olan ve antik kentin, modern kentin altında gömülü kaldığı İzmit’te, arkeolojik verilere göre Dünya'nın denize bakan en büyük antik tiyatrosu yer alıyor. İzmit ilçesine bağlı Orhan Mahallesinde bulunduğu ve binaların altında kaldığı düşünülen tiyatro, gün yüzüne çıkarılacağı günü bekliyor.
"Kent; saraylar, hipodrom, tiyatrolar inşa edilerek muhteşem bir hale geliyor"
İzmit’in tarihini anlatan Art Nicomedia Derneği Başkanı Akın Ülkü Sevinç, "Kocaeli’deki ilk yerleşik hayat, Başiskele bölgesinde M.Ö. 8. yüzyılda başlamış. İlk yerleşik hayat, Trakya’dan buraya göç eden Meganalı göçmenlerin kurduğu bir koloni olarak antik kaynaklarda geçiyor. Başiskele bölgesinde kent yavaş yavaş büyüyor. Kral 1. İnokomanes’in tanrılara ithaf ettiği bir törende bir kartal, kurban edilen sunağa yaklaşan yılanı kapıp Başiskele’nin karşısına, yani İzmit’e getiriyor. Bunu tanrılardan gelen bir işaret olduğunu düşünen Nikomades, Nikomedya kentini inşa etmeye başlıyor. Daha sonra kent yavaş yavaş büyüyor ve mimari açıdan görkemli bir kent haline geliyor. M.S. 284 yılında Roma İmparatoru Diocletianus Nikomedya’yı Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan ediyor. Roma İmparatorluğu yaklaşık 46 sene bu şehirden yönetiliyor. Kent; saraylar, hipodrom, tiyatrolar inşa edilerek muhteşem bir hale geliyor" dedi.
"Dünya'nın en büyük tiyatrosu yatıyor"
Nikomedya’nın güçlü bir tarihe sahip olduğuna dikkat çeken Sevinç, sözlerine şöyle devam etti:
"M.S. 330 yılında da İmparator Konstantin İstanbul’u başkent seçtikten sonra Nikomedya’da ’duraklama dönemi’ diyebileceğimiz bir dönem başlıyor. Stratejik konumu sebebiyle donanma her zaman burada kalıyor. Darphane de burada bulunuyor. SEKA alanında Diocletianus Sarayı dediğimiz muhteşem bir imparatorluk sarayı var. Orhan Camii’nin hemen altında da arkeolojik verilere göre, Dünya’nın en büyük tiyatrosu yatıyor. 14. Akçakoca Bey tarafından bu bölge fethedildikten sonra kent Osmanlı Devleti’nin himayesine geçiyor. Bahsettiğimiz Orhan Cami de bu fethin sembollerinden bir camidir. Her cuma namazında imam hutbeye fetih kılıcı ile çıkıp hutbe okur. Osmanlı himayesi altında normal bir Anadolu kenti halini alıyor. Tarih boyunca stratejik konumu sayesinde önemli bir yere sahip oluyor. İzmit’ten geçmeden Avrupa’ya ulaşamazsınız. 28 Haziran 1921’de işgalden kurtulan bu kent, bir Cumhuriyet kenti olarak günümüze geliyor"
"İstanbul normal bir taşrayken Nikomedya başkentmiş"
Nikomedya’nın tarihinin günümüzde pek bilinmediğini, kentin İstanbul’un gölgesinde kaldığına dikkat çeken Akın Ülkü Sevinç, "Biz İzmit’in, İstanbul’un büyük ağabeyi olduğunu söyleriz. İstanbul normal bir taşrayken Nikomedya başkentmiş. Görsel olarak çok fazla veri olmamasına rağmen seyahatnamelerden anlayabiliyoruz. Birçok seyahatnamede Nikomedya’nın ihtişamından bahsedilir. Göz ile görünür birçok tarihi yapı olması gerekirken şehircilik ve sanayileşmeden dolayı tarihi yer ve eser yok. Gültepe Nekropolü şu an bir enkaz halinde ve ayağa kaldırılması gerekiyor. Zamanında kenti çevreleyen iç kale ve dış kale surlarının bazı kalıntıları hala meydanda. Yeni Turhan durağının hemen yanında anıtsal su çeşmesi olması gerekiyor ama görünürde yok. Kentin neresini kazarsanız kazın tarih çıkacaktır. Kentin görsel açıdan tarihsel öneminin artması için arkeolojik araştırmalar ve yüzey araştırmaları yapılması gerekiyor. Zaman içinde İzmit, eski adıyla Nikomedya’nın her alanda hak ettiği yere geleceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.