GRİP VE SOĞUK ALGINLIĞI
Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Doktor Elif Köse Temelli ile ani mevsim değişikliği ile ortaya çıkan “Soğuk Algınlığı ve Grip” hakkında bilgi aldık.
Soğuk Algınlığı (grip) Hakkında Kısa Bilgi verir misiniz?
Uz. Dr. Elif Köse Soğuk algınlığı, burun akıntısı, boğaz da kaşınma hissi ile başlayan virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hafif belirtilerle 5-7 gün içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, çocuklarda okullarından geri kalmaya, erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Çocuklarda erişkinlerde daha çok görülür. Çocuklarda sık olasının nedeni, kreşlerde, okullarda sık temas halinde olunmasından kaynaklanır. Çocuklar böyle toplu yerlerde sürekli virüsü birbirlerine bulaştırırlar. Soğuk algınlığına neden olan 200 den fazla virüs saptanmıştır. Bunların içinde en sık görülen “Rhinovirüs’tür.” Bu tip virüsler yılın soğuk ve yağışın az olduğu dönemlerde daha kolay yayılırlar. Mevsimsel özelliklerin haricinde bireysel faktörlerde soğuk algınlığına yakalanma riskini arttırır. Bunların dışında yetersiz beslenme, sigara kullanılması, bademcik ve geniz eti problemleri, stres gibi faktörlerde hastalığa yakalanma riskini arttırır.
Nasıl bulaşır?
Köse :Genellikle hasta kişilerin tükürükleri, burun akıntıları, hapşırıkları yoluyla kolayca bulaşır. Bu nedenle kapalı ve kalabalık ortamlarda hasta kişide sağlam kişilere kolayca bulaşır. Ayrıca virüs deride ve herkesin temas ettiği dış ortamlarda (telefon, kapı kolu, toplu taşıma araçları ..gibi) 2-3 saat canlı kalabilmektedir. Bu yerlerde temasta bulunan kişiler, kendi elleri ile burun, göz mukozalarına temas edince de bulaşma olur.
Belirtileri nelerdir?
Köse: Enfeksiyon genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. İlk belirtileri burun akıntısıdır. Bunu dışında burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, öksürük, halsizlik ve kırgınlık görülebilir. Çoğunlukla hastalık ayaktan atlatılabilir.
Grip nedir?
-Uz. Dr. Elif hanım: “İnfulanza” virüsünün solunum yoluyla insan vücuduna girmesiyle oluşan ve salgınlara yol açan bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre grip her yıl dünya nüfusunun 5’ini etkiliyor. Özellikle ileri yaştakiler, çocuklar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanan kişilerde ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Grip; soğuk algınlığından farklı olarak, aniden 39-40ºC’ye kadar çıkan yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla insanı yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebiliyor. Bu hastalık tablosunda bazen bulantı ve kusma görülebiliyor. Kuru öksürüğe balgam eklendiğinde zatürre riskini arttırabiliyor.
Bulaşma aynı soğuk algınlığında olduğu gibi, hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla kolaylıkla bulaşabilir. Virüs bulaşmış ellerle kapı kolu, merdiven korkuluğu, telefon ahizesi gibi nesnelerle temas yoluyla bulaşabiliyor. Hasta kişilerden çevreye saçılan virüslerin havada asılı kalabilme yeteneğine bağlı bulaşıcılığı da artmaktadır. Hasta kişinin kapalı ortamda bulunmasıyla o ortamdaki kişilere virüsün bulaşma olasılığı artmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı grip; ev, iş yeri, okul, kreş ve toplu taşıma araçları gibi kapalı mekânlarda çok kolay bulaşır.
Gribe karşı nasıl önlemler almalıyız?
Köse: Dışarıdan geldiğimizde ellerimizi çok iyi yıkamalıyız. Mümkün oldukça hasta kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız. Hapşırırken veya öksürürken elimiz ile burnumuzu ve ağzımızı kapatmalıyız. Kış aylarında bol sıvı almaya ve beslenmeye önem göstermeliyiz. Sigara içmemeliyiz ve kaloriferli evlerde evin nem oranının normal sınırlarda olmasına dikkat etmeliyiz. Küçük çocuklar, yaşlılar, şeker hastalığı olanlar, kanserli hastalar ve sistemik hastalığı olanlar grip olduğunda mutlaka doktora başvurmalıdır.
Nasıl tedavi edilmelidir?
Köse: İstirahat edilmeli, bol sıvı alınmalı, tuzlu su ile burun lavajı ve boğaz gargarası yapılabilir. Beslenmeye dikkat edilmeli ve ilaç tedavisinin bir hekim tarafından düzenlenmesi gerekmektedir.
Grip Aşısı Nedir ve Ne zaman Yapılmalıdır?
Köse: İnaktive edilmiş (cansızlaştırılmış) İnfulanza virüsünden yapılır.
Aşı uygulandıktan sonra bağışıklık sistemi aşıdaki inaktif virüse karşı antikorlar (bağışıklık)oluşturuyor. Daha sonra aktif virüsle karşılaşıldığında önceden oluşmuş antikorlar enfeksiyon oluşumunu ve hastalığın ağır geçmesini önler. Grip aşısının etkisinin ortaya çıkması için 2-3 haftalık bir süreye ihtiyaç duyulur. Aşının yapılması için en uygun zaman Eylül ve Ekim aylarıdır. Eğer bu aylar için de aşı yaptıramamış, grip hastalığı da geçirmemiş ve risk grubunda olan hastalar bahar aylarına kadar aşı yaptırabilir. Ayrıca 38 ˚C üstünde ateşi olan hasta kişilerde, aşı uygulaması ateş düştükten sonra yapılmalıdır.
-65 yaş ve üstündeki kişiler(özellikle huzur ve bakım evinde olanlar )
-Kronik hastalığı olanlar, akciğer, karaciğer ve böbrek hastaları; romatizma hastaları, diyabet hataları ve endokrin sisteme ait hastalıkları olanlar
-bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler; Kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar
-6 aydan büyük çocuklar
Uzun süreli kan sulandırıcı alan çocuklar ve gençler
Hamileler(ilk üç aydan itibaren) ve emziren annelerin aşı olmaları tavsiye edilmektedir.
Grip aşısı tek doz yeterlidir. 8 yaşından küçük çocuklarda ise aradan en az 4 hafta geçtikten sonra ikinci doz aşılama yapılması gerekmektedir. Grip aşısının her yıl yeniden yenilenmesi gerekiyor. Bunun sebebi virüsün her yıl kendini değiştirdikleri için, bir önceki yılın aşısının sonraki yıla koruyuculuğunu yitirmesidir. Genellikle 2-3 hafta da sonra etkili olan aşının koruyuculuğu 6-12 ay sürmektedir. Aşının içinde bulunan antijenler virüsle ne kadar uyumluysa, koruma da o kadar iyi sağlanır. Aşı yapıldıktan sonra enjeksiyon yerinde ender görülse de; kızarıklık, şişlik, morarma, ateş, kırıklık, titreme, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, kas ve eklem ağrıları gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler de 1-2 gün içinde geçer. Grip aşısı için doktorunuza danışın.