Sessiz Çığlık Eyleminde konuşma yapan Eski Dz. Ana Üs Komutanı Emekli Tümamiral Ali Sadi Ünsal “Türkiye’nin hukuk tarihinin kapkara lekesi ve ayıplarından olan İstanbul Casusluk Kumpası davasında dün Anayasa Mahkemesi sanıkların hakların ihlal edildiğine oybirliği ile karar vermiştir. Bu karar ile tutuklu 5 arkadaşımız tahliye olacaklar ve 43 arkadaşımız hakkındaki yakalama kararları kaldırılarak tüm sanıkların yeniden yargılanma kararları kaldırılarak tüm sanıkların yeniden yargılanması süreci başlayacaktır. Gecikmiş olmakla birlikte bu kararı oybirliği ile alan anayasa mahkememize teşekkür eder kısa bir süre içerisinde tahliye olacak şerefli ve tertemiz askerler Necmi Yıldırım, Tamer Çetin, Adnan Yılmaz, Alpay Aksu ve memur kardeşlerimiz Hatice Şenay Sarıgöl’ün özgürlüklerini şimdiden kutlarız. Şimdi sıra Zirve yayınevi kumpasındadır" dedi.
"SIRA ZİRVE YAYINEVİ'NDE"
Zirve Yayınevi soruşturmas hakkında bilgi veren Ünsal "Bu kumpas nedeniyle iki subay arkadaşımız hala tutukludur. Zirve Yayın Evi kumpası nedir? 5 kişi Malatya Zirve Yayınevi’nde 3 Hıristiyan vatandaşımızı boğazlarını keserek öldürür. Sonra ne olur. Ev hapsinde elektronik kelepçe ile takip edilecek şekilde tahliye olurlar. Nedeni de şudur. 7 yıldır tutukluydular. Azami tutuklu süresi 5 yıla inmişti Kanuni gereği tahliye edilmeleri zorunludur. Oysa sorulması gereken şuydu? Neden 7 yıldır haklarında bir türlü hüküm verilmedi? Sonra ne olup diğer kumpas davalarında olduğu gibi senaryo hazırdır. Amaç masum ve tertemiz askerleri zirve yayınevi cinayetleri ile ilişkilendirerek hayali senaryolar ile Ergenekon kumpası kapsamına aldırtmaktır. Ve düğmeye basılır. Son 25 yılda 4 defa din değiştirmiş papazlık ve misyonerlik yapmış, lise mezunu tarihi eser kaçakçılığına karışmış bir tetikçi ortaya çıkar ve ifadeler verir sonra da isimsiz 20 ihbar mektubu gönderilir. Kumpas davalarının basın ayağı çığlık çığlığa yayınlarla kamuoyu algısını yönlendirmeye başlarlar. Sözde gazeteci birisi hemen bir kitap yazar ve piyasaya sunar. Tetikçi tanığın ifadelerine göre Genelkurmay’a bağlı hayali bir örgüt üretilir. Hayali kartlar sisteme geçirilir ki sonra günün birinde adli tıp kurumu o kimlik belgesinde sahte olduğuna karar verecektir. işte böylesine bir kurguda insanların boğazını kesenler evlerinde iken pırıl pırıl 2 subayımız hala tutukludur. Sayın AYM Başkanı ve üyeleri; Bu utanca, bu ayıba da gecikmeksizin son verir. Zirve Yayın Evi kumpası mağdurları masum, şerefli ve namuslu askerler Mehmet Ülger ve Haydar Yeşil’in cezaevlerinde daha fazla zulüm çekmelerine izin vermeyiz. Değerli dostlar gelinen aşamada bugün bir kez daha gördük ki maalesef askeri yargı cephesinde ve bir ilerleme sağlanamıyor. Kumpas davalarının TSK’daki sorumlularını ve tetikçilerini ortaya çıkartması gereken askeri yargı sistemimiz bugüne kadar kendi alanında ne yazık ki somut hukuki bir adım atamadı. Örneğin askeri planlarımızın bir kısmı maaşlı kimi alçaklar tarafından pazarlandı. Kumpas davalarının dosyaları bu hainliğin belgeleri ile doludur ve o hainlere hala dokunulamıyor. Donanma Komutanlığın EMASYA Planı çalınıyor, Askeri Savcı KYO kararı veriyor. Donanma Komutanı adeta ‘Karargahımın Güvenliği kalmadı, sorumlularını bulun’ diye 3 defa soruşturma emri veriyor. Askeri Savcı KYO kararı veriyor ve o savcı şimdi emekli ve bir üniversitede hukuk dersi veriyor. Donanma Komutanlığında bulunan ve yüzlerce seçkin denizcinin kumpas davalarına tavsiye edilmesine neden olan 5 numaralı HD üzerindeki parmak izinin sahibi 4 yıldır tespit edilmiyor" dedi.