Gerçekleştirilen konferansa, ADD Gölcük Şubesi Başkanı İsmet Bucak, Kadın Komisyonu Başkanı Ayşe Çelik, CHP Belediye Meclis Üyesi Pınar Naak, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Semra Türken, Yönetimi ve ADD üyeleri katıldı.
HERKES KENDİ SINIRLARINI BİLMELİ
Konferansta ülke gündemi hakkında sunum gerçekleştirilen Eski Baro Başkanı Tamer Solakoğlu, “ADD Gölcük Şubesinin değerli üyeleri, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Böyle önemli bir haftada sizlerle beraber olmaktan mutluluk duyuyorum. Bende başkanımızın söylediği gibi devrim şehitlerimizi saygı ve sevgiyle anıyorum. Konumuz demokrasi. Demokrasi olabilmesi için ülkemizde kuvvetler ayrılığı ilkesinin benimsenmesi, herkesin kendi sınırlarını iyi bilmesi gerekir. Biliyorsunuz ki ülkemizde yasama, yürütme ve yargı ayrılıkları vardır. Dünya siyasi tarihine baktığımızda yürütme gücü kötüye kullanılmıştır. Nedeni de yürütmenin keyfi kullanıma açık olmasıdır. Bütün siyasi iktidarlar aslında denetlenmekten kaçmak için yargıyı kendi yanlarında görmeyi istemişlerdir. Son zamanlarda yargı bağımsızlığına olan ihlal tavan yapmıştır. İnanın yargıda her gün ihlal gerçekleşmektedir" dedi.
YARGI YÜRÜTMEYE BAĞLANDI
Yargı konusunda yapılan kararların suç olduğunu belirten Solakoğlu "Özellikle son 2 yıldan beri yaşadığımız olaylara baktığımızda yargımız bağımsız olmadığını görüyoruz. Yargı bağımsızlığı şunun için önemlidir. Eğer adalet ülkenin temelini oluşturuyorsa yargının bağımsız olması gerekir. Yargı ile vatandaşların hakkı korunuyor. Biliyorsunuz ki HSYK var. 2010 yılı referandumuna kadar kabul edilebilir bir yapı değildi. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Yeni oluşturulan HSYK’nın yapısındaki yanlışlıklar devam etmektedir. Ülkemizde uzun süre ceza evlerinde kalmak zorunda bırakıldıkları davaları gördü bu ülke. İnsanların masumiyet karinesine bakılmamıştır. Hukuksuzluklar ön plana çıkmıştır. Bu insanlar çeşitli medya organları tarafından suçlu ilan edildiler. Yargı süreçler başladı. Sanıkların hiçbir talepleri yerine getirilmedi. Bütün bunlar geldi. Ta ki 17 – 25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonlarına kadar bu hukuksuzluklar geldi. Hükümet bu süreçte çok sert bir biçimde yargıya müdahale ettiler. Adli kolluk görevlerini değiştirdiler. Bunlarla da yetinmediler, HSYK değişikliğine gittiler. Daha öncesinde HSYK’dan şikayetleri yoktu ama bu operasyonların ardından HSYK’nın yapısını değiştirdi. Yapı değiştirilirken HSYK alanında olumlu bir değişiklik olmadı. Yine Adalet bakanı ve müsteşar yapının içerisinde kaldı. Yani yargı direk yürütmeye bağlandı. Bu sistemde yargının bağımsızlığından söz etmemiz mümkün değildir. Bir ülkede yargıyla oynadığınız zaman insanların o ülkenin adaletine olan güveninde sarsılma olur" dedi.