AYTAÇ''EŞİT ŞARTLARDA SEÇİM OLMADI''
Aytaç “ Seçime girme hakkı elde eden partiler eşit şartlarda seçime girmeliydi. Halk doğru bilgilendirilmeli, milli irade sandığa sağlıklı yansımalıydı. Adalet de bunu gerektirirdi. Fakat ne hikmetse TV’ler hükümeti kuramayan partilere çalıştı. TV’lerin 4 partiyi öncelemesinin sebebi neydi? Birbirleriyle anlaşıp uzlaşamaması mı? Halkın vergileriyle ayakta duran TRT’nin görevi 4 partiyi allayıp pullayarak halka şirin göstermek midir? Diğer Televizyonlara örnek olması gereken devlet televizyonları bu adaletsizliği nasıl yapar? Bunun hesabını soracak bir mercii yok mudur? Tevizyonlara haksızlığı örtme aracı mı ?
KİM KAZANDI
Aytaç “Ülkemizde 1 KASIM tarihinde yapılan seçimleri kim kazanmıştır? Modern cahiliyenin itibar ettiği ölçme ve değerlendirme ölçülerine göre, % 49,5 oy alan ve 317 Milletvekilliği elde eden AKP kazanmıştır. CHP, MHP, HDP belli oranlarda oy alarak meclise girmeye hak kazanmıştır. Bu partiler, zan ehli nazarında kazanmış sayılıyorlar. Bu partilerin ortak özelliği, Hak’kı üstün tutan MİLLİ GÖRÜŞ siyasetini değil, kuvveti üstün tutan işbirlilçi siyaseti benimsemiş olmalarıdır. 1 Kasım seçimlerinde hakkı üstün tutan Milli Görüş siyasetini temsil eden Saadet Partisi % 0.7 oy alarak meclis dışı kalmıştır. Bu seçimi kim kazanmıştır? Elbette ki Mataryalist görüşe göre AKP kazanmıştır. Bu seçimi, Faizci Kapitalist Köle Nizamı kazanmıştır. Bu seçimi, ebedi Saadetlerini kaybetme pahasına, dünyasını ahiretine tercih edenler kazanmıştır. Bunlar, gerçekten bu seçimi kazanmışlar mıdır? Onlara sorarsan, seçimi biz kazandık diyorlar. Diyorlar da, ne kazandıklarını anlatmakta zorlanıyorlar. KUR’AN ve SÜNNET ölçeğinde mesele ele alındığında bu seçimi gerçekte onlar kaybetmişlerdir. Ölçüsü HAK olmayanlara bu gerçeği anlatmak zordur. Onların bu gerçeği anlamaları zor da olsa onlar bu seçimi kaybetmişlerdir. Bu seçimi onlar kazanmadıysa kim kazanmıştır? Bu seçimi SAADET kadroları ve kınayanın kınamasına aldırmadan SAADET PARTİSİ’NE oy verenler kazanmıştır. Çünkü onlar, “İSLAMSIZ SAADET OLMAZ” duruşuna taraf olmuşlardır” dedi.
MİLLİ GÖRÜŞ ŞAHLANMALI
Aytaç “Milli Görüş’ün yeniden şahlanması mecburidir. Ülkede milli politikalar uygulanmazsa halimiz ne olur? Farkında mısınız? Biyogüvenlik Kurulu, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği’nin başvurusu üzerine genetiği değiştirilmiş 6 mısır, 2 soya çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanımına izin verdi. Kurul, 8 GDO’lu ürünlerin hayvan yemlerinde kullanımına yönelik ithalat yapılabilmesini onayladı. Kurul’un konuya ilişkin kararları Resmi Gazete’de yayımlandı Verilen bu izin bile Milli Görüş politikalarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Kendi halkına GDO’lu yemle beslenen tavuk yedirenler ne kadar milli olabilir? Tavuk yemi olarak ülkemize sokulan GDO’lu mısır ve soyalar soframıza gelmeyeceğinin garantisi var mı? Sormaz mısınız? Neden ülkemizde yeterince mısır ve soya üretilmiyor? Topraklarımız mı yetersiz, ziraat mühendisimiz mi? Bu konuyu “şekerde oynanan oyun” altında ele alacağım. Türkiye batının pazarı haline gelmiştir. Bu durum “Sen üretme biz sana satarız” olayına dönmüştür. Bundan dolayı tarım bitmiş, sanayi gerilemiş, üretimden çok tüketime yönelinmiştir. Hayvanların otlayacağı meralar, inşaat yapılmasına izin çıktığı bir ülkede, milli değerlerden nasıl bahsedeceğiz. Tarım yapmazsak, hayvan yetiştirmezsek, yiyeceğimizi başkaları kontrol etmiş olmaz mı? Nuri Pakdil’in dediği gibi; “kutsal inadı olanlar gerekli/ Bir kalbi daha olanlar gerekli” dizelerinde ifade ettiği kutsal inadımızı kaybettik. Yollarımız, köprülerimiz, AVM’lerimiz var. Fakat nedense 13 yıldır bir türlü oluşturamadığımız uluslararası bir markamız yok? Sen! Sen! O kullandığın, elindeki akıllı telefon Kore malı mı? O araba İran malı mı? Her ne kadar yediklerimiz hibrit de olsa, köprülerimiz Japon mühendisleri kontrolünde yapılsa da; çok şükür inşaatlarımız yerli” şeklinde konuştu.