ÇIKMAZ SOKAKTAYIZ

Toplantıda Konuşan Gençlik Kolları İlçe Başkanı Recep KÜÇÜKATEŞ şunları dile getirdi, son günlerde artan terör olaylarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, daha önce yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını söyledi.Küçükateş Uyarılara Siz Anaların Aglamasını Mı İstiyorsunuz Diye Karşılık Veriyorlardı.O Gün Bu Uyarılara Böyle Cevap Verenler Şimdi Analar Aglamsın Diye Diye, Anaların Anasını Aglattılar Dedi

ÇIKMAZ SOKAKTAYIZ 

 Saadet Partisi Gölcük İlçe Gençlik Kolları Başkanı Recep KÜÇÜKATEŞ, yaptığı yazılı açıklamada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin zor günler yaşadığına değinen Küçükateş, siyasetteki ayrımcı dil konusuna sert tepki gösterdi. Küçükateş, “Ülkemiz gündemi baş döndürücü bir hızla değişmeye devam ediyor. Konuşulanların birçoğu ülkemizin temel sorunlarının tartışılmasından öte, sadece boş, anlamsız ve enerji kaybından öte bir şey değil. Yumruklar sıkılı, kaşlar çatık, konuşmalar hakaretlerle dolu, üslup problemli, dil acımasız, şefkatten uzak ve her şeyiyle kin ve nefretin hayatımızın her aşamasını kapladığı bir süreci yaşıyoruz. Günler geçiyor, sorunlarımız bir kartopu gibi büyümeye devam ediyor ve temel sorunlarımızı sürekli erteliyoruz. Milletimiz dünden habersiz, bugünü kurtaran, yarın ise ne olacağı ve ne ile karşılaşacağını kestiremeyen bir yol haritasına mahkûm edilmiş durumda” diye eleştirdi. 

İHANET, HAİN, SATILMIŞ 

Küçükateş, milletin her türlü sorunun üstesinden gelebileceğini de ifade ederek, üslup uyarısını yineledi.Küçükateş, “Her türlü sorunun üstesinden gelebiliriz. Her problemin çözüm yollarını bulabiliriz. Ancak insanlarımız arasına ekilen kin ve nefret tohumlarının sonuçlarını nasıl bertaraf edebileceğiz, kanaatimizce temel sorunumuz budur. Birbirini dinlemeyen, bırakın sevmeyi, saygı duymayı tahammül etmeyi bile beceremeyen bir toplum sıkıntılarından kurtulabilir mi? Nereye gidiyoruz? Hain, satılmış, ihanet gibi kavramların bu kadar ulu orta kullanıldığı bir siyasi dil, toplumda barışı nasıl sağlayacak? Adaleti nasıl tesis edecek? Huzuru nasıl gerçekleştirecek? Siyasi dil bu kadar ayağa düşer ve düşürülürse toplum kendi  içinde birbiriyle nasıl iletişim kurabilir” çağrısında bulundu.

 KAPALI KAPILAR ARDINDAN GİZLİ PLANLAR 

Ortadoğu’nun yüzyıl önce de dizayn edildiğini aktaran Küçükateş, “İçinde bulunduğumuz günler, bölgemizin yeniden dizaynedilmesi için gizli, açık planların yapıldığı günlerdir. 1.Dünya Savaşı devam ederken, Mayıs 1916’da Osmanlı topraklarını Sykes Picot gizli anlaşmasıyla İngiliz ve Fransızlar kendi aralarında paylaşmışlardı. Bugün de Irak fiili olarak 3’e bölündü. Suriye’de iç savaş devam ediyor. Yemen ve Libya’daki istikrarsızlık tüm bölgeye sirayet etmiş durumda.                                                                                         Mısır’daki darbe sürecinden kaynaklanan belirsizlikler hala  cevabını bekliyor. Bütün bu manzara bölgemizde aynı 100 yıl önce olduğu gibi bugün de kapalı kapılar ardında gizli planların yapıldığını göstermiyor mu?” diye sordu.

BÖLGENİN İSTİKRARSIZLIGINDA TÜRKİYEDE PAY SAHİBİ 

Saadetli Küçükateş, bölgede yaşanan istikrarsızlığın her geçen gün arttığına da değinerek, Türkiye’nin de bunda pay sahibi olduğunu söyledi. Küçükateş, “Çevremiz böylesine istikrarsızlaştırılınca, bunu olumsuz sonuçlarını biz de doğrudan hmeye başladık. Bugün 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz, ülkemizde yaşamak zorunda kaldıysa, bu sürecin psikolojik ve sosyolojik etkileri zaman içinde daha da etkili olacak demektir. Sultanahmet’te, Ankara’da, Reyhanlı’da, Diyarbakır’da, Suruç’ta patlatılan bombaların, Irak’ta, Suriye’de yaşananlardan bağımsız düşünülemeyeceği açıktır. Türkiye maalesef attığı yanlış adımlarla ve dış politikada vizyonsuz hareket etmesiyle bölgemizin istikrarsızlığında önemli pay sahibi olmuştur” diye konuştu.

 UYARILARA SİZ ANALARIN AGLMASINI İSTİYORSUNUZ KARŞILIGI VERİYORLARDI 

  Sokağa çıkma yasakları ve terör operasyonları konusunda da değerlendirmeler yapan Küçükateş, “Diğer taraftan ülkemizin bir bölümünde, haftalardır devam eden sokağa çıkma yasakları ile olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Açılım Süreci’nde yapılan yanlışların, Çözüm Süreci’nde atılan yanlış adımların acı sonuçlarını bugün çok daha net görebiliyoruz. Her gün gelen şehit haberleri canımızı acıtıyor yüreğimizi dağlıyor. Şehirlere silahların yığıldığını, PKK terör örgütünün dağ kadrosunu gençleştirerek, daha da sayıca artış sağladığını dile getirilen açıklamalar iktidar kanadı tarafından hiç dikkate alınmadı. Hatta bu uyarılar ‘Ne yani siz anaların ağlamasını mı istiyorsunuz?’ gibi yorumlarla karşı karşıya bırakıldılar. O gün bu uyarılara böyle cevap verenler, şimdi analar ağlamasın diye diye anaların anasını ağlattılar. IŞİD’le mücadele adı altında PKK’nın Suriye kolu olan PYD’ye verilen ABD desteği bugün doğrudan halk hareketi adı altında güvenlik güçlerimizi şehit ediyor, sivil kayıplarımıza sebep oluyor” şeklinde eleştirdi.

 GÜVENLİK GÜÇLERİNE ALGI TUZAGI  

Terör operasyonları ile yaşanan süreçte ortaya bir algı oyunu da konduğunu aktaran Küçükateş, “Oyuna bakınız ki, bir tarafta Doğu ve Güneydoğu’muzdaki insanımızın devlete olan aidiyet duygusu zayıflatılmak isteniyor, diğer taraftan güvenlik güçlerimizin PKK terör örgütü ve uzantılarının yönelik değil de, sanki halka karşı bir operasyon yürüttüğü algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu büyük bir tuzaktır ve bu tuzağa düşmeden yola devam edebilmeyi başarmalıyız” açıklamasını yaptı. 

HÜKÜMETE ACİL ONARIM PROGRAM ÖNERİSİ 

 Küçükateş, “Gelinen nokta kaygı verici ve hatta 77 milyon insanımızın bir beraber yaşama bilinci ve duygusu büyük yara alıyor” diyerek, şu ifadeleri kullandı:  “Milli birliğimizin, bütünlüğümüzün muhafazası zorlaşıyor. Böyle bir durumda hükümetin bir an evvel toplumun farklı kesimlerini de dahil ederek Türkiye için acil eylem ve onarım programını hayata geçirmesi gerekiyor. Böyle bir çağrı ilk etapta herkesin makul olarak kabul edeceği bir çağrıdır. Ancak varlığını kutuplaşmadan, ayrıştırmadan elde ettiği kazanımlara borçlu olanlar bu çağrıyı ne kadar dikkate alır, bu çağrı onlar için ne anlam ifade edebilir onu da kestiremiyoruz 

TÜRKİYENİN ÇÖZÜMÜ BRÜKSELDE WASHİNGTONDA ARANMAMALIDIR 

Türkiye’nin kendi sorunlarını çözebilecek güçte olduğunu da ifade eden Küçükateş son olarak şu çağrıyı yaptı: “Ayrımcılık, bölücülük yapmadan, sorunlarımızın çözümünü, Brüksel’de, Washington’da, Londra’da hatta Tel-Aviv’de aramadan kendi içimizde bulmak zorundayız. Etnik ve mezhepsel farklılıkların hiçbir şekilde kaşınmasına fırsat vermeden, şefkatle ve sabırla toplumun her kesimine dokunan bir çağrıya ihtiyaç var. Akıl bir şeyin sonunu düşünmektir. Türkiye’nin gerçekten yeni bir başlangıca, yeni bir söze, yeni bir sayfaya ihtiyacı vardır.” diyerek konuşmalarına son verdi.