PİRİ REİS’TE NE OLUYOR ?
İzmit merkez de günlük olarak yayınlanan Bizimyaka Gazetesi’nde yayınlanan ve kullanılan fotoğraflarda Piri reis İlkokulu’nun kastedildiği anlaşılan bir haber ortalığı karıştırdı. “ Okul Değil Sanki Sirk” başlığı ile yayınlanan haberde yer alan iddialar gerçektim vahim.
Bizim Yaka Gazetesi’Nde yer alan haber şöyle ;
Gölcük’te bir okulda öğrencilere kötü muamele ettiği öne sürülen bir öğretmen ve ona arka çıktığı iddia edilen bir okul müdürü hakkında gazetemize önemli iddialarda bulunan bir veli, “Öğretmen çocuğun kafasını duvara vurmuş. Müdür bana, yanına niye yalnız gitmediğimi ima etti. Her şeye para toplanıyor. Okul değil sanki sirk!” dedi
Gölcük’te bir okulda yaşananlar hakkında gazetemize iddialarda bulunan bir veli, hem kendi çocuğunun hem de diğer çocukların bir öğretmen tarafından şiddete maruz kaldığını söyledi. Konu hakkında hem öğretmenle hem de müdürle konuşmak istediğini söyleyen veli, “Öğretmen bana bağırıp çağırdı. Müdür ise pervasızca ve lakayıt davranışlar sergiledi” iddiasında bulundu.
GÖLCÜK’TE BİLİNEN BİR OKUL
Kimseyi haksız yere suçlamamak adına, isimlerini ve yüzlerini gizli tutarak, velinin çok ilginç iddialarını yayınlama gereği duyuruyoruz. Konu, donanma kentimiz Gölcük ve donanma ile sırt sırta olan bir ilköğretim okulu hakkında. Aileleri de görece statü sahibi ve okumuş insanların oluşturduğu bu okuldaki bir öğretmen ve okul müdürünün hakkındaki iddialar, şaşkınlık yaratacak cinsten.
Şimdi, bir velimizinbu eğitim yuvası ve o eğitim yuvasında çocuklara eğitim ve öğretimle görevli olan öğretmen ve yönetici ile ilgili inanması güç iddialarını aynen aktarıyoruz.
Şimdilik bu velimizin ismi bizde saklı. İstendiğinde gerekli kurumlarımızla bu bilgiyi paylaşabiliriz.
“ÖĞRENCİLERE KÖTÜ MUAMELE YAPIYOR”
Çocuğum bu ilköğretim okulunda eğitim görüyor ve bir takım rahatsızlıkları olduğu için de sürekli olarak onunla ilgilenebilmem için okulda oluyordum ve kısa süre sonra da sınıf annesi seçildim.
Sınıfımızın öğretmeni de M.Ç.’ydi. Öğretmenimiz genelde dersin (nedense) yaklaşık olarak yarısında derse geliyor, çocuklarımıza da sık sık yüksek ses tonu ile hitap ederek, hatta bağırarak, hatta hatta azarlayarak öğretmenliğini icra ediyor. Yani öğretmenlik yaptığını sanıyordu. Yine sürekli olarak dersteyken eşi ile telefon görüşmesi yapıp, sinirlenince de çocuklarımıza kötü muamele yapıyor ve rahatlıyordu. Ayrıca genelde sınıfta birkaç kendince daha akıllı öğrenci ile ilgileniyor, diğerleri ile ilgilenmiyordu.Hatta öğrencilerden bir tanesinin iddiasına göre, öğretmen öğrencilerden birini bir defasında darp ettiği bunu da öğrencinin kafasını duvara vurarak yaptığı şeklinde idi.
Tüm bu durumlardan, yani öğretmenin pervasızlıklarından ötürü kızım okula gitmek istemediği için biraz zorladım ve neden gitmek istemediğini sorduğumda, açıkça öğretmenden korktuğu için gitmek istemediğini ifade ettiğinden, artık sabretmenin faydasızlığını düşünerek, ben de şikayet etmektense sınıf annesi olduğumdan bu konuda öğretmenle konuşalım istedim ve birkaç kişiyi (veliyi)aradım. Ancak bunları duyan ana sınıf öğretmeni bu durumu gidip o öğretmene, “Veliler toplanıyor sizden şikayetçi olacaklar” diyor. Sonrasında M.Ç. adlı öğretmen, akşam geç saat beni arıyor ben de telefon sessizde olduğu için cevap vermemişim. Sabah çağrısını görünce geri aradım. Telefonda ses tonunu yükselterek, beni şikayet edecekmişsin gibi hakaretamiz konuşunca ben de “Geleyim yüz yüze konuşuruz” dedim.
“KONUŞMAK İÇİN OKULA GİTTİM”
Okula gittim kendisi ile konuşmak istedim. Ders zili çalınca, “Sonra konuşalım.” dedimse de, dersi ikinci plana atmayı alışkanlık haline getiren öğretmen, “Şimdi konuşacağız.” dedi. Ben de, “Öğrencilerin yanında mı?” diye sorunca, hiç çekinmeden tüm yüzsüzlüğü ile evet dedi. Bu sırada öğrenciler aralarında şakalaşıyor, yani ufak yaramazlıklar yapıyorlardı. Öğretmen de, “Şimdi benim ne yapma gerekir?” dedi. Ben de, “Öğrencilerin aileleri ile konuşabilirsiniz ya da rehber öğretmenle bu durumu paylaşabilir ve ona göre öğrencilerin daha uslu durmasını sağlayabilirsiniz. Ya da onlara kızabilirsiniz lakin dayak atmak, doğru olmayan kabul edilemeyecek iğrenç bir yöntemdir.” dedim. “Bana işimi mi öğretiyorsun.” Diyerek, bağırarak hakaretler savurdu.Ve doğal olarak medeni bir şekilde olacağını sandığım konuşma sonlandı.
Ondan sonra bana, hatta çok çirkin olmasına rağmen çocuğuma açıkça tavır almaya daha da kötü muamele yapmaya başladı. Çünkü sınıf annesi olarak ben böyle bir öğretmenin yanında olamazdım. Nitekim daha 7 yaşındaki çocukları (hatta kaç yaşında olursa olsun)döven birinin yanında olamam. O çocuk benim çocuğum olmasa bile mümkün değildir.
“OKUL MÜDÜRÜ DE PERVASIZ VE LAKAYIT DAVRANIŞLAR SERGİLEDİ”
Sonrasında bu durumu okul müdürüne anlatmak istedim ve Müdür Bey’e gittim. Ben durumu kendilerine izah etmek istedim ise de konuyu anlatırken beni rahatsız edecek şekilde aleni olarak tabiri caiz ise süzüyor, bana nereli olduğum gibi alakasız bir soru yönlendiriyordu. Tüm bu laubaliliğe rağmen, Rizeli olduğumu söyleyince, ''Ben de Orduluyum yani sen kılçıksın'' diyerek gereksiz ve olmaması gereken bir samimiyetle lakayıt tavırlar sergiliyordu.
Tüm sabrımla, artık o durumda mecburen sadece kendi çocuğumu düşünerek okul müdürüne sınıfı değiştirelim ya da öğretmenle siz konuşun dedim. O da ben sizin sınıfınızı değiştiririm diyince yine de dayanamadım ve diğer çocuklar ne olacak? 32 öğrenci daha var deyince, sen başkalarının işine karışma diyerek bana çıkıştı.
Bu süre zarfında öğretmen, çocuğumla uğraşmaya devam ettiğinden çocuğum da rahatsızlığından sıkıldığında havale geçirdi. Bu durumdaki bir çocuğa bile bu şekilde davranan bir eğitimcinin olması, gerçekten üzüntü verici diye öğretmenle olan tartışmamıza, bu kez okul müdürü gelerek, “Neden bana gelmedin?” diye senli benli konuşarak saçma bir soru sorunca, ben de sizlere geldim ama çözüm üretmediniz diyerek karşılık verdim. Müdür Bey de sabretmemiz gerektiğini, ben de sabrımızın zorlandığını ifade ettim.
Bu yılı böyle bitirdik. Sınıfın değiştirilmesi konusunda sonraki sene Milli Eğitim’den yazı gelmiş. Sınıfların mevcudu düşürülecek diye duydum ve sınıf değişikliği için dilekçe verdim. Ve bir arkadaşımla Müdür Bey’in yanına gittim.Sonra kartını verdi ve beni ara ben senin işini halledeceğim dedi. Ben aradım. “Ne zaman belli olur müdürüm?” deyince telefonda ''Sen benim yanıma gelirken neden birisiyle geliyorsun benden korkuyor musun?''( Aslında nedense yalnız gelmemi ima ederek)yine yakışıksız bir tavır sergileyince, ben de sinirlenerek “Ben Allah’tan başka kimseden korkmam.”dedim ve telefonu kapattım.
OKULDA PARA TOPLANIYOR İDDİASI
Ayrıca okulda çeşitli dönemlerde aidat adı altında para toplanıyor.Bunları bizler de çocuklarımıza yararı olacak diye verdiğimiz halde, sıkıntı yaşamaya devam ediyoruz. Öğretmeni seçmek istediğimiz de Müdür Bey kura ile diyor lakin başka arkadaşlar daha kura çekilmeden bizim istediğimiz öğretmene çocuğumuz o sınıfta okuyacak diyebiliyorlar. Müdür Bey ısrarla benim sorunlu veli olduğumu ve onun için de benim istediğim öğretmenin olmayacağını söylüyor ama her konuşmasında lakayıt tavırlarını sürdürüyor.
Ayrıca Gölcük'te bir öğrencinin okula çok fazla gelmeden müdür tarafından eve stajyer öğretmen gönderildiğini ve öğrenci sınıfı geçirildiği iddiası da ortalıkta dolaşıyor.
Annesi, müdür bize stajyer öğretmen gönderiyor diyor.Bu nasıl iş diye düşünmüyor değilim açıkcası. Burnuma da pis kokular geliyor.
Böyle bir uygulama var mı onu da doğrusu yetkililerin açıklaması gerekir.
Sabah kahvaltısı ve akşam yemekleri adı altında yemekler düzenlendiğinde bu yemeklerin parasının bizden alınması hususundaki zorunluluk da cabası.
OKUL DEĞİL SANKİ SİRK
Her türlü entrikayı çevirmek isteyen bu kişiler, her yapılan organizasyonda bizleri zorunlu tutması gerçekten artık canımıza tak dedi. Evde kutlamadığımız günleri okulda kutlamaya başladık.
Hatta ben bu duruma ses çıkardığım da okul müdürü beni okula çağırdı ve bana bağırarak ve ismimle hitap ederek, beni savcılığa vereceğini söylüyor ve ben de bunu yapabilirsiniz dedim.
Sonrasında hakkımda suç duyurusunda bulundu…
Çocuklarını okutmak için bin bir türlü zorluk çeken velilere kulak vermesi gerekiyor.
Bu konuda yetkilileri göreve çağırıyoruz.