SURİYELİ SIĞINMACILAR VATANDAŞ OLMA YOLUNDA

Kadir Has Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırma Merkezi’nin (MARC) ortaklığında, Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün koordinatörlüğünde ve Konrad Adenauer Vakfı desteğiyle gerçekleştirilen “Suriye’den Gelen Sığınmacılar ve Türkiye-AB İlişkilerine Etkileri Projesi” kapsamında düzenlenen çalıştay, Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde yapıldı.

 

“GERİ KABUL İLE GELECEKLERE HAZIR DEĞİLİZ”

Çalıştayın açış konuşmasını yapan Kadir Has Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi (MARC) Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakcı, söyledi: “Bugün İstanbul’un birçok semtine baktığınızda Suriyeli göçmenlerin yaşadığı, bir nevi gettolar görebilir duruma geldik. Bilindiği gibi Suriye’den sığınmacı akını başladığında, sayının 1 milyon civarında kalacağını düşünüyorduk. Ancak bugün geldiğimiz noktada sayı 3 milyonu aşmış durumda. Şimdi geri kabul anlaşmalarına göre, ülkemizde misafir ettiğimiz 3 milyonu aşan sığınmacının yanında 750 bin civarında hesaplanan AB ülkelerinden gelecek Suriyeli sığınmacıları da ağırlayacağız. Ancak devletimizin bu rakama hazırlıklı olmadığını da görüyoruz.”

 

SURİYELİ SIĞINMACILAR VATANDAŞ MI OLUYOR?

Suriyeli sığınmacıların zaman içinde vatandaşlığa geçme sürecinin de yaşanacağını söyleyen Doç. Dr. Bıçakcı, “Suriyeliler için başta Türkiye olmak üzere gittikleri ülkelerin vatandaşı olmaları durumu söz konusu olacaktır. Bunu Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dünkü konuşmasında ‘Şamlı seçmenler’e teşekkür etmesinden de anlıyoruz. Ancak bu gelişmenin Türkiye’nin dinamiklerini nasıl etkileyeceği de göz önünde bulundurulmak zorunda. Örneğin bir terör olayı yaşandığında olağan şüpheli olarak gözleri ilk önce Suriyeli sığınmacılara dönüyor. Bu duygu zaman içinde şiddetlenebilir” ifadelerini kullandı.

 

“AB İLE İLİŞKİLERİ SURİYELİ SIĞINMACILAR BELİRLEYECEK”

Suriyeli sığınmacılar konusunun Türkiye-AB ilişkilerine etkisini de değerlendiren Doç. Dr. Bıçakcı, “Bu konu son dönemlerde Türkiye-AB ilişkilerinin merkezine oturmuş durumda. Daha doğrusu Türkiye Suriyeli sığınmacılar konusunu AB’ye karşı elinde siyasi bir koz olarak kullanıyor. AB ise Suriyeli sığınmacıları, biraz da bu gibi kuruluşların doğası gereği dışsallama, üçüncü ve güvenli bir ülkede tutma peşinde. Ancak bu iki farklı tutumun ortak bir noktada buluşması gerek. Öyle görülüyor ki, Türkiye-AB ilişkilerinin seyrini bir süre daha Suriyeli sığınmacılar belirleyecek” diye konuştu.

Çalıştay daha sonra, Suriyeli sığınmacılar sorununun Türkiye-AB ilişkileri açısından durumu, kamuoyundaki Suriyeli sığınmacı algısı, sorunun güvenlik ve insani boyutlarının konuşulduğu oturumlarla devam etti. Proje kapsamında Ankara ve Gaziantep’te birer çalıştay daha yapılacak.