ÖRNEK ''İKİ REİS BİR GEMİYİ BATIRIR''

Yaşıyor ve görüyoruz. Deniz Kuvvetlerinin başına gelenler inanılmazdır. Adeta bir gizli güç Türk Deniz Kuvvetlerini yaşantımızdan silmeye çalışmaktadır.

İlk kan kaybını Balyoz, Ergenekon, Kafes, Poyrazköy, Casusluk ve Fuhuş davaları ile yaşayan Deniz Kuvvetleri ikinci kan kaybını daHoca Efendi’nin şakirtleri sayesinde yaşadı. Birinci olay gerçek bir kan kaybıydı ama ikinci olay deniz kuvvetlerini sterilize etme olayı oldu.

Deniz Kuvvetleri amiral listesini gözden geçirince gördüm ki 24 Temmuz itibariyle sadece son olayda kayıp oranı 30/56’dır. Albay ve aşağısındaki diğer personelin kaybı da ihmal edilmeyecek durumdadır.

Üzülmek mi gerekir? Bence hayır. Artık kalan personel daha dikkatli, daha huzurlu ve birbirleri ile tam bir takım ruhu içinde ve güvenle çalışacaklardır. Bu güne kadar deniz kuvvetleri içinde huzursuzluk kaynağı olan bir mikrop yuvası yok edilmiştir (masumiyet karinesine saygım vardır ancak buradakilerin çoğu suçüstü yakalanmışlardır). Ancak kalıntıları olabileceği konusunda hep dikkatli olmalı ve saptadıklarımızı merhamet etmeksizin adalete teslim etmeliyiz.

Gidenler gitmiştir. Giderken yanlarında Bahriye’ye ait hiç bir şey götürememişlerdir. Zira Bahriye’nin bütün bilgi ve deneyimleri kurumsallaştırılmıştır. Kaldı ki gidenler bulunmaz Hint kumaşı da değildirler. Bahriye Onları aramayacak ve eksikliklerini katiyen hmeyecektir. Vücut, sağlığına kavuşmuştur.

Geri kalanlar, onlar bu vatanın denizcileridir. O denizciler çok iyi bilir ki “iki reis bir gemiyi batırır”. Askeri ve Bahriye düzeni içerisinde emrini başka yerlerden alanlar bahriyeli olamazlar; olsalar olsalar ancak meczup bir hocanın başını çektiği bir cemaatin üyeleri olabilirler. Meczup hocanın müritleri en sonunda, zamanında bizlere yaptıkları kumpasın bedelini kendi eylemleri ile ödediler ve daha da ödemeye devam edecekler.

Nasıl zamanında Deniz kuvvetleri için her türlü gücümüzü verdiysek, gerekirse çok daha gelişmiş bir deniz kuvvetleri yaratmak için elimizden gelen her şeyi yaparız. Bizler bu Mavi Vatan’ın bekçileriyiz, bu görev için yetiştirildik ve onun için canımızı vermeye hazırız.

Nasıl MİLGEM’i yarattıysak, Bahriye’yi baştan ve çok daha güçlü yaratırız ve yaratacağız da. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki bundan sonra aramıza çağdışı fikirlerle donatılmış insanlar girmesin. Bilime ve aydınlığa inananların cemaat, mezhep, tarikat gibi saçmalıkları kabullenmeleri, bu fikir ve ideolojilere göre farklılaştırılmaları Bahriyelere hiç yakışmaz. Böyle bir ayırımcılığın, dini veya herhangi bir farklı şekilde tekrar yaşanmayacağına eminiz. Biz bahriyeliyiz yelkenin neden yırtıldığını araştırır ve tekrarlatmayız.

Bütün Türk ulusuna geçmiş olsun derken özellikle bir zamanların gerçek silah arkadaşlarıma, gösterdikleri metanet ve sükunet ile vatana bağlılık duygularından dolayı en içten duygularım ile teşekkür ediyorum. Varlığınız bile hain bir darbeyi önlemeye yetmiştir.

Uygun rüzgarlar, sakin denizler dilerim.

Özden Örnek

Emekli Deniz kuvvetleri Komutanı

Odatv.com