TEMAD’DAN SAĞLIK KONFERANSI

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Gölcük Şubesi Başkanı Bekir Tülü ve Yönetimi, üyelerine yönelik dün dernek binasında önemli bir konferans düzenledi.

Tülü, Op. Dr. Serhat Mustafa Çitoğlu’na teşekkür etti
Özel Kocaeli Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serhat Mustafa Çitoğlu, TEMAD Gölcük Şubesi’nde üyelere Tiroid ve Kalın Bağırsak kanseri hakkında konferans verdi. TEMAD Gölcük Şubesi Başkanı Bekir Tülü, kendilerini kırmayıp, konferansa katılım sağlayan Özel Kocaeli Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serhat Mustafa Çitoğlu’na teşekkür etti.

Üyelere hastalık hakkında önemli bilgiler verdi
Konferansa çok sayıda TEMAD Gölcük Şubesi üyeleri katılım sağladı. Özel Kocaeli Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serhat Mustafa Çitoğlu, çağımızın hastalıklarından Tiroid ve Kalın Bağırsak kanseri hakkında önemli bilgiler verirken, hastalığın neden oluştuğunu, evrelerini ve bu tür hastalıklardan korunma yollarını açıkladı. 

KOLON KANSERİ NEDİR ?
Halk arasında “kalın bağırsak” olarak bilinen ve sindirim sisteminin en son kısmında yer alan bölgede gelişen bir hastalık olan kolon kanseri, yaşamı boyunca her 20 kişiden 1’inde görülmektedir.

Kolon ve rektum, sindirim sisteminin birer parçasıdır. Kalın bağırsak, ince bağırsaktan sonra gelen organlardır ve ortalama 1,5 m uzunluğundadır. Ters dönmüş U harfi şeklinde karnın sağ alt tarafından kör bağırsak ile başlar, yukarı çıkar ve karaciğer altından dönüş yaparak karnı yatay geçer. Sol üst köşede yerleşen dalağın altına gelir ve yine bir dönüş yaparak sol taraftan aşağı doğru yönelerek rektumla birleşir. Rektum, ortalama 15 cm uzunluğunda ve kalın bağırsağın genişlemesi sonucu oluşan sindirim sisteminin son kısmıdır.

Kolon kanseri, kolonda yer alan hücrelerde başlar. Hücre sayısı çoğaldıkça, peçete halkası gibi dairesel şekilde kolon etrafına yayılır. Erken tanı konması halinde, kanser hücreleri sadece kolon içi ile sınırlı olarak tespit edilebilir. Erken tanı konamaması halinde ise, kanser yakın organlara, lenf bezlerine ve kan dolaşımı yoluyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yayılım gösterebilir.

Kolon kanseri tedavisinde başarıyı getiren en önemli kriter ise erken teşhistir. Kanser erken evrede saptandığında hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür. 

Kolon Kanseri Risk Faktörleri
Gelişmiş ülkelerde, kolon ve rektum kanseri oranı, gelişmekte olan ülkelere göre 4 ile 10 kat daha fazladır. Kolorektal kanserin nedenlerini; yaşam tarzı, çevresel etkenlerdeki değişiklikler ve kalıtsal genetik faktörler olarak sıralanabilir.

Genetik Faktörler
Ailesinde daha önce kolorektal kanser görülen kişinin kanser riski fazladır. Kalıtsal genetik faktörler, risk oranını arttırır. Hem kalın bağırsakta bulunan ailevi adenomatöz polipleri, hem de Lynch sendromu olarak da bilinen herediter (aileden çocuklara geçen, ailesel) polip dışı kolorektal kanseri, kolon kanseri riskini arttırır. Genetik kolorektal kanserler hastalığın sadece 5-10’u oluşturmasına rağmen, bu genetik faktörleri taşıyan insanların hastalanma yaşı diğer kolon kanseri hastalardan daha gençtir ve daha fazla yaşamsal risk taşımaktadır.

Herediter polip dışı kolorektal kanseri (Lynch Sendromu), genetik kolorektal kanserlerin en yaygın olanıdır. Birbirine uyumsuz DNA eşleşmeleri sonucu, kalıtsal gen mutasyonu ile oluşur. Ortalama tanı konma yaşı 45’dir. Bu tür gen mutasyonu ile endometriyum (dölyatağı iç zarı), yumurtalık, ince bağırsak, ureter (idrar yolu) ve renal pelvis (böbrek havuzcuğu) kanseri oluşumuna yatkınlık görülür.

Kişinin ailesinde ve birinci derecede akrabalarında kanser öyküsünün bulunması ise hastalığın ortaya çıkışını ciddi oranda etkilemektedir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerin, yakınında kaç yaşında kolon kanseri tespit edilmiş ise bundan 10 yıl önce kolonoskopi yaptırmaya başlaması gerekmektedir. Ailesinde kolon kanseri hikayesi olmayan veya herhangi bir şikayeti olmayan tamamen sağlıklı kişiler ise 50 yaşından itibaren en az bir kere kolonoskopi yaptırmalıdır. Uzman doktorlara görünme için kolayca online hastane randevusu alınabilmektedir?

Tiroid kanseri belirtileri nelerdir?
Tiroid kanserinin belirtileri nelerdir? Hangi durumlar tiroid kanserini işaret eder? Uzmanlar tiroid kanseri ve tedavisiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tiroid kanseri vakalarında genellikle şikayet belirtisi görülmez
Tiroid bezi, boynun ön kısmında yer alan, insan vücudunun protein ve enerji metabolizmasında önemli görevler üstlenen hormonları üreten, endokrin sisteminin en mühim organlarından biridir. Tiroid kanseri hastalıklarının büyük bir kısmında herhangi bir şikayet belirtisi görülmez. Kimi hastaların boyun kısmında kitle oluşmuş ya da lenf bezlerinde büyüme yaşanmış olabilir.  Bazı vakaların boğazında rahatsızlık hissi, nefes alıp vermede sıkıntı görülse de, farklı sebepler de dikkate alınmalıdır. Bilhassa seste kısılma, nefes darlığı, iştahsızlık ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi, ilerlemiş tiroid kanseri habercisi olabilir.

Kişilerin ortalama olarak yarısında bulunan ve tiroid bünyesinde kitle ile karakterize olan nodül sorunu, çoğu zararsız olmakla birlikte, kanser tanı ve tedavisini ilgilendiren kısmı ile özenli bir inceleme gerektirir. Tiroid kanseri, sıklıkla kendisini gösteren iyi huylu tiroid nodülleri ile ortak bulgu ve semptomları paylaştığından ciddi bir sağlık problemi olarak da ele alınmalıdır.

Tiroid’de tek ve sert bir nodülün fark edilmesi, çoğul nodüller arasında baskın ve ilerleyen bir nodülün tespiti, boyun lenf bezelerinde oluşan büyüme ve ultrasonografik incelemede rastlanılan birtakım karakteristik bulgular sonucunda tiroid kanserinden şüphelenilir. Bu gibi durumlarda uzmanlar tarafından mutlaka ince iğne biyopsisi uygulanmalıdır.

Kanser tanısı ise, şüphe edilen lenf bezesi veya tiroid nodülünden, ultrason desteğiyle yapılacak ince iğne biyopsi materyalinin patolojik incelemeleri sonucu ile kesinleşir. Biyopsi ve boyunda yapılacak ultrason taramaları en önemli kanser tanı yöntemleridir. Tiroid sintigrafisi ve hormon düzeylerinin ölçümü ise kanser tanısında fazla önem taşımazlar. Kanser tanısının konulmasından sonra boyun bölgesindeki lenf bezlerinin durumu cerrahi tedavi planı açısından titizlikle değerlendirilmelidir.

TEMAD üyeleri konferans sonunda Op. Dr. Serhat Mustafa Çitoğlu’na merak ettikleri soruları sorarken, Çitoğlu’na teşekkür ettiler.