Kocaeli Pazarcılar Odası Başkanı Ahmet Serim, İstanbul ve Ankara’da kurulan tanzim pazarlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Pazar tezgahlarındaki fiyat durumu ile ilgili açıklama yapan Serim, bir ürünün fiyatının ucuz olması için çok arzın fazla olması gerektiğini, Sebzecilikte bugün 4 lira olan ürünün, yarın 5 liraya satılamayacağını dile getirdi.

Pazarcıların sektörün içinde yetiştiğini dile getiren Serim, “Bir pazarcı mesleğin tüm inceliklerini bilir. Genelde ailecek çalışıldığı için işçi maliyeti de yoktur. Meyve ve sebzeciliği en iyi pazarcı esnafı yapar. Haliyle kurulan Tanzim Satış Yerleri’nin uzun soluklu olacağına inanmıyorum. 3-5 aya biter, en çok 1 yıl sürer. Ben bu işe 40 yılını mı verdim. Fakat yine de öğreneceğim çok şey var. Kabzımal, üreticiye 10’uncu ayda ödeme yapmaya başlar. Aylar öncesinden mahsulü satın alır ve yetişmesini bekler” dedi.

Ürünün fiyatının kendisi tarafından belirlendiğini kaydeden Serim, şöyle devam etti: “Ürün az olursa pahalı, çok olursa ucuz olur. Komisyoncunun fiyatı yükseltme tasarrufu olmaz. Bir domatesin ömrü belli, bunun fiyatını yüksek tutabilir misiniz? Domatesi değer kazanması için bekletemezsiniz. Akdeniz’deki ağır kış şartları nedeniyle fiyatlar yüksek.”

Tüketicilere bir de önemli uyarıda Serim, “Kışın patlıcan ve biber yemeyin. İlle de yiyecekseniz yaz aylarından hazırlayın. Pazarcıyım, ama patlıcanı, biber, araka, bezelye, taze fasulyeyi yaz aylarında konserve yapıp kışın tüketiyoruz. Eskiden sebzeyi 5’nci aydan itibaren satabilirdik. Ürün ancak o zaman yetişirdi. Şimdi 12 ay boyunca her şey var. Kışın ortasında domates, salatalık, patlıcan bulabiliyorsanız, fiyatına da katlanacaksınız” diye konuştu.

Sebzelerin kışın geç büyüdüğünü kaydeden Serim, açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Sera ürünleri bebek gibidir. En ufak olumsuzluktan etkilenir. Antalya’daki seralar kötü hava koşullarından etkilendi. Kocaeli kendi kendine yeten bir şehirdi. Kullar Ovası hem bize hem de İstanbul’a yetiyordu. Fakat burası şimdi ise sanayinin merkezi haline döndü.”

Bugün yaşanan sorunların uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle ortaya çıktığını dile getiren oda başkanı Ahmet Serim, “Türkiye’nin en iyi topraklarından biri Kullar Ovası idi. Burası Kandıra’dan bile daha verimli toprağa sahipti. Buradan Ankara’ya her gün 10 kamyon kıvırcık giderdi, şimdi bir kamyon kıvırcık çıkmaz” dedi.

Serim, sözlerini şöyle tamamladı: “Aç kalmak istemiyorsak çiftçiliğin bir meslek olduğunu anlamamız lazım. Bugün kim çocuğunun çiftçi olmasını istiyor, hiç kimse, ama patlıcanı 15 liradan alınca bağırıyoruz. Bence parayla bile olsa sebze bulduğumuza dua edelim. Kandıralı bir genç belediyeye asgari ücretle işe girmek istiyor. Halbuki 2 tosun büyütse, bir yılda 40 bin lira kazanacak. Çiftçilik yapsa da keza aynı oranda kazanır. Ama gidip asgari ücretle çalışmak istiyor. Kandıra topraklarının 4’te 3’ünde ürün yetiştirilmiyor. Köylerde topraktan altın fışkırıyor, bunu artık görmemiz gerekiyor.”

“Cumhurbaşkanımızı galiba birileri yanlış yönlendiriyor. Bu hafta Ankara’ya gideceğiz ve federasyon olarak Cumhurbaşkanımızla görüşüp durumu anlatacağız. Ardından kendi aramızda da bir toplantı yaparak son sürecin nasıl atlatacağımızı konuşacağız. Bu durumu bir zincir olarak düşünmeliyiz. Zincirlerden biri koparsa tüm proses dağılır. Sebzeciliği Allah’tan başkası endeksleyemez ne belediye başkanları, ne bakan yapamaz. Hava iyi ise ürün iyi alınır, kötüyse ürün yetişmez. Ürün bolsa ucuza yeriz, ürün azsa pahalıya.”