ZAFERİN 104. YILDÖNÜMÜ KUTLANDI

104 yıl önce Çanakkale boğazları ve İstanbullu ele geçirmek isteyen itilaf Devletlerine karşı savaşarak ve bu savaşta zaferle çıkan Türk için her yıl 18 Martta anma törenleri düzenleniyor. Bu kapsamda bu gün 18 Mart Çanakkale Anma 104 günü dolayısı ile Gölcük Anıtpark’ta Çanakkale anma töreni düzenlendi. Düzenlenen törene Gölcük Kaymakamı Mustafa Altıntaş, Gölcük Deniz ana üs ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Yavuz Kılıç, Gölcük Belediye başkanı Mehmet Ellibeş, Gölcük Başsavcısı Ökkeş Alpaslan Karcı, Gölcük Milli Eğitim müdürü Ercan Gülsuyu, Gölcük Jandarma Komutanı Binbaşı Burçak Kırca, Gölcük Emniyet Müdürü Selçuk Özdemir, Gölcük Muharip Gaziler Derneği başkanı Mehmet Hanefi Arslan, AK Parti Gölcük ilçe başkanı Çetin Seymen, CHP Gölcük ilçe başkanı Fikret Gürel, Gölcük Saadet Partisi ilçe başkanı Yaşar İsmail Yıldız, AK Parti Gölcük Belediye Başkan Adayı Av. Ali Yıldırım Sezer, CHP Belediye başkan adayı İsmet İşeri, Gölcük Saadet Partisi Belediye Başkan adayı Nihat Yıldız, Askeri erkan ve çok sayıda Gölcük Halkı katılım sağlamdı.

Tören çelenk sunumu saygı duruşu ve okunan istiklal marşı ile başladı. Okunan istiklal marşının ardından günün anlam ve önemini anlatan Dnz. Binbaşı Taner Erdem; “Çanakkale Zaferi, Büyük bir Ulusun, Gelibolu’da gösterdiği vatan sevgisidir. Çanakkale Zaferi, Yalnızca birinci Dünya savaşının bir cephe değil, Dünya Tarihinde en müstesna olaylarından biridir. En önemlisi de Çanakkale Zaferi Milli Mücadelenin öncüsüdür. 18 Mart 1915 Cumhuriyetimizin tohumlarının atıldığı bu günün savaş şartlarına göre üstün sayılacak Fransız, İngiliz, ortak donanmasının, inanmış Türk ordusunun tarafından bozguna uğratıldığı gündür.

 

Düşmana göre hasta adamı yıkmak için para, makine ve iyi bir plan yeterliydi. Tüm bunlara sahip olmalarının vermiş olduğu öz güvenle son bir hamle peşindeydiler. Ancak bir noktada yanıldılar. Kazanmak için tek bir şeye ihtiyaç vardı. İnanç o inançta Türk Milletinin sarsılmaz iradesinde fazlasıyla mevcuttu. Tam 103 yıl önce 18 Mart 1915 sabahı Fransızlar Anadolu yakasını, İngilizler Rumeli yakasını bombardıman altında tutarak boğazlardan çok kısa sürede geçmeyi ummuşlardı. Ancak karşılarına 7-8 Mart gecesi Nusret Mayın Gemisiyle Boğaza mayın döşeyen Türk Denizcisi çıkmıştır. Ardından Türk askeri, yaklaşık 7 saat süren bombardımana cesurca karşılık vererek, 270.000 ton ağırlığındaki 278 ağır topa sahip zırhlı gemilerden OCEAN BOUVET SUFFREN ve INFLEXIBLE’I Kruvazörleri ile 7 adet mayın gemisini batırmış, GALUOIS SUFFREN ve INFLEXIBLE’I AĞIR YARALANMIŞTIR. BÖYLECE 18 Mart gecesi Türkler İngilizler ve Fransızların boğazları geçemeyeceğini Tüm Dünyaya göstermiştir.

Yarbay Mustafa Kemal Conk Bayırı ve Koca Çimende İşgalcileri durdurmuş, 19 tümen ve 57. Alay kendi inisiyatifi ile cepheye sürerek Çanakkale cephesinin düşmesini engellemiş ve hem boğazları hem de İstanbul’u kurtarmıştır. Cephedeki savaşlar 17-18 Aralık gecesi Anzak bölgesinden yapılan tahliye hareketi ile Başlamış, 9 0cak 1916 tarihinde tamamlanmıştır. Çanakkale Zaferi, hiç kuşkusuz sonuçları itibarı ile tarihin akışını ve her şeyden önemlisi Türk Ulusunun kaderini değiştiren, çok bir başarıdır. Çanakkale Zaferi Vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk Milletinin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Başarabiliriz cümlesini ulu önder Atatürk ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum, cümlesiyle, seyit onbaşı 275 kiloluk topla, adı gönüllere kazınmış on binlerce şehit süngüsüyle eylemleştirdi. Çanakkale’den tüm cihana başarmıştık, başarıyoruz, başaracağız, diye haykırdık. Biz orada sadece Düşmanı ve maküs talihimizi değil, ön yargıları da yendik.

Çanakkale Zaferi ismi açısından her ne kadar bölgesel gibi görünse de sonuçlar evrensel nitelikte olmuş, Türklerin azim ve karalığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kanları ve canları pahasına büyük mücadeleler sonucu Cumhuriyetimizi kurarak bizlere armağan eden Başta ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Hakkın Rahmetine kavuşan şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz. Tük Silahlı Kuvvetleri sizlerin bıraktığı Zafer Meşalesini daha da yükseklere taşıyacak ve kendisine verilen her türlü görevi başarıyla yerine getirmeyi devam edecektir. Bizlere kutsal bir emanet olarak bırakmış olduğunuz Türkiye Cumhuriyetini sizlerden aldığımız güç, inanç ve özveriyle, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, Cumhuriyetin temel değerlerine sadık kalarak, gerektiğinde gözümüzü kırpmadan canımızı feda ederek sonsuza kadar koruma, yaşatma azim ve kararlılığı içerisindeyiz” dedi.

 

Fahri Haner