KESK’TEN EYLEM KARARI

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) üyeleri Eğitim Sen Şube binasında düzenlediği basın açıklamasında toplu iş sözleşmesi(TİS) görüşmelerine tepki göstererek 27 Ağustos tarihinde 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini duyurdu. Basın açıklamasında Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan, BES Şube Başkanı Gülüzar Ateş ve SES Şube Başkanı Gökhan Bektaş yer aldı. Basın açıklamasını gerçekleştiren KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan, “5 milyonu aşkın kamu emekçisini ve emeklisini kapsayan beşinci dönem toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Süreç bundan sonra Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nca sürdürülecektir. Bilindiği üzere konfederasyonlar, sendikalar toplu sözleşme tekliflerini 24 Temmuz'da Devlet Personel Başkanlığı'na vermiştir. Görüşmeler 1 Ağustos'ta yapılan toplantı ile başlamıştır. 16 Ağustos 2019 tarihinde yapılan toplantı oturumunda ise Kamu İşveren Heyeti adına Çalışma Bakanı hükümetin teklifini açıklamıştır” sözlerini kullandı.

 

EMEKÇİYLE AÇIKÇA ALAY EDİLDİ

“Söz konusu teklifte sadece maaş artışı rakamlarına yer verilmiştir” diyen Turan, “Kamu emekçilerinin hem genelde hem de hizmet kolları bağlamında yaşadığı yüzlerce soruna ilişkin tek cümle dahi edilmemiştir. Altışar aylık dilimlere bölünerek sunulan maaş artışı teklifinde ise,  2020 yılını ilk altı ayı için yüzde3,5 ikinci altı ayı için yüzde3, 2021 yılının ilk altı ayı için yüzde 3, ikinci altı ayı için yüzde 2,5 maaş zammı teklif edilmiştir. Yani, o günde vurguladığımız üzere beş milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisi ile açıkça alay edilmiştir” ifadelerini kullandı.

 

YÜZDE 4 BİR MÜJDE GİBİ SUNULDU

Sözlerini sürdüren Turan, “Ardından, mevcut anti demokratik toplu sözleşme sistemine bile aykırı olarak diğer konfederasyonlardan habersiz bir şekilde 19 Ağustos 2019 pazartesi gününün ilk saatlerinde Çalışma Bakanı ile yandaş konfederasyon Genel Başkanı arasında bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışma Bakanı görüşme sonrasında,  saat 02.16’de attığı tweet ile hükümetin teklifinin 2020 yılı için yüzde4 + yüzde4, 2021 yılı için ise yüzde3+yüzde3 olarak ‘revize’ edildiğini adeta bir müjde gibi sunmuştur” şeklinde konuştu.

 

CEBİMİZDEN AKTARILAN TEŞVİKLER

Turan sözlerini, “Çünkü kamu işvereni olan hükümet bu 20 günlük süreçte beş milyonu aşkın kamu emekçisinin ve emeklisinin insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş güvenli gelecek taleplerine kulaklarını tıkamıştır.  En yalın şekilde ifade ettiğimiz taleplerimizi anlamazdan gelmiştir. Bu anlayıp da anlamamazlıktan gelme hali,  bir emek ile sermaye arasında, alın teri ile rant arasında, üretenler ile istihdam yaratmadan halkın, emekçiler olarak bizim cebimizden aktarılan teşviklerle, vergi afları, vergi indirimleri ile yaşayan asalaklar arasında yapılan bir tercihtir” şeklinde sürdürdü.

 

MUTLU AZINLIĞA KIYAK ÜSTÜNE KIYAK

Turan sözlerinin devamında, “Yıllardır hakim hale gelen tercih bu kez de değişmemiştir. İstihdam üretmediği rekor kıran işsizlik rakamları ile tescillenen bir avuç mutlu azınlığa Hazinenin kefen parası olarak tabir edilen İhtiyaç Akçesine kadar yağmur olup akanlar bize damlayı çok görmüştür. Ödediğimiz vergilerle patronlara, yandaş müteahhitlere, bir avuç mutlu azılığa  ‘kıyak’ üstüne ‘kıyak’ yapmakta sınır tanımayanlar bize gelince yine ‘kaynak yok, bütçe imkanlarımız kısıtlı’ demiştir. Toplu sözleşme sürecinin en başından beri,  yaşadığımız sorunların sadece insanca yaşamaya yetecek bir maaş sorunundan ibaret olmadığının altını çiziyoruz” dedi.

 

HİZMET KOLU TALEPLERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ

“Masada da sürekli olarak bu durumu vurgulamaya devam ettik” diyen Turan, “Adı üzerinde taraflar arasında hakemlik görevi yapması yani tarafsız olması gereken kurulun üyelerinin çoğunluğu toplu sözleşmede taraf olan kamu işvereni tarafından belirlenerek daha başta kural hatası yapılmaktadır. Böyle bir Hakem Kurulundan kamu emekçilerinin lehine bir karar çıkmasını beklemek çok zordur. Nitekim uyuşmazlıkla sonuçlanan 2012-2013 yıllarını kapsayan ilk ‘toplu sözleşme’ de Hakem Kurulu hükümetin teklif ettiği maaş zammını sadece binde beş artırmış, hizmet kolu taleplerinin önemli bir bölümünü görmezden gelmiştir” açıklamasında bulundu.

 

SORUMLULUĞUMUZUN GEREĞİNİ YAPACAĞIZ

Turan açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emekliklerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir. En başından beri bu ilke doğrultusunda, kamu emekçilerinin ortak çıkarları için mücadele eden, bunun için bedeller ödeyen konfederasyonumuz KESK her zaman olduğu gibi bugün de üzerine düşen sorumluluğun gereğini getirmeye hazırdır.

 

İNSANCA YAŞAM VE GÜVENCELİ İŞ İÇİN

Üzerimize düşen bu sorumluğun gereğini yerine getirmenin bir adımı olarak bağlı sendikalarımızın üyelerinin katılımı ile 27 Ağustos Salı günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak tüm yurtta 1 gün iş bırakacağız. 27 Ağustos’ta insanca bir yaşam ve güvenceli iş için görevde olacağız. Sözlerimizi tamamlarken tüm konfederasyonları, sendikaları,  hangi sendikanın üyesi olursa olsun ya da herhangi bir sendikanın üyesi olmasın tüm kamu emekçilerini bizi yok sayan, alay eden teklifler sunanlara karşı haklarımızı korumak için 27 Ağustos’ta omuz omuza vermeye, göreve çağırıyoruz.” dedi