YÖNETİM PLANLAMA VE KATILIM
YÖNETİM PLANLAMA VE KATILIM
Türkiye birçok konuda önemli aşamalar kaydetti. İster kamu, isterse özel sektör olsun dünya standartlarında yapılanma içerisinde yol almaya devam ediyor. Özellikle özel sektör piyasa koşullarını iyi okuyan, başarıya odaklı, yabancı dil bilen, dünyayı iyi tanıyan kadrolar oluşturarak en verimli, en karlı dönemleri yaşamak istiyorlar. En tepedeki yönetici sıfatıyla “CEO” lar çok yüksek maaşlarla başına geçtiği şirketleri adeta uçurmak, sürdürülebilir gelişme anlayışıyla kendi “A” takımlarıyla sektörün en iyisi yapmaya çalışıyorlar. Tabi başarılı olanlar kadar, başarısız olanları da görmek mümkün. Sonuçta başarısız olanlar gidiyor.
Kamuda ise durum biraz daha farklı. Kurum, görev özelliklerine göre insanları sınav sistemiyle seçiyor. Devlet terbiyesi içinde iş garantisi altında kişilere önemli deneyimler kazandırıyor, derecesine, kapasitesine, biraz da arkasına aldığı desteğe göre yönetici kadrolarda yer veriliyor. Başarısız olunduğunda Genel Müdürler veya ona yakın pozisyondaki yöneticiler; ya istifa ederek ya görevden alınarak veya başka bir göreve atanarak makam değişiklikleri gerçekleşiyor. Özel sektör gibi işine son verilmiyor; tam tersi terk ettiği makamın karşılığı maaşını alıyor; ama pasif noktalarda işine geliyor, gidiyor. Başarısızlığın bedelini siyaset ödüyor.
Bugün artık kamu ve özel sektör, işlerini spontane kararlarla yürütmüyor. Her kurum ve kuruluş önümüzdeki yılın yada yılların stratejik planlamasını yapıyor. Kendine hedefler koyuyor. Yönetirken ve denelerken de günümüzde son derece gelişmiş yazılım tekniklerini de kullanarak mesaisini yürütüyor. Aslına bakarsanız iyi bir planlama, uygun, uyumlu, olumlu özellikler taşıyan personelinizle siz, koyduğunuz hedeflediğiniz çok rahat ulaşırsınız.
Kamuda “5018 sayılı mali yönetim ve kontrol kanunu” çıktıktan sonra artık bütün kamu kurumları, hedeflerine ulaşmak için ürettikleri politikaları stratejik planlarına yansıtmaları gerekiyor. Özellikle belediyelerin seçimden sonraki altı ay içinde “STRATEJİK PLANLARINI” yapmaları zorunlu.
Bir kent düşünün; Merkezi Yönetimin temsilcisi konumundaki Valilik, yerel yönetimin temsilcisi konumunda belediye, stratejik planlarını birbirine uyumlu bir şekilde yapmış olsunlar; kim kazanır? Elbette o kent kazanır. Peki bu yeterli midir? Asla yeterli değildir.
NEDEN?
Sebebi şu: Seçimler öncesi bütün adaylardan çok sık duyduğumuz bir cümle adeta kulaklarımızı tırmaladı. “Birlikte yöneteceğiz”. Peki, şehir birlikte yönetilecekse bu şehrin insanları bunun neresinde? Bu şehrin paydaşları, STK ları, iş dünyası, Üniversitesi, Muhtarları planlamada söz sahibi olmadan birlikte yönetimden bahsetmek mümkün değildir.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yücel YILMAZ “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı” hazırlanmadan önce ”KENT ŞURASI” adı altında tüm paydaşları topluyor. Salonda kimler var derseniz? Vali, Milletvekilleri, Üniversiteden davet edilen ilgili Öğretim üyeleri, Kamu kurumlarının Yöneticileri, Büyükşehir Belediyesinin bürokratları, Belediye Meclis üyeleri, . Muhtarlar ve STK lar. İşte ben buna katılım derim. Yönetişim modeli de, birlikte yönetmek te tam olarak budur.
Ne mutlu yönetişim düşüncesinde olan yöneticilere ve o kentin hemşerilerine. Sevgiyle Kalın.