ESNAF DEDİĞİN, ŞEHRİN HARCIDIR
Esnaf dediğimiz zaman aklımıza bir şehrin canlanmasında, ayağa kalkmasında olmazsa olmaz diyebileceğimiz en fedakâr meslek erbabı insanlar gelmeli. Ekmeğinin peşinde, ticarethane sahibi bu insanlarımızın kıymetini en iyi Gölcük halkı olarak bizler biliriz.
Deprem sonrası duvarlara “TERKETMEYECEĞİZ” yazılarının yazıldığı dönemlerdeydik. Esnaf Odası Başkanı Necmi Kocaman, o zaman Genel Sekreterdi. Bir sabah odada kahvaltı yapalım dedik ve ertesi gün birkaç arkadaşımızla buluştuk. Gündemimizin sorusu şuydu;
Gölcük için ne yapabiliriz?
Bu soruya cevap bulmamız için şehrin protokolünden hayatta kim varsa bir araya gelelim ve bu sorunun cevabını bulalım dedik. Bu arada zaman kaybetmeksizin bir çalışmayı yürürlüğe koyduk. Hemen bir A4 kâğıdına broşür hazırlatıyoruz ve altına slogan olarak şunu yazıyoruz: “ALIŞVERİŞLERİNİZİ GÖLCÜK'TEN YAPINIZ, HERŞEY GÖLCÜK İÇİN”. Karadeniz Kırtasiye'nin sahibi Selahattin bey kardeşim, hemen tasarımını yaptı, para da almadı, genç kardeşlerimiz şehrin her tarafına bu broşürleri yapıştırdı. Sonrasında Necmi Kocaman ile dükkânı yağmalanmış bile olsa,hayatta olan esnaf kardeşlerimize ulaşıp satış bile yapmasalar bu şehrin geleceği için dükkânlarını açmalarını, tezgâhlarının başında bulunmalarını rica ettik. Allah onlardan razı olsun, hayalet görünümlü o günün Gölcük'ünde esnafımız bu talebe karşılık dükkânlarını açtı.
Esnaf olmadığında, şehir neye yarar, hiç düşündünüz mü?
Çoluk çocuğunuzla hep beraber sabah sıcak ekmekle şöyle güzel bir kahvaltı yapacaksınız; ama ekmek yok, ekmeğe ihtiyacınız var. İşte bunun için, bu ihtiyacınızı karşılamak için birileri uykuyu terk etmiş çalışmış ve size ekmek yetiştirmiş... Ayakkabınızın toka kısmı kırılmış tamirci oturmuş tezgâhında sizi bekliyor. Gözlüğünüzün camı gevşemiş, ayarlayacak gözlükçü hazır. Pantolon paçası yapılacak terzimiz var. Evde cam kırılmış camcımız da var. Saatiniz arıza yaptı saatçi, çaydanlığın kulpu düştü ustası hemen köşedeki dükkânda. Arabanın lastiğine çivi batmış, lastikçi aramayın birkaç tane var. Hangi birini sayayım bilemiyorum. Bunları her zaman önümüzde hazır bulduğumuzdan hiç dikkatimizi çekmezler bile; ama olmadıklarında hayatımızı felç edecek eksikliklerimizin gidericisi olan bu yüce gönüllü insanlar, emek, yürek sahibi değerli insanlar, gerçekten ve yerinde bir ifadeyle bu şehrin harcıdırlar, çimentosudurlar, olmazsa olamazlarıdırlar... Hepsine şükran borçluyuz, hepsine teşekkür ediyoruz ve hepsine aileleriyle birlikte huzurlu ve hayırlı bir ömür diliyoruz.
TUİK verilerine göre, Türkiye genelinde 1Milyon 693 bin 357 esnafımızın 1 Milyon 800 bin 933 kayıtlı iş yeri vardır. Neredeyse her yüz kişiden ikisi esnaf. Herkese devlet kadrolarında iş bulamayacağımıza göre, insanların evine ekmek götürebilmeleri için esnaflığı seçmesinden doğal ne olabilir?
Esnaflık gibi zor ve zahmetli işlerin elbette kendi içinde birçok sorununun olduğunu kendi meslek kuruluşları vasıtasıyla dile getirdiklerine tanıklık ediyoruz.
AVM'ler, market zincirleri, markalaşmış küresel sermayenin ürünlerinin bayileri, krizler, kredi faizleri, vergi artışları, eleman giderleri, elektrik, su, doğalgaz zamlarının getirdiği maliyet artışları gibi sabit gelirli olan insanların hiç anlayamadığı, haberlerinin bile olmadığı problemler, bugün esnaf sayısında artışa değil azalmaya doğru gittiğini, nitelik anlamında zafiyetlerin oluşabildiğini görmemek mümkün değil. Topluma verilen hizmet ve kent hareketliliği anlamında önemli işlevleri olan bu saygıdeğer meslek erbabı kitlenin, devletin şefkatli ellerinde korunması, kollanması gerektiğine inanıyorum. Yoksa, canın köfte istedi kıymanı hazırlayacak kasabı;çamaşır makinen bozuldu, onaracak ustayı; saçın sakalın uzadı seni insan içine çıkacak hale getirecek berberi ve daha nice esnaf erbabını, bugün olmazsa bile yarınlarda bulamayabiliriz.
Sevgiyle kalın