ANAYASAL HAKLARIMIZA DOKUNMA
Atatürkçü Düşünce Derneği Gölcük Şube Başkanı Cemil Özbaş İçişleri Bakanlığına dernek yönetimlerine kayyum atama yetkisi verilmesi konusundaki kanun teklifi hakkında yaptığı basın açıklamasında şunları dile getirdi:
Anayasa Madde 13: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” demektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 33. maddesinde ise; “Derneklerin kanunun öngördüğü hallerde hakim kararıyla, kapatılabileceği veya faaliyetten alıkonulacağı” düzenlemesi mevcuttur. Ancak, “Gecikmesinde sakınca bulunan özel durumlarda ise, kanunla yetkili kılınan merci tarafından alınacak kararın, yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulacağı; hakim kararının kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde, bu idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkacağı” öngörülmüştür.
Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Yasası ile derneklerin tüm çalışmaları yasa ile belirlenmiştir. Mevzuat, mevcut haliyle bile dernekler için son derece kısıtlayıcı ve sınırlayıcıdır. Hal böyle iken; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve yoğun tartışmalara neden olan yeni yasa teklifinde: “terörizmin ve kitle imha silahlarının finansmanının engellenmesi” gerekçesi ile “dernek yönetimlerine kayyum atama, dernek malvarlıklarının dondurulması ve faaliyetinin durdurulmasına ilişkin düzenlemeler” bulunmaktadır. Oysa:
· Yurttaşlarımızın örgütlenme hakkı, demokratik toplum düzeninin ve Anayasa’nın demokratik devlet ilkesinin ön koşulu ve güvencesidir.
· Demokratik toplumlarda, yurttaşların örgütlenmeleri ve örgütsel etkinlik gerçekleştirmeleri hukuki güvence altındadır.
· Yasalar çerçevesinde, yasaların denetiminde ve güvencesinde oluşturulan örgütlenmeler, çağdaş dünyada demokratik baskı unsurları olup demokrasinin ve çoğulcu toplum yapısının temelini oluşturmaktadır.
· Hukuk devletinde yurttaşlar, yaşadıkları topluma karşı sosyal sorumluluklarını, ancak, demokratik kitle örgütlerinde güç birliği yaparak yerine getirebilir.
Bu bağlamda; Atatürkçü Düşünce Derneği, Kamu Yararına Çalışan bir Demokratik Kitle Örgütü’dür. Kurulduğu günden bu yana, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik her türlü bölücü ve gerici kalkışmaların karşısında durmuştur. Terörün, nereden gelirse gelsin emperyalizme hizmet ettiğinin, faşizmin değirmenine su taşıdığının bilincindedir.
Derneklerin işlevsiz hale getirilmesi, terör bahanesi ile yurttaşlarımızın örgütlenme hakkının elinden alınması ve demokratik kitle örgütlerinin faaliyetlerinin kısıtlanması asla kabul edilemez. Devlet, terörle mücadelede her türlü imkan ve araca sahiptir. Bu gerekçe ile derneklerin yönetimlerine kayyum atanabilmesi, malvarlıklarına el konulabilmesi ve faaliyetlerinin durdurulabilmesi, şahıs devletinin oluşumundaki en ürkütücü ve en son kilometre taşıdır. Bu düzenleme ile devlet ve toplum yapısı, kazanılmış hak ve özgürlükler geriye götürülecek, dernek yöneticilerinin seçme ve seçilme yoluyla güvencede olan örgütlenme özgürlükleri de İçişleri Bakanlığı’nın siyasi vesayeti altına alınmış olacaktır.
İktidarın baskıcı yönetim anlayışı, bugüne kadarki hukuk tanımaz uygulamaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilen bu yasa teklifinin ardındaki niyetleri daha iyi görmemizi ve anlamamızı sağlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve niteliklerine düşman, cemaat ve tarikatlarla iş birliği içinde olan iktidarın, ne yapmak istediğini görüyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini Anayasa hükümlerinin ve demokratik toplum yapımızın korunması için, bu yasa teklifini reddetmek üzere göreve çağırıyoruz.
Atatürkçü Düşünce Derneği, aynı kaygıları paylaştığı ve benzer amaçları benimseyen tüm demokratik kitle örgütlerini bu yasa teklifine karşı ortak mücadeleye çağırmaktadır. Boyun eğmeyeceğiz, yolumuzdan dönmeyeceğiz…
Milletimize saygılarımızla duyururuz.