(İHA) – 11 yaşındaki İlker Yasin Turan’ın ailesi, konuşma çağına geldiği zaman çocuklarının konuşamadığını fark etti. Bu süre içinde isteklerini elleriyle anlatmaya çalışan İlker Turan, sinirli tavırlar sergilemeye başlayınca aile, doktorların kapısını çaldı. Doktorlar ilk olarak aileye, tembelliğe alıştığı için konuşamadığını söyledi. Ancak yapılan detaylı testlerde İlker Yasin Turan'a gelişim geriliği teşhisi konuldu.

Hayvan terapisinin önemi
Turan ailesi ardından ise Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin kapısını çaldı. 4 yaşında eğitim almaya başlayan İlker, ilk önce ailesinin pozitif desteği, öğretmenlerinin yaklaşımı, hayvan terapisi ve doğa ile iç içe eğitim sayesinde 5 yaşında ilk kelimesini söyledi. Aile ise o anlarda sevince boğuldu. İlker’in gelişimini anlatan teyze Rabia İtmiş, “İlker konuşamayan bir çocuktu. Çok sinirliydi, elleriyle bir şey anlatmaya çalışıyordu. Anlamayınca etrafta bulduğu her şeyi bize fırlatıyordu. Buraya başladığımızda çok geliştiğini gördük. Tek tek kelime, ardından cümle kurdu. Okuma yazma öğrenmeye başladığını da görünce çok mutlu olduk. Gelişim geriliği var. Okuma yaşına geldiği zaman konuşamadığını anladık. Doktora gitmeye karar verdik. Hiçbir hastalığı olmadığını, el hareketlerine alıştığı için tembellik yaptığını söylediler bize. ‘Üzerine gidin’ dediler. Gelişim geriliği olduğunu söylediler. 4 yaşında buraya geldik, bir sene dolmadan tek tek kelime söylemeye başladı. İlk kelimelerini duymak, çok başka bir şeydi” dedi.

“Akranları tarafından dışlanıyordu”
Fizyoterapist Nur Beyza Bekler ise, “İlker bize geldiğinde 4 yaşındaydı. Hiçbir şekilde konuşamıyordu. İstediklerini genellikle el hareketleri ile belli ediyordu. Anlamadığımız zaman davranış problemleri gösterebiliyordu. Akranları tarafından dışlanıyordu. 7 yıldır kurumumuzda. Şu anda çok güzel şekilde konuşabiliyor, hayvanlarla çok güzel arkadaşlık kuruyor. İstediklerini ifade edebiliyor. Çocuklar ile etkileşime geçip, hayvanlarla oynayabiliyor. Burada özellikle bireysel eğitime yoğunluk verdik. Konuşma, kendini ifade etme, temel becerilerimiz yükseldi. At terapisi ile birlikte vücut farkındalığımız arttı. Bu şekilde devam ediyoruz” diye konuştu.