DERYA ÇAVDAR'DAN 15 TEMMUZ MESAJI
Tam altı yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sirayet etmiş ipotek ve icazet altındaki dar bir kadro devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçmiştir.
15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü zalimlerin tetikçiliğini alenen üstlenip cani ve hain yüzünü hayâsız ve hunhar şekilde göstermiştir.
Türkiye üzerinde hesap yapan, aziz millet varlığının birliğine, dirliğine ve tarihsel sürekliliğine kanlı cephe açan iç ve dış işgal güçleri FETÖ’yü kullanıp silahlandırarak emellerine ulaşmak istemişlerdir.
Hem içerden hem de dışardan siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalar kanalıyla ağır operasyonlara uğrayan ülkemizin 15 Temmuz’da iç kargaşa ve kaosa düşmesi, hatta bölünerek devrilmesi amaçlanmıştır.
Zorlu bir coğrafyada yaşadığımız malum bir gerçektir. Geçmişten kalan husumet ve huzursuzlukların bugünkü zaman diliminde farklı yol ve yöntemlerle tedavülde bulunması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı gerektirmektedir. Fetihlerimizin intikamını, zaferlerimizin rövanşını almak için kuyruğa giren Türk düşmanlarının hiç boş durmadığı, ya doğrudan ya da devşirdikleri hainlerle rehavetimizi kollayıp müsait bir ortam yokladıkları bilinen bir husustur.
15 Temmuz her şeyden önce terörist darbe kalkışmasıdır.
Sevk ve idare merkezi Pensilvanya, emir ve komuta zinciri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiyerarşik yapısının dışındadır.FETÖ on yıllar boyunca devlete sızarak yerleşmiş, stratejik ve kritik mevkilere takiye ile yığınak yapmıştır.
Devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar nüfuz eden bu hain örgüt Türkiye’nin yıkımı için yıllarca hazırlık içinde olmuştur.
TSK, emniyet, yargı, bürokrasi, medya, iş dünyası, üniversite ve diğer eğitim kurumlarıyla birlikte siyasete yuvalanan FETÖ, Türkiye’yi tıpkı bir ahtapot gibi sarmıştır.
Melanet Gülen çetesi 15 Temmuz’da Türk milletine silah çekmiş, son şansını denemiş, son kozunu oynamıştır.
Darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir.
Darbecilerin gasp ettiği tanklar altında ezilseler de teslim olmayan, korsan savaş uçaklarının sortileri ve sonik patlamalarına boyun eğmeyen, helikopterlerden açılan ateşlere hedef olsa da korkmayan, meydanlarda, yollarda, köprülerde direne direne devleşen aziz millet evlatlarıyla ne kadar övünsek azdır.
15 Temmuz’da ihanet imanı yenememiş, batıl Hakk’ı alt edememiştir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün kıyamete kadar baki kalacağını, bu konuda aziz milletimizin her şeyi göze alacağını ikazla paylaşmak ve herkese de duyurmak istiyorum.