BU RAMAZAN FARKLI OLSUN, YAZA HAZIRLIK OLSUN

Ramazanda diyet yapmak ve kilo vermek elbette mümkün. Her ne kadar ramazanda pideler, çeşit çeşit tatlılar, zengin iftar sofraları ön plana çıksa da ramazan ayı aslında bir arınma dönemidir. Ancak pek çoğumuz tam tersini yaparak bedenlerimize ekstra yük bindiriyoruz. Etrafınızda mutlaka ramazanda kilo verip ramazan bitince yeniden hızlıca kilo alanlar vardır. Bunun sebebi ramazanda sağlıksız beslenmek. Pek çok kişi sadece kilo vermeye odaklanıyor ve yöntemle ilgilenmiyor ancak marifet kiloyu koruyabilmekte. Uygun olmayan yollarla verilen kilolar fazlasıyla geri gelecektir. Yani doğru uygulamalarla ramazan dönemi aslında fazla kilolarımızdan kurtulmak için bir fırsat.

 

Ramazanda yer, sonra diyete başlarım!

Evet şu an pek çok kişi yaz geliyor diyete başlamalıyım ama şu ramazanı bir geçireyim, ramazanda doya doya yiyeyim sonra en iyi şekilde başlarım düşüncesinde. Ancak maalesef durum pek de öyle olmuyor. Eğer kişi ramazanda kontrolsüzce ve sağlıksız beslendiyse metabolizmasına ciddi zarar vermiş olur ve sonrasında toparlanması pek de kolay olmayacaktır. O nedenle kilo vermek isteyen kişilerin ramazanda bu sürece başlaması çok daha uygun olacaktır.

 

Altın Öneriler

Öncelikle bedenimiz uzun süre susuz kalıyor. Vücudun kaybettiği suyu iftardan sahura kadarki süreçte uygun miktarda, uygun şekilde ve uygun saatlerde yerine koymamız gerekiyor. Oruç tutarken sahuru atlamamak çok önemli. Yani bu dönemde mutlaka 2 ana öğün yapılmalı. Sahur yapmadığımızda açlık süremiz iyice uzayacaktır ve uzun vadede kas kayıpları yaşanması muhtemel. Hepimizin günlük alması gereken belli bir protein miktarı var bu miktar yaş, kilo ve hareket düzeyimize göre değişkenlik gösteriyor. Başlıca protein kaynaklarımız; yumurta, etler, süt ürünleri ve baklagillerdir. Hem sahur hem iftar öğünleri mutlaka proteinden zengin olmalı. Eğer kişi sahur öğününü atlarsa ihtiyacı olan proteini sadece iftardan karşılaması gerekir ki bu oldukça zor olacaktır. Zaten iftar öğününün çok ağır olmasını istemiyoruz. Yani durum böyle olunca mutlaka sahur öğününü yapmak gerekiyor.

Karbonhidratı kısıtlayın!

Öğünlerin yeterli ve dengeli bir şekilde planlanması oldukça önemli. Proteini yeteri kadar almamız gerektiğinden bahsettik. Yeteri kadar lif almak da son derece önemli. Lif tüketimi uzun açlıktan sonra kan şekerinizin hızlı yükselmesini önleyecektir. Tabiki tek başına liften zengin beslenmek kan şekeri dengesi için yeterli değil, karbonhidrat tüketimimizde de aşırıya kaçmamak gerekiyor ve kompleks karbonhidrat kaynakları tercih edilmeli. Örneğin ramazan pideleri basit karbonhidratlara örnektir. Yani kan şekerini hızlı yükseltir. Bunun yerine ramazanda da tam tahıllı ekmekleri tercih etmek uygun olacaktır. Tüketilebilecek diğer kompleks karbonhidratlara örnek vermek gerekirse; bulgur, karabuğday, yulaf, baklagiller, tam buğday makarna sıralanabilir. Bir diğer makro besin grubumuz ise yağlar. Yağı ne kadar tükettiğimiz kadar hangi yağ türünü tercih ettiğiniz de önemli. Elbette öncelikli olarak zeytinyağını öneriyoruz. Diğer sağlıklı yağ kaynaklarına balık, ceviz, avokadodan gelen yağlar örnek verilebilir. Sınırlı miktarda tereyağı tüketilebilir ancak ayçiçek yağını mümkünse tercih etmeyelim. Ayrıca ramazanda tuz ve kafein tüketimini de azaltmak gerekiyor.

Yoğun tatlı ihtiyacı ne anlama gelir?

Eğer kişi iftardan sonra yoğun bir tatlı tüketme ihtiyacı hissediyorsa bir yerlerde mutlaka bir problem vardır. Öncelikle bunun bulunması gerekiyor. Öğün düzenini, tercih edilen besinleri gözden geçirmek gerekiyor. Gerçekten yeterli ve dengeli besleniyor musunuz? Doğru bilinen yanlışlar var mı? Oradaki tatlı sizin için ne anlam ifade ediyor. Duygusal bir yeme durumu mu var. Yoksa kan şekeri dengenizde bir problem mi var gibi pek çok ihtimal var. Bunlar üzerine çalışılması gerekiyor. Tatlı tüketimini sıfırlayalım diyemeyiz elbette, ama güzel bir denge kurmak şart.

 

Uzman Diyetisyen Hatice ÖNDER

Medar Hastanesi Gölcük