MARMARA DENİZİ'NDE ALG PATLAMASI ALARMI
(İHA) - TÜBİTAK MAM, geçtiğimiz sene Marmara Denizi’ni adeta esareti altına alan müsilaj yapılarını gözlemleyebilmek amacıyla bu sene deniz üzerinde kapsamlı araştırmalar yaptı. Yapılan gözlemler ve araştırmalar neticesinde Marmara Denizi’nde müsilaj bulgularına rastlanmadı.
Marmara Denizi’nde 8-20 Nisan tarihleri arasında TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda İzmit ve Bursa Gemlik Körfezleri başta olmak üzere tüm Marmara Denizi’nde toplamda 120 istasyonda izleme çalışmaları yaptıklarını söyleyen TÜBİTAK MAM Deniz Araştırmaları ve Teknolojileri Araştırma Grubu Lideri, Başuzman Araştırmacı Dr. İbrahim Tan, “Bu izleme çalışmasında herhangi bir müsilajlı yapıya hem yüzeyde hem su kolonunda rastlamadık. Ayrıca TÜBİTAK MAM Sahili’nde yani İzmit dış körfezinde bir şamandıramız bulunmakta. Burada fizyokimyasal parametreler günlük olarak ölçülüyor. Sefer sırasında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi uzmanları tarafından havadan çekilmiş fotoğraflar bize ulaştırıldı ve hızlı bir şekilde numune alıp tarafımıza gönderilmesini istedik. TÜBİTAK MAM laboratuvarlarında analizini gerçekleştirdiğimizde planktonik açıdan müsilajlı bir türe rastlanmasa da kızılötesi spektrumları geçmişteki müsilajlı yapıyla benzerlik gösterdiğini ama sınırlı bölgede olduğunu ortaya koyduk” dedi.
“Marmara, devamlı izlenmesi gereken bir deniz”
24 Nisan ve 25 Nisan’da hem Yalova açıklarından hem de İzmit Körfezi’nden alınan örneklerin polen olduğunu, yalnız bu polenli yapının altında planktonik canlılara rastlandığını kaydeden Dr. İbrahim Tan, “Alg çoğalması yapacak seviyede yüksek bir çoğalma bu. Kırmızı algler olarak geçer ve denize dönem dönem kırmızı rengini veren algler olduğunu tespit ettik. Son olarak şunu diyebiliriz; Marmara Denizi gibi stresin yoğun olduğu bir yerde dönem dönem müsilaj yapılarının görülmesi normal. Devamlı izlenmesi geren bir deniz. Yalnız 15 Nisan’da sınırlı bölgede kalan müsilaj yapının, genelinde oluşmadığı, 24-25 Nisan’daki örneklerin de polen olduğunu ortaya koymaktadır. TÜBİTAK MAM olarak hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hem de müsilaj bilim kurullarıyla dirsek temasımız, iletişimimiz devam etmektedir” diye konuştu.