Dünya’nın neresine giderseniz gidin,

Belki de her yerde görebileceğiniz ortak bir alan vardır..

Pazar yerleri..

İzliyoruz, geçmişte gittiğimiz yerlerden gördük..

Karmaşası, kalabalığı, gürültüsü ile Pazar yerleri,

Yerleşim birimlerinin olmazsa olmazıdır..

Bir kesim için geçim kaynağı,

Diğer kesim için ucuz alış veriş merkezleridir..

Gölcük Pazar yerleri açsından ne yazık ki sıkıntılı bir ilçe..

Meşhur Çarşamba pazarımızın hali zaten ortada..

Bir de başka bir meşhur pazarımız var ki,

Gideni de, orada yaşayanı da o gün doğduğuna pişman hale getiriyor.

Değirmendere pazarı..

Aslına bakarsanız, Değirmendere’nin nüfusu şimdikinin onda biriyken Cumartesi kurulan,

Bir sokaktan ibaretti..

Ancak, Değirmendere büyüdü, gelişti..

Nüfus olarak saysanız 50 binlere yaklaştı..

Doğal olarak da Cumartesi pazarı artık orada olamaz hale geldi..

Mehmet Ellibeş döneminde,

Hisareyn de, Düzağaç Mahallesi’nde ve Yenimahalle de kapalı Pazar yerleri yapıldı..

Gayet güzel, esnafı için de, vatandaş içinde uygun yerler oldu..

Değirmendere de de kapalı Pazar yapılacak yeterli büyükte alan bulunamayınca,

Beldenin tek boş arsasına bir Pazar yeri yapılması planlandı..

Yapılacak bina, hafta içi otopark görevi görecek, Cumartesi günü ise Pazar yeri olarak hizmet verecekti..

Niyet iyiydi ama bir şeyler yanlış oldu..

Projeden mi, anlayıştan mı, yeterli istişare yapılmamasındanmıdır bilinmez,

Ortaya enteresan bir bina çıktı..

İki yüz küsür pazarcı olduğunu düşünseniz,

Sadece bu esnaflar oraya araçlarıyla gelip mal indirseler ortalık bir birine girer..

İçeri nasıl sığılacak, kalabalık da vatandaş nasıl alış veriş yapacak, hele ki yaz aylarında nasıl nefes alacak belli değil..

Çünkü binanın her tarafı, kendisinden daha yüksek binalarla kaplı..

Sözün özü;

Niyet iyiydi ama uygulama olmadı..

Gidin bakın siz de ,

O binadan Pazar yeri olur mu olmaz mı karar verin..

Kalın sağlıcakla..