“Üzülerek ve esefle kınayarak ifade etmek istiyorum ki; basını, basın dışı amaçları için kullananların, basın özgürlüğünü ve kişilikli gazeteciliği nasıl ortadan kaldırmaya çalıştıklarını maalesef bir kez daha şahit oluyoruz. Kendini usta gazeteci olarak nitelendirenler köşe yazılarında kirli dillerini CHP’ye, CHP’de aktif görev yapmış kadınlara uzatma cüretinde bulunarak, tüm emektar CHP’li kadınları incitecek bir yazı kaleme almışlar. Gazetecilik etiğine de, üslubuna da sığmayan bu yazıyı şiddetle kınayarak, bu üslubu ret ederek başlamak istiyorum sözlerime. İnsanlığınız mı öldü? Vicdanınız mı kurudu? Bu partiyi, bu partinin emekçilerini, meslektaşlarınızı dilinize almadan, kaleminize dolamadan önce hiç mi düşünmediniz emeklerini, sizin için verdiği mücadeleyi? Belli ki nankörsünüz! O dilinize doladığınız Cumhuriyet Halk Partili kadınlar ve erkekler, evlatları ile birlikte meslektaşlarınız ve sizin için ‘Şeffaflık ve basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır’ dedi ve 25 gün, 432 kilometrelik Adalet Yürüyüşüne çıktı. ‘Çok sesli çağdaş bir toplum olabilmenin yolu, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasından geçiyor’ dedi milyonlarca insanı da yanlarına alarak başladılar yürümeye… ‘Gazetecilerin düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı bir Türkiye istiyoruz’ dediler ve ellerine ‘Hak, Hukuk ve Adalet’ pankartları alarak saatlerce, günlerce yürüdüler. Tüm gazeteciler için, tüm basın emekçileri için attılar adımlarını. Ancak o yürekli kadınlar insanlık dersi verdikçe, görüyoruz ki sizde nankörlük halen diz boyu.  Bu kadar emeğin karşısında bu mudur gazetecilik anlayışınız? Kişisel problemlerinizi yazıya dökerek hesaplaşmanızın günah keçisi ne basın emekçileri, ne kadınlar, ne de Cumhuriyet Halk Partisi olamaz gazetecilikten anladığınız eğer bu ise sizin gazeteciliğinizi de tanımıyoruz! Meslek ilkeleriniz, hukuk ve vicdan muhasebeniz nerede?

Duayen meslek erbaplığından kastınız; ‘Ağzı laf yapmak, hakaret ederek prim yapmak, kalemi kıvrak olmak’ ise bizim nazarımızda ağabeylik vasfınız da, gazetecilik kimliğiniz de yok hükmündedir artık. Kadınları hedef alan, cinsiyetçi, sığ bakış açısını kınamakla beraber, kadınlara yöneltilen bu sözlü şiddetin son bulması için tepkilerinizi ortaya koymaya devam edecek ve hukuksal alanda da her daim kadın haklarının savunucusu olacağız. Herkes kendine bir çeki düzen versin. Had bilsin! Ne Cumhuriyet Halk Partisi, ne de bu partinin emektar kadınları kirli kalemlerin yazılarında konu edilemez.”