SAZIN USTASI OLDU
HA) -İzmit'de yaşayan 4 çocuk annesi Leyla Budak (55), 1992 yılında saz ustası eşi Selahattin Budak’la evlendikten sonra memleketi Erzurum'dan Kocaeli'ne taşındı. İlk enstrüman dükkanlarını 29 yıl önce İzmit'te açan Budak çifti, daha sonra saz yapmaya da başladı. Sık sık eşine yardım etmek için dükkana giden Leyla Budak, enstrüman tamiri işine yatkınlığını fark etti. İlk önce saz tamir etmeyi öğrenen Budak, daha sonra telli enstrümanlarda kendisini geliştirdi. 4 çocuk annesi Budak, 29 yıldır küçük tamirhanede telli enstrümanların tamirini yapıyor.
Budak çiftinin beden eğitimi öğretmeni kızları Seçil Aktaş ise boş zamanlarında dükkana gelerek, öğrenmek isteyenlere bağlama eğitimi veriyor. Leyla Budak enstrüman tamir ederken, kızı Seçil Aktaş ise annesine bağlama çalarak eşlik ediyor.
"Ben öğrendikçe eşimin hoşuna gitti"
1992 yılından bu yana eşiyle birlikte çalıştığını anlatan Leyla Budak, "Saz yapımı ve tamir etmesi eşimin çocukluktan bu yana mesleğidir. Eşim dükkanda çalışınca ben de onun yanına gidip, gelirken bir şeyler öğrendim. Tel takmayı, perde takmayı sonra tamirini öğrendim. Ben öğrendikçe eşimin hoşuna gitti. Kadınların yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Öğrendim ve kendi paramı kazanıyorum" ifadelerini kullandı.
Saz tamirini yaptığını fakat çalmayı bilmediğini belirten Budak, "Gençliğimde öğrenmek istedim ama sonra hevesim geçti. Solağım diye çalamadım" dedi.
"Telli enstrümanların tamirini yapıyorum"
Eşinin saz yapma konusunda usta olduğunu belirten Leyla Budak, temin ettikleri tekneleri saza dönüştürmek için 6 ay emek verdiklerini ifade etti. Budak, "Bağlamayı sıfırdan eşim yapıyor. Ben tamirlerini yapıyorum. Örneğin sazın teknesi çatladıysa önce tekneyi cilalıyorum. Tutkalı kaynatıyorum. Yapıştırıyorum, cilalıyorum. Tellerini, perdesini değiştiriyorum. Gitar, keman, ut gibi diğer telli enstrümanların da tamirini yapıyorum" şeklinde konuştu.
"Dükkana gelenler, 'Usta sen takma, yenge taksın' diyorlar"
Çevredeki vatandaşların takdirini topladığını dile getiren Budak, "Beni yadırgamıyorlar, hoşlarına gidiyor. Kadınların eli daha yatkın olunca teli hep benim takmamı istiyorlar. Eşime, ‘Usta sen takma, yenge taksın’ diyorlar. Telleri ben değiştiriyorum. Daha itinalı yapıyorum. Ben genç olsam büyük dükkan açmak isterdim ama artık çocukları büyüttük, okudular. Bize de burası yetiyor" diye konuştu.
Oğlu ve kızının bağlama çaldığını, aynı zamanda eğitim de verdiklerini kaydeden Budak, "Bizden sonra baba mesleğini sürdürmelerini istedim ama nasip olmadı. Ben gerçekten çok istedim ama çocuklarım tercih etmedi" ifadelerini kullandı.
"İsteyenlere bağlama kursu veriyorum"
2007 yılından bu yana bağlama çaldığını söyleyen Seçil Aktaş ise "Anne ve babamın yanına gidip gelirken bağlamaya merak saldım ve öğrendim. Beden eğitimi öğretmeniyim ama hala annemin yanında isteyenlere bağlama kursu veriyorum. Bağlamayı da özellikle ağabeyimin teşvikiyle öğrendim. ‘Sen yapamazsın’ diyerek beni teşvik etti" dedi.
Müşterilerin, 'Ağabey yok mu' diyerek dükkana geldiğini anlatan Aktaş, "Annemi görünce şaşırıyorlar. 'Abla sen mi yapıyorsun' diyorlar. Bence kadınlar her sektörde olmalı. Kadınların erkeklerden daha iyi çalıştığını düşünüyorum. Annemi de destekliyorum. Genellikle dükkanda annemle beraber oluyoruz. Ben de onun yanında bağlama çalışıyorum" diye konuştu.