YAZIN GEÇ GELMESİNDE KORKULACAK BİRŞEY YOK
(İHA) - . İklim değişimlerinin sıcak ve soğuk dönemlerden oluştuğunu kaydeden Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Ekin Gökçe Benli, sıcak dönemlerde su buharlaştığı için yağışların arttığını, soğuk dönemlerde ise yağışların azaldığını söyledi. Son 60 yılda yaşanılan iklim değişimlerine değinen Benli, "1960'lı yıllarda hava sıcaklığı yüksekti, dolayısıyla çok fazla yağış vardı. 1970'li yılların başlarında ise sıcaklıklar düştü, dolayısıyla yağışlar olmadığı için de kuraklık oldu. Su sıkıntısı olduğu için de köyler arasında kuyu ile ilgili çeşitli çatışmalar oldu. 1980'li yıllara gelindiğinde ise sıcaklıklar tekrar artmış ve verimli bir dönem geçirilmiş. 1990'lı yıllara gelindiğinde ise sıcaklıklarda ani bir düşüş olmuş. Dolayısıyla yağışlarla yağmadığı için HES barajlarımız çalışmamış. Ülkemiz ilk defa Bulgaristan'dan elektrik satın almak zorunda kalmış. 2008'li yıllarda yine sıcaklıklar düştü ve yağışlar olmadığı için tarlalarda verimlilik azaldı. Dünya genelinde buğday fiyatları 4 katına kadar çıktı. Bununla birlikte petrol fiyatları da yükseldi. Tabii ülkemiz konumundan dolayı diğer ülkelere nazaran bu krizi daha hafif atlattı" dedi.
"Korkulacak bir durum yok"
Son yıllarda yaz mevsiminin daha erken geldiğine dikkat çeken Benli, "Daha fazla ısınıyorduk ama 'yaz her yıl bu kadar erken gelecek' diye bir şey yok. Mevsimler birkaç hafta geç gelir veya erken gelir. Bu konu endişelenecek bir durum değildir. Yani bakıldığında yağışların uzun sürmesi bizim yararımıza olan bir konudur. Dediğim gibi endişelenecek bir durum söz konusu değil. Ama tabi ileriyi düşünmek de lazım. Çünkü ani iklim değişikliklerinde ülkemizin buna hazırlıklı olması lazım" diye konuştu.
"Bu nüfusa o su yetmez"
Türkiye'nin geçtiğimiz yıllardaki kurak dönemleri, diğer ülkelere nazaran iyi geçirdiğinin altını çizen Benli, "Baktığınız zaman şuanda barajlarımızdaki doluluk oranı fena değil ama bir süre yağmur yağmadığında bu oran hızlıca düşecektir. Çünkü buharlaşmada olacak. O yüzden ülkemizin hızlı bir şekilde tarım ve su politikasına ihtiyacı var. Nüfusumuz her geçen artıyor. En yağışlı olduğu dönemde dahi maksimum yağış oranı bellidir. Bu nüfusa o su yetmez. Dolayısıyla bu konuya yönelik tedbirler alınması lazım. Barajlardan tarım alanlarına suların kapalı sistemle iletilmesi gerekiyor. Çok fazla buharlaşma olduğu için kapalı sisteme geçilmesi lazım ve tarım alanlarında tarım politikası belirlenmeli. Dünyada tarım için kullanılan su miktarı gelişmiş ülkelerde yüzde 40'ken ülkemizde yüzde 80 gibi devasa miktar kullanılıyor. Bu çok fazla, zaten nüfus artarken kuraklık olduğunda bu su kimseye yetmeyecek. Bunun yanı sıra şehirlerde yağmur suyu ve kanalizasyon sularının ayrılması gerekiyor. Yağmur sularının barajlara tekrardan yönlendirilmesi lazım" şeklinde konuştu.