YÜCEL ''PANDEMİ SAĞLIKTA BİR DEVRİ KAPAMIŞ BİR DEVRİ AÇMIŞTIR''
Başkan Yücel “Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da çok zor dönemlerden geçtiğini hepimiz biliyoruz. Adına Pandemi denen Coronavirüs salgını için tüm insanlık büyük kayıplar veriyor. Deprem gibi doğal afetlerde kayıp sayılarını bir çırpıda öğreniyor şok acıları yaşıyorsunuz. Bu defa öyle değil; her duyduğunuz ölüm sizi perişan ediyor. Ayrıca ben ne zaman yakalanacağım korkusunu yanı başınızda hissediyorsunuz. Bu salgın bize ülke savunması kadar insan sağlığının devlet tarafından korunmasının da bir o kadar önemli olduğunu öğretti. Madem insanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz; o halde insanı yaşatmak için devletin bütün enstrümanları kullanması gerekmez mi?
KENDİ AŞIMIZI ÜRETMELİYİZ
Başkan Yücel “Hangi Aşıyı kullanalım yada kullanmalı mı? Kullanmamalı mı? Türkiye olarak yerli aşımız olsaydı bütün bu endişelerin hiç birini yaşamazdık. Aşıyı bulan bilim adamları Türk; ama yaşadıkları yer yurt dışı. Neden? Çünkü burada o kıymetli insanlarımızı kaçırmış, onlara istenen şartları oluşturamamışız. İnsanlarımızı beyin göçü adıyla yurt dışına kaçırmışız. Her yıl 250 bin insanımızın gittiği gibi. Ambargolar bize yurt savunmasında kendi silahımızı kendimizin yapması gerçeğini öğretmişti. Savunma sanayine verilen destekler, AR-GE destekleri sonucu bugün geldiğimiz nokta hepimizi memnun ediyor, takdir ediyorum.Aynı şekilde Pandenmi sürecinin bize, bu yaşananlardan sonra insan ve toplum sağlığı açısından bakış açımızı, vizyonumuzu ve gelecek planlarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor. Adı biyolojik savaş olsun ya da salgının bilmem ne çeşidi olsun, ama ne olursa olsun, ilgililerin gelecek planlarını yeni dünya koşullarına göre yapmaları gerekir. Savaşlar uzun sürmüyor; ama salgınla yapılan mücadelenin ne zaman sone ereceği belli olmuyor. Sağlık ordumuz, kaybettiklerimizin yanında hem fiziksel, hem psikolojik olarak aşırı derecede yoruluyor. Bu yetişmiş insanlar silah değil ki yerine yenisini satın alalım. Demek ki sağlık ordusu projeksiyonunu ayrıca değerlendirmek, sağlık personel politikalarını küçük hesaplar yapmadan onları motive edici, özendirici olarak ele almak durumundayız. Aynı şartlarda çalışıyor olmalarına rağmen, doktora parasal destek verip diğer sağlık çalışanlarını ayırırsanız bu hem hakkaniyetli olmaz, hem de motivasyonu bozar. Bu günleri gördükten sonra sağlık ordumuzu özendirmeli, teşvik etmeli, koruyup kollamalıyız. Bu davranışımız sağlıkçı olma anlamında insan ilgisini olduğu kadar sağlıkta nitelik ve nicelik olarak daha üst seviyelere çıkmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde sektörde yeterli sayıda çalışan bulmakta zorlanabiliriz. Son olarak kendi ilaçlarımızı üretmeli, sağlıkta dışa bağımlılığı en aza indirmeliyiz. Maalesef bu işin bedeli can kayıplarıyla ödeniyor.