DOKU VE ORGANLAR TAKLİT EDİLECEK
DOKU VE ORGANLAR TAKLİT EDİLECEK
Kocaeli’de genç bir mühendis evinde kurduğu laboratuvarında, dokuları ve organları taklit ederek, ilaçların insan vücuduna girmeden önce test edilmesine olanak sağlayacak 3D Biyoyazıcı geliştirdi.
Kocaeli’de genç bir mühendis evinde kurduğu laboratuvarında, dokuları ve organları taklit ederek, ilaçların insan vücuduna girmeden önce test edilmesine olanak sağlayacak 3D Biyoyazıcı geliştirdi.
(İHA) - Gebze Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi bünyesinde kurduğu şirkette çalışan 26 yaşındaki Biyomedikal Mühendisi Gül Banu Aydın, pandemiden dolayı evinde kurduğu laboratuvarında, tasarımı tamamen yerli ve milli olan GBA SPC1 model 3D Biyoyazıcı geliştirdi. Türk mühendis tarafından 4 aylık bir sürede üretilen ve dünyada bir ilke imza atılan cihaz ile doku ve organlar taklit edilerek, ilaçların ve kozmetik ürünlerin insan vücuduna girmeden önce test edilebilmesi, böylece deneylerde daha az hayvanın kullanılması amaçlanıyor. Aydın, doku mühendisliği çalışmaları sayesinde ileride organ fabrikaları kurulabileceğini hayal ediyor.
"Kişiye özel organlar yapabiliriz"
Cihazın tasarım açısından yerli ve milli bir özellik taşıdığını belirten Biyomedikal Mühendisi Gül Banu Aydın, “Biz şunu hedefliyoruz; dokuları taklit edip kanserleştirerek, ilaçları onun üzerinde denemek ve başka dokular üzerinde de kozmetik ürünleri deneyerek insanların vücuduna girmeden önce bu ürünleri laboratuvar ortamında test edip, yan etkilerini azaltmak ve hayvan deneylerini azaltmak. Kanserleşmiş dokuların üzerinde ilaçları deneyerek insanların vücuduna zerk edilmeden önce yüksek performans gösterecek ilaçların oluşturulmasını hedefliyor. Neden doku mühendisliği çalışmaları bu kadar popüler ve insanların heyecanını cezbediyor? Kişiye özel dokular yapabiliriz, kişiye özel organlar yapabiliriz. Yani gün gelecek bir hasta sizin yanınıza gelerek ‘Karaciğerimde problem var’ diyecek. O kişinin MR-CT datalarını kullanarak problemli dokuyu, ya da dokunun içerisinde hasar görmüş yapıyı taklit ederek hastaya nakledebileceğiz ve hastanın sıkıntısını organ naklinden önce giderebileceğiz. Yani organ fabrikaları olacak belki de ve insanlar oraya gelecek, ‘Bana kalp lazım diyecek’ ve biz de ona kalbi basıp göndereceğiz” dedi.
“Doku iskelesi üzerinde hücreler çoğalıyor”
Üretilen 3D Biyoyazıcı ile basılan doku iskelelerinin yanık tedavilerinde de kullanılabileceğini vurgulayan Aydın, “Doku iskelesi sizin yanık kısmınıza implant ediliyor ve oradaki hasarı gideriyor. Hücreler bu bastığımız porlu yapı gösteren doku iskelesi üzerinde çoğalarak doku iskelesinin bir süre sonra bozunur olmasından mütevellit, bozularak oradaki hasarın giderilmesini sağlıyor. Yani bizim bu bastığımız doku iskelesi üzerinde hücreler çoğalıyor ve orada bir yapı inşa ediyorlar. Oradaki iskele işini gördükten sonra da eriyip gidiyor” diye konuştu.
“Dünyanın çeşitli yerlerinden insanlar bize nasıl yapıldığına dair sorular soruyorlar”
Dünyada ve Türkiye’de 3D biyoyazıcı üreten şirketlerin mevcut olduğunu fakat bunların bütün ürünlerinin ticari ürünler olduğunu kaydeden Aydın, “Biz ise GBA SPC1 model biyoyazıcımızla ticari kaygı gütmeden, bütün insanların bu teknolojiye ulaşabilmesini amaçladık, öyle de oldu. Türkiye’den ve dünyanın çeşitli yerlerinden insanlar bize, GBA SPC1 ile ilgili mesajlar atıyorlar ve nasıl yapıldığına dair sorular soruyorlar. Bu sistemi biz sıfırdan kurguladık. ‘İnsanlar nasıl rahat edebilir, nasıl kolay bir şekilde doku iskelesi basabiliriz, doku mühendisliği çalışmalarını nasıl yürütebiliriz’ diye düşünerek yola çıktık. İlk önce tasarımı kurguladık, bütün parçalarına karar verdik. Daha sonra montajına geçtik. Montajında tabii ki de sıkıntılar çıktı. Çünkü sanayiye gidip ustalarla görüştüğünüzde sunduğunuz şeylerle bulduğunuz şeyler farklı oluyor. Onları da hemen revize etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu tarzda problemler yaşadık” şeklinde konuştu.
“Evimi laboratuvar haline getirdim”
Kendi evinde çalışmanın çok güzel bir durum olduğunu vurgulayan Aydın, “Benim aslında bir ofisim var. Fakat salgından mütevellit ulaşımın önüne geçebilmek için evimi laboratuvar haline getirdim ve bu şekilde daha kolay işler yapabiliyorum. Gece bir montaj yapıyorum ya da tasarımları revize edip tekrar mevcut 3D yazıcılarda parçaları basıyorum ve istediğim malzemeyi laboratuvarda hazırlayıp, eve getirip falkon tüpler içerisinde basabiliyorum. Bunlar da işimi kolaylaştıran şeyler. Bu harika bir şey. Yani bir yerden bir yere gitmek zorunda kalmıyorum. Evinde 3D yazıcı olanlar beni çok iyi anlayacaktır, istediğiniz şeyi hemen gün içerisinde basabiliyorsunuz ve onun montajını yapıp sıkıntıyı giderebiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de herhangi bir tedarikçi bulamadık”
Doku mühendisliği çalışmalarında iğne tedariki konusunda ciddi sıkıntılar çektiklerini aktaran Aydın, şöyle konuştu: “Bu iğneleri biz Çin’den getirtiyoruz, Türkiye’de herhangi bir tedarikçi bulamadık ve çok kaliteli dokular üretebilmek için ince uçlu iğneler kullanmak zorundayız. Bunlarda da tıkanma problemi yaşıyoruz ve açmak gerçekten vaktimizi alıyor. Hatta açılmayı bekleyen yüzlerce iğne var diyebilirim.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.